Ali de bizim Ömer de Bizim
Veysi ERKEN Dr.
Hz. Muhammed Mustafa’nın s.a.v risaletinin başlangıcından beri münafık, fasık, fettan, facir seciyeliler İslam toplumunun huzurunu ve refahını engellemek, hakkın hâkimiyetini kırmak, adaletin icrasını engellemek için faaliyetlerini sürdürmüşlerdir, tefrika tohumlarını ekmişlerdir, ekmeye devam ediyorlardır.
Bilinmelidir ki her Müslüman Kur’an ve Sünneti yaşamak, onları tefekkür zemini olarak kabul etmek ve yorumlarını buna göre yapmakla mükelleftir.
Muhtelif yorumlar olabilir ancak yorumlar tefrika konusu asla olmamalıdır. Allah; “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. Âl-i İmrân-103” buyurur.
Yorumlar mezheb, tarikat biçiminde ifade edilebilir.
Ancak mezhep ve tarikatlar asla ana cadde durumunda olan Kur’an ve sünnete aykırı olmamalıdır.
Aykırı olan her yorum, mezheb, meşrep, tarikat, görüş İslam dışıdır.
Olay ve olgulara bu gözle baktığımızda İslam “tevhidi” Siyonist haçlı zihniyeti “tefrika”yı esas aldığını ve Siyonist anlayışın Müslümanlar arasında “tefrika”yı, “bölücülüğü” oluşturmaya çalıştığını görüyoruz.
Suriye’deki gelişmeler üzerine Siyonistlerin Müslümanlar arasında tefrikayı arttırmak için devrede olduklarını, alamet-i farika olan şahsiyetler üzerinden bölücülüğü arttırmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Hz. Ali ve Hz. Ömer, Osman, Ebubekir üzerinden tefrikayı arttırmaya çalışıyorlar.
Siyonistlerin bu oyununa asla düşülmemelidir.
Bu oyuna düşenler ancak ve ancak Siyonistlerin piyonu, uşağı olur.
Evet.
Hz. Ali de bizi, Hz. Ömer de, Osman da, Ebubekir de bizim.
Ehl-i Beyt hepimizin.
Mezhebi, meşrebi, tarikatı ne olursa olsun her Müslüman ashabı kiramı sever, sevmekle ve onların yaşadığı İslam’ı yaşamakla mükelleftir.
Zira hepsi tebliğ edilen vahye, Kur’an’a ve Hz. Muhammed’in s.av. sünnetine uygun yaşamaya ve yaşatmaya çalışmışlardır.
Hâsılı kelam.
Ali de bizim Ömer de bizim.
Farklı düşünenler ya kirkorun ya mişonun yolundadır. Onların torunlarıdır. Merhum Ayırım ve bölücülük yapanlar merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimizin ifadesiyle
“İlim adamıyım der, araştır mason çıkar
Dört makale yazmışsa dördü de fason çıkar
Hele bir araştır bak aslını-astarını
Büyük dedesi Yorgi, babası Mişon çıkar.” cinsindendir.
Unutmayalı şimdi ve her zaman birlik zamanıdır.
Birleşin diyor Abdurrahim Karakoç ağabeyimiz.
“Birleşin ey! Yolları Kur'an'da birleşenler
Birleşin, itikatta, imanda birleşenler
Ayrılık yakışmıyor, bölünmek günah size
Birleşin ey! Secde-i Rahman'da birleşenler.”
Evet.
Secde-i Rahman’da birleşenler için Ali de bir Ömer de bir.
Ali de bizim Ömer de bizim.
Selam ve Sabırla… 29.12.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?