24 Mayıs 2025 Cumartesi

Çalanlar ve Oynayanlar

 "Çalanlar ve Oynayanlar"

Veysi ERKEN Dr.

Merhum Galip Erdem ağabeyden menkul “Türkiye’de bir çalanlar var bir de oynayanlar var derdi. Oynayanlar çok coşkulu ve keyifli oynarlar, başkaları tarafından oynatıldıklarını kat’iyen bilmezler”

Bu tespit doğrudur.

Türkiye’de çalanlar, hırsızlıkta sınır tanımayanlar, ülkemizi Siyonistlere şikâyet edecek kadar adiliklerini ortaya koyanlara alkış tutanlara, onları savunanlara baktıkça bu tespitin ne kadar doğru olduğunu bir kere daha anlıyorum.

Rüşvet, irtikâp, israf, konserler adı altındaki hırsızlık suçu ile suçlananları canhıraş savunanları, müptezelleşenleri, istihale geçirenleri, esfel derecesine değişerek düşenleri, ihanet şebekesine iltisaklı duruma dönüşenleri gördükçe bu sözün ne kadar ehemmiyetli olduğunu bir daha anlıyorum.

Maalesef kendini eski ülkücü, milli görüşçü, nurcu, Süleymancı ifade eden bir takım türedi.

Nasıl türedi, kimler türetti malum.

Basın, yayın, medya, sosyal medya vs yol ve yöntemlerle türetildiğini görüyoruz ve bunlar çalanları kutsamak için oynuyorlar, halay çekiyorlar, İslam’dan ve insanlıktan uzaklaştıklarını ortaya koyuyorlar.

Biliyoruz ve inanıyoruz ki Müslüman olmak demek “vahyin(Kur’an)” bildirdiği akideye (iman esaslarına) inanmak ve ona göre yaşamadır.

Bunun ötesi yoktur.

Maalesef Müslümanlar (Kendini eski ülkücü, nurcu, milli görüşçü, Süleymancı vs.) bu ilkelerden büyük oranda uzaklaştırılmış, devşirilmiş, münafıklaştırılmış ve hayat tarzı başka ilkelere göre yaşar hale getirilmiştir.

Hırsızlıkları ve hırsızları oynayarak kutsallaştırma derekesine düşmüştür.

Bu tipler başkalaşmış, devşirilmiş, zehirleşmiş ve başkalaştırılmıştır.

Tam bir münafık olmuştur.

Zehrini kusar hale getirilmiştir.

Bu dönüşümün en önemli faktörlerinden birisinin Sabatayistlerin içimizde ve her alanda etkin olmalarıdır.  Sabetayistler, pakraduniler, meşhediler Fetöitler marifetiyle hemen hemen her gruba sızmışlar ve onları oynayanlara çevirmişlerdir.

Bilindiği üzere Sabetaycılar “Müslüman dini görüntüsü altında Ortodoks Yahudilikten farklı olarak Tora-Kabbala ekolüne bağlı bir sistem geliştirdiler.”(1)

Sabetaycıların “akideleri (inanç esasları) tamamen İslam dışı olmakla beraber zahiri olarak “Müslüman” görünen bir anlayışa sahip oldukları ayan beyandır.

Sabetaycıların inanışları gereği “Benzeme-Benzet” (2) ilkesini benimsemiş olduklarından asla Müslüman’a benzeme, gerçek imana sahip ve vahye uyma dertleri olmadığı gibi Müslümanları kendilerine “Benzetme” çabasından da asla vazgeçmiş ve ya vazgeçecek değillerdir. Bu inanışlarının gereğidir.

Müslümanların, çalanlar için oynar konuma dönüşenlerin hayatını tahlil ettiğimizde bu tahribatı ve değişimi görüyoruz maalesef.

İster mevzuat zorlamasıyla, ister kitle iletişim araçlarının etkisiyle, ister başka sebeplerle deyin fark etmez üzülerek belirtiyoruz ki, Müslümanların yaşayışları büyük ölçüde Sabetaycıların yaşayışına dönüşmüş ve hırsızları kutsar hale gelerek oynayanlar safına çekilmişlerdir.

Artık Müslümanların ekseriyeti sabetaycılara benzemiştir. Münafıklaşmışlardır. En tipik grup “ülkücüyüm, nurcuyum, milli görüşçüyüm değip CHP’lileşendir.

Bunlar neredeyse her haramı helal veya mubah görür oldular.

Faizden tutun, teşhirciliğe veya sapkınlığa varan davranış değişikliği günlük yaşayış haline gelmiştir.

İşini faiz üzerinde kurmayan bir kişiyi bulmak neredeyse zordur.

CHP’lileşenlerde ahlaki davranışı küçümsemeyen kişi kalmamıştır diyebiliriz.

“Bir kereden bir şey olmaz” diyerek her türlü haram, hırsızlık, edepsizlik ve şerefsizlik mubah olarak görülmeye başlanmıştır.

Üzülsek de bu gerçeklik etkilidir ve Sabetaycılar  “Benzeme- Benzet” ilkeleri doğrultusunda Müslümanları dönüştürmüşlerdir.

Artık İslam’a ve Müslümanlara saldırı büyük oranda bu taifeden gelmektedir.

Umarım ki, “benzeme-benzet” ilkesini zorla veya sinsice bize dayatan ve bu şekilde hırsızları kutsayarak oyunculara dönüştürülenler “titreyip özlerine, İslam’a” dönerler, kurtulup ülkelerine faydalı olurlar.

Ve böylece İslam ile İslamlaşırlar.

Kısaca ya İslam’la İslamlaşırlar da yıkılarak/dağılarak ve ahlaksızlaşarak cehennemin yolunu tutmaya devam ederler, cehennem çukuruna yuvarlanırlar.

Selam ve Sabırla…24.05.2025

 

 

1-    Ilgaz Zorlu, Evet, Ben Selanikliyim Türkiye Sabetaycılığı, Belge Yayınları, 7. Baskı, İstanbul-1999, S.22

2-    A.g.e. s.22

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?