Zaferler İçin Maceralar Gerekir
Veysi ERKEN Dr.
“Duygu/ his” gaz, “akıl” fren rolünü oynar.
Duygular insanı maceralara yönlendirir, akıl engellemeye çalışır.
Unutulmamalıdır ki, zaferler, icatlar akıllarıyla değil duygularıyla hareket edenlere, maceracı olanlara nasip olur.
Macera duygudur ve macera tehlikeli eylem, fiil, hareket, serüven, sergüzeşttir.
Kürşad’ın Çin sarayını basması, İstanbul’un fethi, gemilerin karadan yürütülmesi, Halid bin Velid’in Irak’tan Şama beş günde gitmesi, Tarık bin Ziyad’ın Endülüs’ü fethetmek için gemileri yaktırması, Yavuz’un çölleri aşması, /0 bin kişilik haçlı ordusuna karşı 800 kişilik Osmanlı ordusunun kazandığı Çirmen muharebesi ve Kassam mücahidlerinin eylemleri, Türkiye’nin silah ve teknoloji sanayilerindeki başarıları birer maceradır, zaferle sonuçlanmıştır ve sonuçlanacaktır inşallah.
Macera M. Akif Ersoy'un ifade ettiği gibi: "Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete ram ol! Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol...” dur.
Macera hayallerin peşinde koşmayı gerektirir.
“Hayalleri olanlar asla uyumaz”
“Hayali olmayanın hakikati olmaz”
Hayali olanın aklı duygularının emrindedir.
“Akıl duyguların emrinde olmalıdır ki zaferler ve icatlar mümkün olsun.
Kısaca “ZAFER” için iman, cihad, akıl ve duygu gerekir. İman bir duygu işidir ve akıl onun emrine girerse, sokulabilirse cihad ve zafer mümkün olur.
Nedvi “cesaretle söylüyorum: Her toplumun maceralarının olması, bazı durumlarda tehlikelere atılabilmesi, sadece akla güvenmemesi gerekir. Akıl önderlerinden özür dileyerek söylüyorum ki eski zamandan beri akıl kişiyi geri dönmeye, korkuya ve ertelemeye yönelten unsur olarak tanınmıştır. Nice toplulukları yükseklerden dönmeye sevk etti. Nice yerde tehlikeleri gereğinden fazla abarttı.
Fethi ve zaferi geciktirdi. Fırsatların kaçırılmasına, ganimetlerin kaybedilmesine neden oldu.
Kalbin akla danışması, ondan yardım alması gerekir. Ama bazen de işini zoraki yapması, dizginleri elinde tutması güzeldir. Hiç kalkış yapmayan ve zorlamada bulunmayan kalpte hayır yoktur. Nitekim geçmişte şair şöyle demiştir.
‘Aciz zoraki yaptıramayandır’
İnsanlığın tarihine baktığımızda şunu görürüz: Bugün hala hayretler uyandıran fetihlerin ve büyük olayların çoğu duygunun öne çıkarılması ve macera ruhuyla gerçekleştirilmiştir. Kalplerimizi iman, hamaset ve övünçle dolduran bu maceralara atılma olaylarını tarihimizden çıkarmış olsaydık onu aktaran kitap tarih kitabından çok matematik kitabına benzeyecekti.
Gücünü imandan alan duygu aklın son bulduğu yerde başlar ve aklın başaramadığını başarır. Akıl onu delilik, cahillik ve ölçüsüzlük olarak nitelendirir. Fakat o çoğu zaman akla hizmet etmiştir. Pek çok kez insanlığa ve uygarlığa iyilik etmiştir. Kim bilir kaç kez, yalnız bırakıldığı sırada aklın yardımına koşmuştur. Kim bilir kaç kez esir olduğu sırada onu özgürlüğüne kavuşturmuştur. Kaç kez mazlum olduğu sırada ona yardım etmiştir! Kaç kez ilim devletini kurmuş, kaç kez medeniyeti korumuş, vahşilerin ve barbarların pençelerinden kurtarmıştır!
Güçlü iman sahibi ilerler ve maceraya atılır. İrade ettiğini gerçekleştirir. Kısa akıl ise işin sonu konusunda uyarıda bulunarak hep engel çıkarır. Mü’min atıldığı macerada başarılı olur ve ondan zaferle, başarıyla dönerse akıl bu kez onun yerinde olduğunu ispata çalışır ve doğruluğunu ortaya koymak için bin tane delil bulur. S. 37-38”
Akıl bir araçtır ve kullanılmalıdır.
Ancak unutulmamalıdır ki zaferler imanla, cihadla ve gönüllü fedakârlıklarla kazanılır. Bunlar da akıl işi değil duygu işidir.
Rabbulalemin bizleri duyguları körelen, yok olan canlı cesetlerden eylemezsin.
İmanımızı ve duygularımızı, cihadımızı ve zaferlerimizi daim eylesin.
Selam ve Sabırla… 09.11.2024
*Müslümanlar ve Filistin Davası, Ebu’l Hasen Ali En-Nedvi, Ter. Ahmet Varol, Asalet Yayınları, 7. Baskı, Kasım-2023- İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?