Allah’a ve Resulüne Karşı Savaşanların Hakkı
Veysi ERKEN Dr.
Allah’a ve Resulüne karşı savaşanların hakkını adaletle vermek lazımdır.
Kur’an-ı Kerim insanoğlunun hayatını tanzim ve inşa için vahyedilmiş ve Hz. Muhammed Mustafa s.a.v. tarafından tebliğ, teybin ve talim edilmiştir.
Kur’an-ı Kerimi okuyup öğrendiğimizde şunu görürüz.
Kur’an “insan”ı yaşatmayı esas almış ve bir nefsi haksızca öldürmeyi bütün insanları öldürmüş gibi görmüştür. Ayette şu şekilde ifadesini bulmuştur.
“İşte bundan dolayı İsrâiloğulları’na şöyle yazmıştık: “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.Mâide-32"
İnsanı yaşatmayı hedefleyen İslam’a, Allah’a, Resulüne vahyine savaş açmış, fitne, fücur ve ifsada meyledenler olmuştur, günümüzde de devam etmektedir. İşte fesadı, fitneyi, münafıklığı, soykırımı devam ettirenlere karşı neyin yapılması gerektiğini Allah belirlemektedir. Ayetlerde; “Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler. Allah’a ve peygamberine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri veya asılmaları yahut el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları aşağılayıcı cezadır. Âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır. Ancak onları yenip ele geçirmenizden önce tövbe edenler müstesna! Biliniz ki Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. Maide 33-34”
İnsanı yaşatmayı amaçlayan olan İslam doğrudan savaşmayı başlatmamakta ve Allah’a, Resule karşı savaş açanlara karşı savaşmayı ve onların cezalandırılmaları talep etmektedir. Allah’a ve Resule savaş Vahyin ahkâmına ve uygulamasına savaştır, bunları yok etmeye çalışmaktır.
Dolayısıyla suçlara karşı cezalar da söz konusudur.
Allah’a ve Resulüne karşı savaş açanlara hakları gereğince adil bir şekilde verilecek cezalar belli ve açıktır.
Vahiyle belirlenmiştir.
“Allah’a ve peygamberine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri veya asılmaları yahut el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları aşağılayıcı cezadır. Âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır. Ancak onları yenip ele geçirmenizden önce tövbe edenler müstesna! Biliniz ki Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.”
Bu ifadelerden anlaşılıyor ki, savaşmaktan kaçınanlar, tevbe edenler muaf tutulmuşlardır.
Müslümanların tarihi, savaş hukuku dediğimiz uygulamalara şahidlik ermektedir. Sadece suçlular cezalandırılmış, haklarının gereği yapılmış ve insan yaşatılmaya çalışılmıştır.
Yeryüzünde huzurun, barışın sağlanabilmesi bu anlayışın hâkim kılınmasıyla mümkün olur.
Soykırımcıları, katilleri, işgalcileri, yağmacıları, Siyonistleri ve işbirlikçilerini adil bir şekilde cezalandırmadıkça huzurun hâkim olmayı mümkün değildir.
Umarım ki, İnsanlar topyekûn İslam’ın hak ve hukuk anlayışını benimser ve huzur bulur.
Selam ve Sabırla…07.12.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?