İtimadını Kaybeden Mevcut Na Mevcut Olur*
Veysi ERKEN Dr.
“Şu hükmü kim inkâr edebilir?
Şahsî veya umumî her tekevvün, her oluşum, her ihdas, idamesini itibarına ve itimadına borçludur. İtibarını ve itimadını kaybeden her mevcut sonunda namevcut olur. Aksine itibarını ve itimadını muhafaza edebilen her mevcut çok uzun zamanlar boyunca hayatiyetini ve haysiyetini devam ettirir. İşbu hakikat insandan eşyaya kadar bütün mahlûkata şamildir. Hakeminden hâkimine, aşçısından avcısına, bakanından bakmayanına kadar herkes; masasından kasasına, sobasından robasına, bıçağından uçağına her eşya; imarlıktan mimarlığa, kalfalıktan kaptanlığa, işçilikten dişçiliğe her meslek, marketten şirkete, postaneden pastaneye, mescitten meclise her kurum itibarını kaybettiği an zeval çukuruna düşme şansını elde etmiş olur. S.62”
İtibar ve itimad, değer ve güven ortadan kalktı mı o oluşum, tekevvün, ihdas zeval bulmaya ve yok olmaya başlar.
Fıtratın gereğidir zeval bulma.
İtibarını ve itimadını kaybeden toplumların zeval bulacağını Allah bizlere bildiriyor.
Toplum imtihanı kaybeder ve kendini değiştirmeye başlarsa yokluğa ve zevale yönelir.
Ayetlerde: “Bu böyle olmuştur; çünkü Allah, bir topluluğa lütfettiği nimetini, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez ve Allah her şeyi işitip bilmektedir. Enfal-53”
“Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Ra’d-11”
Hâsılı kelam.
İmtihanı başaramayan ve kendini değiştiren, oluş gayesini yitiren her oluşumun mukadderatı bellidir.
Zeval.
Zeval kaçınılmazdır.
Teşekkül ediliş amacına uygun davranmayan her parti, dernek, sendika, tarikat, cemaat, fırka, içtimaî yapı zevali hak eder.
Toplumların ve oluşumların zevali azgınlaşan yöneticileri marifetiyle oluşur. Ayette, “Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz. Nûh’tan sonraki nesillerden nicelerini helâk ettik. Kullarının günahlarını bilip görmede rabbin yeterlidir. İsrâ 16-17” ayetleriyle helak izah edilir.
Ayetin ışığında denilebilir ki oluşumlar, cemiyetler, umumiyetle meliklerinin/yöneticilerinin dini üzeredirler. Meliklerin gidişatı, dünya görüşleri, tercihleri, değer yargıları, tabi olanlarına da yansımaktadır. “Ennâsü alâ dîn-i mülûkihim: İnsanlar meliklerinin dini üzeredir” hadis-i şerifi bunu ifade etmektedir. Dolayısıyla itibar ve itimad kaybı da meliklerle başlar.
Özetle, temennimiz ve duamız bütün oluşumlarımız, ihdas edilen umumi yapılarımız Allah’ın rızasını kazanma gayesine matuf bir şekilde tekevvün ettirilmesi ve bu amaç doğrultusunda itibarını ve itimadını muhafaza ederek zail olmamalarıdır.
Bizler, “Şahsî veya umumî her tekevvün, her oluşum, her ihdas, idamesini itibarına ve itimadına borçludur. İtibarını ve itimadını kaybeden her mevcut sonunda namevcut olur. Aksine itibarını ve itimadını muhafaza edebilen her mevcut çok uzun zamanlar boyunca hayatiyetini ve haysiyetini devam ettirir” hükmünün cari olduğuna inanıyoruz.
Selam ve Sabırla… 28.12.2024
*Gevaş Müftüsü Şeyh Seyyid Ali İhsan Arvas, Hazırlayan Takyeddin Zahid Arvas, Kutupyıldızı Yayınları, İstanbul-2020.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?