26 Ekim 2024 Cumartesi

Müslümanlar ve Filistin Davası

 “Müslümanlar ve Filistin Davası”*

Veysi ERKEN Dr.

“Ebu’l Hasen Ali En-Nedvi” seri konferanslarla “Filistin Davası”nı anlamaya, anlatmaya çalışan, cehd eden bir İslam davasının davacısı.

1967 İsrail-Arap ülkeleri arasında cereyan eden savaşın neden yenilgi ile sonuçlandığını ve nelerin yapılmasının gerekliliğini ortaya koymaya çalışmıştır.

Elbette geçmişi okuyarak, oldan ibret alarak bugünü ve geleceği kurgulamamız gerekir.

Dün “altı gün”devam eden ve büyük bir bozgunla sonuçlanan savaştan Gazzeliler, Kassam mücahitleri Siyonistlere bir yıldan fazla bütün yokluklara ve yalnızlıklara rağmen direniyorlar ve inşallah bu direniş zaferle neticelenecek.

Allah “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz. Âl-i İmrân-139” buyurur.

Altı gün içinde gerçekleşe yenilgiye karşı bir yıllık direniş bunu gösteriyor.

Bilindiği üzere Yermuk savaşında “çok şiddetli bir savaşın ardından Müslümanlar kendilerinden çok kalabalık olan Bizans ordusunu bozguna uğratmayı başardılar. https://islamansiklopedisi.org.tr/yermuk-savasi. Bu başarının zemininde halis bir iman ve Allah’ın rızasına talip olma vardı.

67 savaşında bu inanç yoktu ve kaybedildi.

Nedvi.

Batılılar Müslümanların zaferlerinin kaynağında “iman” olduğunu belirttikten sonra, düşmanın, batılıların/batılların Müslümanların kalbindeki “iman”ı iki düşman ile yok ettiklerini izah eder.

Bu düşmanlar 1. Şüphe, yakînî inancın zayıflığı ki ondan çok zayıflığa ve korkuya çeken bir şey yoktur.

 2. Aşağılık duygusu. Bu yüzden Müslümanlar kendilerini iç dünyalarında, kalplerinin derinliklerinde aşağılamaya basit ve değersiz olarak görmeye başladılar. Kendileriyle bağlantılı her şeyi, dini, eğitimi, ahlakı küçümser oldular. Kendi kendilerinden utanmaya her şeyde Avrupalıların üstün olduğuna inanmaya başladılar. ”  …..

“Bunun sonucunda Müslümanların arasında zihnen aydın ancak ruhu karanlık içinde, kalbi güçsüz, yakînî (kesin) inancı zayıf, dine bağlılığı az, sabrı az, dayanıksız, iradesi ve ahlakı zayıf, dünya karşılığında dinini satabilen, geç gelecek olanı çabuk elde edebileceği şeye karşılık verebilen, ümmetini ve ülkesini kişisel çıkarları karşılığında satabilen, başkasına fazla bağımlı ve dayanmış bir nesil ortaya çıktı. “onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerini dinlersin. Onlar adeta sıralanmış kütükler gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerie sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) uzaklaştırılıyorlar! Münafikun-63/4”

“İşte Müslümanların arasında korkaklığı ve veheni yayan kişiler bunlardır. Müslümanları önce Allah’a tevekkül etme sonra da kendi nefislerine güvenme düşüncesinden başkalarına dayanmaya, onlardan bir şey beklemeye, tehlike ortamlarında onlara sığınmaya yönelttiler

Kalplerindeki, Allah yolunda ve dini koruma uğrunda cihad ateşini söndürdüler.”

Ve

“Araplar gerçekten Yermuk Savaşına atıldılar. Ancak birinci asırdaki geçmişlerinin sahip olduğu inançtan ayrı bir inançla.

“Araplar, eğer zafer kazansalardı Hıttin olayına denk gelebilecek bir olayın içine atlamışlardı. Ama Selahaddin’in ve onun mü’min, mücahit askerlerinin sahip olduğu ruhtan farklı bir ruhla.

Ölümden hoşlanmayan ve hayatı seven boş kalplerle, dağınık gönüller, farklı sözlerle atladılar. Zafer kazanmak ve hiçbir şey kaybetmemek istiyorlardı. Onurlarını korumak ve bir şeyi tehlikeye sokmamak istiyorlardı.

Bütün herkes savaştan, üstünlükten ve yenilgiden başkasının sorumlu olduğuna inanıyor sonra çarpışıyorlardı. İpleri de başkasının elindeydi. O iplerini biraz gevşetince öne geçiyor, biraz çektiği zaman da geri çekiliyorlardı. O “savaşın” dediğinde savaşıyorlardı. “Barış yapın” denildiğinde de barış yapıyorlardı. Zafer böyle kazanılmaz ve düşman bu şekilde yenilgiye uğratılmaz. S18-21”

67 savaşının kaybedilme ve 2023 direnişinin bir yıldır devam etme sebebi bu şekilde izah ediliyor.

Evet.

“Hayat iman ve Cihadtan ibarettir” inancında olanlar zafere koşar.

İnşallah bu inanç Kassam mücahitlerinde ve bütün ümmetin fertlerinde devam eder. 67’deki hezimet gibi bir hezimetle bu ümmet bir daha karşılaşmaz.

Selam ve Sabırla… 26.10.2024

 

*Müslümanlar ve Filistin Davası, Ebu’l Hasen Ali En-Nedvi, ter. Ahmet Varol, Asalet Yayınları, 7.Baskı, Kasım-2023- İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?