26 Ekim 2024 Cumartesi

Savrularak Zehirleşenler

Savrularak Zehirleşenler

Veysi ERKEN Dr.

Değişimden bahsedilir. Değişim bir hâlden başka bir hâle geçmeyi/ geçirilmeyi anlatır.

Değişim tekâmül veya tereddi yönünde olabilir. Değişim tereddi biçiminde ise “asıl”dan “savrulma” ve “zehir"e dönüşüm başlar.

Maalesef geçmişte beraber “çağrımız İslam’da dirilişedir” diye haykırdıklarımızın bir kısmı ilke ve ülkülerinden savrularak zehirleşmişler ve etraflarını zehirlemeye başlamışlardır.

Savrulmanın neticesinde zihinleri ve zihniyetleri değişmiştir.

Artık bu tipler “İslami ilke ve kurallara göre düşünemez” hâle dönüşmüştür. Cuma namazını evinde kıl veya kaza et diyecek kadar savrulan, İslam’dan ve insanlıktan kopmuş kişiler savrukluğun ve zehirleşmenin tipik misalidir.

Bunun gibi binlerce misal verilebilir.

Bugünlerde ABD, İngiltere, kışlaları İsrail ve bilumum siyonist haydutlara dönüşerek zehirleşerek uşak olmaya teşne binlerce kişi oluşmuştur. Bulundukları ve işgal ettikleri makam ve mevkileri Müslümanlara eza vasıtası olarak kullanmaktalar. Yerli görünümlü savruklar milliyetçi, milli görüşçü, nurcu, Süleymancı, solcu nitelemelerle Müslümanlara eziyet etmeye çalışmaktalar.

Maalesef iletişim vasıtaları, arkalarındaki güçler bunları piyon olarak mevkilerde tutuyor ve kullanıyor.

Esasında tereddi yönündeki dönüşümü anlama babında "amaç"a ve bu savrukların yaptıklarına bakmak gerekir.

Dün Fatih Sultan Mehmet gibi gönülleri fethetmeye çalışan nesillerdendir dediklerimizin bugün batı/batıl zihniyetine nasıl sahip kılındıklarını tahkik etmek gerekir.

Bu tipler artık gönüllü olarak “şer” ve “şerir”lere hizmet noktasındadırlar.

Savrulanlar ve zehirleşenler artık ben o ben değilim diyerek batıl zihniyetin dostları ve uşakları olmuşlardır.

Dün Fatih'in ülkü ve emeline sahip idiler, bugün Cuma namazına gitmek isteyenleri azarlayacak, oruç tutmayı istemeyecek, zekâtı unutturmaya çalışacak kadar hazımsızlaşmışlardır.

Dün nizamı âlem diyorlardı.

Bugün batılın değerleriyle ülkeye nizam vermeye çalışanların dostu, ortağı, şeriki ve aşığı oldular.

İçimizde daha önceleri olduğu gibi bugün de Münafık var mı?

Elbette vardır.

İçimizde her zaman münafık veya zamanla münafıklaşmışlar olmuştur. Savrularak zehir'e dönüşenler olmuştur.

Hatta siyaset veya yönetici olmak bunu gerektirir diyerek savunduğu her şeyin tersini yapacak kadar savrulanlarımız olmuştur. Savrulanlar siyaseti terk edip politikleşenlerdir. İkiyüzlü değil, çok yüzlüye dönüşenlerdir. Bin bir surata dönüşmüşlerdir. Tam bir bukalemun gibi her renge ve şekle dönüşenlerden olmuşlardır.

Bilhassa dünyevîleşenler, makam, mevkii ilahlaştıranlar, şehvet ve servetin kurbanı olanlarda bunları görmek mümkündür.

Günümüzün savrukluğunu bununla izah ediyoruz. Savrulmada rol oynayanlar vardır. Mesela Özcan Yeniçeri bunu şöyle ifade etti. “Her şey aklıma gelirdi de Meral’in Ülkücüleri HDP’ye vagon yapacağı daha da vahimi bir takım Ülkücülerin bu vagona itirazsız bineceği aklıma gelmezdi”.

Aynen bizde diyoruz ki, İslam ülküsü “kutup yıldızı” gibidir. İslami ülkü nirengi noktası olmaktan çıkarılırsa veya çıkarsa, “kamet” ve “istikamet”ten sapmalar, savrulmalar ve zehirleşmeler olur.

Dünyevi bir menfaat, makam ve mevki için bir değil binlerce takla atan, savrulan, zehirleşen eskimiş dostları görüyoruz maalesef.

Selam ve Sabırla… 26.10.2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?