6 Ekim 2024 Pazar

Soykırımcılara İsyan Edin, Korkmayın

 Soykırımcılara İsyan Edin, Korkmayın

Veysi ERKEN Dr.

Bütün yönetimlere sesleniyorum. Korkmayın, birleşin ve bütün imkânları mazlumlara tahsis ediniz, Gazze ve Gazzeliler için seferber ediniz. Sınırları ve limanlarınızı vatandaşa açınız.

Halk Gazzelilere yardım için akın akın gidecektir. Buna inanıyoruz. Yeter ki, engel olmayın.

Evet.

Soykırımcı ABD, İngiltere, Kışlaları olan İsrail’e ve şürekâsına karşı İsyan edin.

Korkmayın. Merhum Mehmet Akif;

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,

O benimdir, o benim milletimindir ancak.” diye sesleniyor hepimize, soykırımcı Siyonist haçlılara karşı duranlara.

“Soykırım dini” mensup Siyonist haçlı zihniyetine, şiddete, vahşete ve soykırıma karşı olanlar korkmadan ve gevşemeden zalimlere dur diyebilmelidir. Zulmü ve vahşeti durdurmak için birleşmeliyiz, haykırmalıyız, gevşememeliyiz.

Rabbulalemin “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz. Âl-i İmrân- 139” diye buyurur.

Yaşayışını Allah’ın rızasına uygun bir şekilde tanzim etmeye çalışan mümin Müslümanlar olay ve olgular karşısında gevşememeye, dağılmamaya çalışır. Bilirler ki, inananlar üstündür ve az kuvvet ve toplulukla çok kuvvetli, silahlı, soykırımcı ve kalabalık topluluklara galebe çalacaklarına inanırlar. Bu Kur’anla sabit bir hakikattir.

Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir” dediler. Câlût ve askerlerinin karşısına çıkınca da “Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” diye niyazda bulundular. Bakara, 249-250” ayetleri açık bir şekilde göstermektedir.

İnanmış az bir birliğin çok kalabalık ve donanımlı birlikleri yendiğini tarihin her safhasında görüyoruz son “Aksa Tufanı” da buna şahitlik etti ve ediyor.

Yeter ki mazlumların, mağdurların ve soykırıma tabi tutulanların yanında olmaya imkân hazırlayalım.

Sınırları ve limanları açalım.

Halk akın akın gidebilsin, zalim ve katillere karşı direnebilsin diye.

Bu bir vebaldir.

Mazlumların yanında durmak Müslüman için farzdır, her vicdanlı olan için şarttır.

Bizler hür yaşamayı karakter haline getirmiş Müslümanlarız. Şairin dediği gibi çılgınlar bize zincir vuramaz birlik olduğumuz müddetçe.

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”

Şimdi dağları, denizleri yırtma enginleri aşma zamanıdır. Korkmadan ve gevşemeden soykırımcılara isyan etme zamanıdır.

Garbın çelik duvarlarını, gemilerini, silahlarını ve medeniyet dedikleri canavarlıklarını, vahşetlerini, işgallerini ortadan kaldırma zamanıdır.

“Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?”

Evet.

Tek dişi kalmış “soykırım dini”nin mensupları olan canavarlara, ABD’ye, İngiltere’ye, İsrail’e ve bütün şürekâsına karşı şimdi isyan ve intifada zamanıdır.

Selam ve Sabırla…06.10.2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?