Rahmetle Deli Rüzgâr Osman Yüksel Serdengeçti’yi Yâd Ediyoruz
15 Mayıs 1917- 10 Kasım 1983
Veysi ERKEN Dr.
“Ben dağların oğluyum,
Tarihim, Niğbolu’yum,
Fetih, zafer doluyum,
Deli rüzgâr içimde…” mısralarıyla kendini ve bütün serden geçenleri tanımlar.
Merhum Arif Nihat Asya deli rüzgâr gibi serden geçenler için,
“Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden...
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!” diye haykırıyordu.
Deli Rüzgâr Osman Yüksel “mahvedilen bir neslin sesidir”. Dilinden, dininden, her türlü kıymet hükümlerinden uzaklaştırılmaya çalışılan bir neslin sesi ve kabına sığmayan delikanlısıdır Osman Yüksel.
Yıl 10 Kasım 1983.
Dar-ı bekaya irtihalinin üzerinden tam 41 sene geçti. O hala eserleriyle yaşatılan dramı ve kopukluğu izah ediyor nesillere.
“Bir Nesli Nasıl Mahvettiler” diye haykırıyor hâlâ.
“Bir Müslüman çocuğu ilkokula Müslüman başlayıp üniversiteyi ateist olarak bitiriyorsa, bizim başka düşmana ihtiyacımız yok…” tespitinin benzerini ve daha sarihini yıllar önce yapmış idi merhum Osman Yüksel Serdengeçti.
Bu dünyadan Bir Deli Rüzgâr, Bir Osman Yüksel geçti.
“Serden geçti”
“Bir Nesli Nasıl mahvettiler” ve “Mabetsiz Şehir” diye haykırdı, nesilleri ve şehirleri kurtarmaya çalıştı. Şehirlerimizin mabetsizleştirilmemesi ve nesillerimizin mahvedilmemesi ve ihyası için mücadele etti ve ahrete irtihal etti. 10 Kasım 1983.
O hayatı “iman ve cihad’tan ibarettir” ve “iman varsa imkân da vardır” diyen seciyelilerdendi. Ahlakı ve yaşayışı bundan ibaretti.
Evet.
Hayat “iman ve cihad”tan ibarettir diyenler için bir üsve/örnek şahsiyet gösterin denildiğinde ilk sıralarda yer alacaklardan birisi merhum Osman Zeki Yüksel gelir.
Namıyla SERDENGEÇTİ
Tabii ki “Serdengeçti” denilmezse kimse bilmez Osman Zeki Yüksel’i.
10 Kasım bir veda günü değil, yeni bir hayatın başlangıcıdır, Rabbulalemine vuslat günüdür merhum Osman Yüksel için.
Mekânı Firdevs cennetidir inşallah.
Osman Yüksel gerçekten Serden geçen bir örnek şahsiyettir. “İman varsa imkân da vardır” diyenlerdendi.
Bilhassa gençler hayatını, mücadelesini ve eserlerini okumalılar, ibret almalılar.
Her kitabının okunması gerekir. Mabedsiz Şehir, Bu Millet Neden Ağlar?, Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?, Ayasofya Davası, Mevlana ve Mehmet Akif, Türklüğün Perişan Hali, Gülünç Hakikatlar, Kara Kitap, Müslüman Çocuğunun Şiir Kitabı, Radyo Konuşmaları, Akdeniz Hilalindir ve SERDENGEÇTİ dergisinin bütün sayıları.
Serden geçti. Bir nesli nasıl mahvettiler diyor. Esasında bir nesli mahvederek ondan sonra gelen nesilleri de mahvettiler.
Yaşayış tarzlarını, dillerini, dinlerini katlettiler, soykırım uyguladılar.
Nesillere atalarını, dinlerini ve dillerini unuturdular.
Bir nesli nasıl mahvettiler isimli kitabından sadece kısa bir kesit bile işlenen cinayetleri, zihin işgalini ve soykırımı anlatmaya, izah etmeye yeter.
“O günlerde kasabada Kur’an-ı Kerim’i yere atmışlar, yırtmışlar gibi dedikodular alıp yürüyordu. İhtiyarlar “Allah'ım ne günlere kaldık!. diyorlar, gizli, hararetli hararetli konuşuyorlardı.
Büyüklere göre Deccal ya çıkmış ya çıkacaktı. Olup bitenler hayra yorulacak şeyler değildi. Her gün Muhiddini Arabî gibi İslâm büyüklerinin kitabı açılır, “elif,” “lâm,” “mim” gibi rumuzlardan istihraçlar yoluyla neticelere varılır, günün hâdiseleri bu zaviyeden mütalâa olunurdu.
Ak sakallı bir ihtiyar, hem ağlıyor, hem söylüyordu. Ben. diyordu, “Üç oğlumu bunun için mi şehit verdim?
Şehit evlâtlarının çocuklarının gözleri önünde, babalarının uğrunda can verdiği, son nefesinde elinden, dilinden düşürmediği. Kur’an-ı Kerim’i yerlere, ayaklar altına atsınlar ha!… Kendileri neye inanırlarsa inansınlar, nasıl yaşarlarsa yaşasınlar, fakat bizim dinimize, kitabımıza, işimize karışmasınlar” diye sızlanıyor, bir taraftan da torunlarına “Dışarı bakın oğul kimse olmasın… Son…” diyordu. “Sonra” nın sonu gelmiyor, onun yerine gözlerinden yaşlar geliyordu..”
Evet.
Merhum Osman Yüksel’in dar-ı bekaya irtihalinin üzerinden tam kırk bir yıl geçti.
Buna rağmen eserleriyle, mücadelesiyle ve örnek şahsiyetiyle “İZ” bırakmaya devam ediyor, firavunlara, nemrutlara rağmen.
Bilinen bir gerçektir insanlar ya rahmetle veya lanetle hatırlanırlar.
Nesillerimizi mahvedenlerin lanetle yâd edildiği zamanlarda merhum Deli Rüzgâr rahmetle yâd ediliyor.
Evet.
Merhum Osman Yüksel rahmetle yâd edilenlerin başında yer alır.
Allah’ın rızasını kazanma davası olanlar merhum Osman Yüksel gibi hayatı mücadele ve mücahede ile geçenleri tanıyıp eserlerinden ve mücadele yöntemlerinden faydalanması elzemdir.
Kırk bir yıl sonra da yine rahmetle yâd ediyorum serden geçen “Osman Yüksel Serdengeçti”yi.
Ruhu için, bütün serden geçenleri ervahı için Fatiha okumayı unutmayın
Selam ve Sabırla… 10.11.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?