Sohbet Ülfeti Sağlar
Veysi ERKEN Dr.
İslâmî yaşayış tarzında “sohbet” halkaları önemli/ehemmiyetlidir. “Sohbet” “ülfet”i sağlar, arttırır, birlik ve birliğin tesisinde etkili ve tesirli olur.
“Sözlükte “kısa bir süre de olsa birlikte olmak” anlamındaki sohbet kelimesi “arkadaşlık edip ünsiyet kurmak, bedenle ya da gönülle uzun süre beraberlik hali, dinî veya dünyevî konuların konuşulduğu toplantı” gibi mânalarda kullanılır.
Kur’an’da Hz. Ebû Bekir’in Resûl-i Ekrem’in sahibi (arkadaş) olduğundan bahsedilmiştir (et-Tevbe 9/40). Sohbet kelimesinin sözlük anlamı dikkate alınarak Resûlullah’ın sohbetinde bulunan Müslümanlar için “ashap” ve “sahâbe” terimleri kullanılmıştır. Hz. Peygamber ashabını sohbet aracılığıyla bilgilendirip eğittiğinden bu sünneti takip eden âlim ve sûfîler de sohbet halkaları düzenleyerek ilimlerini halka aktarmışlardır.
Sohbet, yaygın olarak “şeyhin ya da âlimin sözlerini dinlemek üzere tertip edilen dinî-tasavvufî toplantı” anlamında kullanılır. Gıybet, yalan, iftira, söz taşıma gibi günahlar içermeyen, hoş vakit geçirmek için yapılan ve muhabbet etme, yarenlik etme gibi deyimlerle ifade edilen sohbetlere katılmakta dinen bir sakınca görülmemiştir.” https://islamansiklopedisi.org.tr/sohbet
Sohbetin izahından anladığımız ve çıkardığımız şudur.
Sohbetsiz “ülfet” olmaz.
Günümüzde “sosyal medya” denilen ortamda her gün binlerce kişi ile görüşür, konuşur, tartışabiliriz. Ama bu görüşmelerin sonucunda “ülfet” oluşmuyor, bazen düşmanlıklar artıyor.
Evet.
“Sözlükte “alışmak, birleşip kaynaşmak, sevmek” anlamındaki ilf (elf) kökünden türeyen ülfet insanların birbirine ilgi ve sevgi duymasını, destek olmasını sağlayan, toplumsal uyum, birlik ve beraberliği güçlendiren kaynaşma ve birlikte yaşama eğilimini ifade eder (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “elf” md.; Lisânü’l-ʿArab, “elf” md.; Gazzâlî, II, 157, 158).
Aynı yahut yakın mânalarda i’tilâf/teâlüf (uzlaşma), üns/müânese (kaynaşma), ihtilât (birlikte yaşama), muâşere, sıla/tevâsul, mücâlese (bir arada bulunma); bunların karşıtı olarak da teferruk (ayrışma), teferrüd (tek başına yaşama), ihtilâf, tekātu‘ (birbirinden kopma), tedâbür (birbirine sırt çevirme), tebâyün (zıtlaşma) ve hicret gibi kavramlar kullanılır (meselâ bk. Mâverdî, s. 148-150; Râgıb el-İsfahânî, eẕ-Ẕerîʿa, s. 369). https://islamansiklopedisi.org.tr/ulfet
Bu iki kavramdan çıkardığımız sonuç şudur.
Günümüzün sosyal gruplarında, derneklerinde, vakıflarında “sohbet”ler azalmış, “ülfet” yok derecesine düşmüştür.
Gençler “sohbet” ortamlarından uzaklaşmış veya uzaklaştırılmış sonucunda “ülfet” yerine toplumsal gerilimler, çatışmalar, bunalımlar, vahşetler ve cinayetler artmıştır, artmaktadır.
Yapılması gereken şudur.
Yeni bir dil ile iletişimi kurmak, sohbet ortamlarına gidişi kolaylaştırma, yol ve yöntemlerini uygulamak ve toplum katmanlarında “ülfet”i gerçekleştirmektir.
Aksi takdirde toplumsal felaket ve yıkım katlanarak artacaktır.
Selam ve Sabırla… 27.10.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?