İnsanlar Meliklerinin Dini Üzerinedir
Veysi ERKEN Dr.
Fıtrat gereği İçtimai/ sosyal hayatımızda bize yol ve yön gösterenler hep olmuştur ve olacaktır. Çocukluk döneminde en çok yol ve yön gösteren anne, baba ve yakın çevresidir. Günümüzde yakın çevreye internet ortamı, sanal medya ve televizyon hâkim olmuştur desek mübalağa etmiş sayılmayız.
Toplumun bütününü ilgilendiren siyaset sahnesinde de aynı durum geçerlidir. Cemiyetler, umumiyetle meliklerinin/yöneticilerinin dini üzeredirler. Meliklerin gidişatı, dünya görüşleri, tercihleri, değer yargıları, tabi olanlarına da yansımaktadır. “Ennâsü alâ dîn-i mülûkihim: İnsanlar meliklerinin dini üzeredir” hadis-i şerifi bunu ifade etmektedir.
Yöneticilerimizi mutlaklaştırır, dediklerini tartışmasız doğru kabul eder ve sorgulamaz isek dinleri üzere olmuş oluruz.
Rabbulalemin takip ettiklerinizi yanılmaz olarak görmeyin diye kullarını ikaz eder. Bilindiği siyasette lider/melik/yönetici denilenlerin yaşayışları ve bakışları İslam’la uyumlu değilse, toplumun münafıklaşmasında daha etkin rol oynamaktadır. İslam’la, namazla, oruçla, zekâtla hiçbir ilgisi olmayanların melik/yönetici olarak seçilmesi toplumları tahrip olmasına ve münafıklaşmasına vesile olur.
“Kişi arkadaşının dini üzeredir” ve “ kişi, su misali içinde yer aldığı kabın şeklini alır” ifadeleri de bunu teyit etmektedir. İslam’la ilgisi olmayan melikler insanları ateşe yönlendirir. “Böylece onları, halkı ateşe çağıran öncüler yapmış olduk.” Kasas-41. Ayeti bunu teyit etmektedir.
Ve.
Maalesef islam’la ilgisi olmayanları melik/lider/yönetici seçenlerin münafıklaştıklarını ve İslam’dan koptuklarını görüyoruz. İnsanlar önderleriyle beraber hesaba çekilecektir. Ayette, “Her insan topluluğunu önderleriyle birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defterleri sağından verilirse işte onlar amel defterlerini okuyacaklar ve en küçük bir haksızlığa uğramayacaklar. İsrâ-71”
Hüsrana uğramak istemiyorsak melikleri/yöneticileri/liderleri sorgulayalım ve pişman olmayalım.
Ayetlerde büyük, melik ve efendi(sadat) kabul edinilenlere uyanların pişmanlıklarını şöyle dile getirilir. “Rabbimiz! Biz efendilerimizi ve büyüklerimizi dinledik, onlar da bizi yoldan saptırdılar. “Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları ağır bir şekilde lânetle!” Ahzâb -67-68”
Ayetler şu şekilde tefsir edilmektedir. “Allah insanlara akıl vermiş, ona yardımcı olmak üzere peygamberlerle çok değerli bilgi ve ölçüler göndermiştir. Asıl kullanılacak olan bilgi araçları bunlardır. Bunları bırakıp da din, siyaset, cemiyet, sanat, medya vb. alanlarda meşhur veya karizma sahibi olmuş, otorite kazanmış olan veya öyle sunulan kimseleri taklit edenler, bunların söylediklerini ölçüp biçmeden, tenkide tâbi tutmadan kabul edip uygulayanlar ya doğru yoldan uzaklaşırlar veya tesadüfen onun üzerinde bulunsalar bile bunun şuurunda olamazlar. Hiç kimseyi, dünyada ve âhirette “Filân dedi ben de inandım ve yaptım” gibi bir mazeret kurtaramaz; “İnsana senin aklın ve iraden neredeydi diye?” sorarlar. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3599/66-68-ayet-tefsiri
Evet, nedamet getirmişlere tavsiyemiz şudur.
Karamsarlığa düşmeyin Nasuh tevbe ile tevbe ediniz, melik, sadat ve kübera olarak gördüklerinizi, desteklediklerinizi, seçtiklerinizi terk ediniz. Dinlerinden beri olunuz. Tutum, tavır, fiil, eylem, söz ve oylarınızı bir daha gözden geçiriniz, milletten af ve i’tizar dileyiniz ve bundan sonra kimin/ kimlerin peşine takılacağınızın, kim/ kimlere oy vereceğinizin muhasebesini yapınız, yapalım derim.
Benim bildiğim çıkış yolu budur.
Umarım ki, Türkiye’ye ve İslam’a muhalefet edenleri melik, sadat ve büyük/kübera görenler ve onlara uyanlar, onları seçenler tevbe eder, hatalarından döner, af diler, kötü icraatlarına engel olmaya çalışır.
Ve İslamlaşır.
Selam ve Sabırla… 16.12.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?