İman, Sabır, Hicret ve Cihad
Veysi ERKEN Dr.
Bütün şehit ve gazilere selam olsun
Müslüman bir imtihan dünyasında yaşadığının farkındadır/olmalıdır. Mümin Müslüman imtihanı ve Allah’ın rızasını kazanmak ister/arzular. Dünyadaki her şey imtihan vesilesidir.
“Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan da size düşman olanlar vardır, onlardan sakının. Ama affeder, hoşgörülü ve bağışlayıcı davranırsanız, şüphesiz Allah da çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir. Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir imtihandır; büyük mükâfat ise Allah’ın katındadır. O halde gücünüz yettiğince Allah’a karşı takvalı olun; dinleyin, itaat edin ve kendi iyiliğinize olmak üzere başkaları için harcayın. Kim nefsinin bencilliğinden korunursa işte kurtuluşa erecekler onlardır. Teğabun 14-16” ayetleri mucibince dünya ve içindeki nimetleri imtihanı kazanmak için kullanım araçlarıdır. Bunun için Müslüman mümin araçları “amaç” edinmez, edinirse yoldan sapar.
İmtihanı kazanmamız halinde “cennet”e gireceğimizin ümidinde ve bilincindeyiz. “Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır. Bakara 214”
Tabii ki Allah yolunda olmak her türlü eylemi gerektirebilir. Eylemlerimizde Hz. Muhammed Mustafa’nın s.a.v yöntemini takip etmek gerekir.
Şu ayetler bu yöntemi açıklar.
“İman edip Allah yolunda hicret eden, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihâd edenlerle onları barındıran ve onlara yardım edenler, işte onlar, birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. Enfâl-72”
“İman edip hicret eden ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihâd edenlerle, onlara kucak açıp yardım edenler, işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve kesintisi olmayan güzel ve bol bir rızık vardır. Sonradan iman edip hicret eden ve sizinle beraber cihâd edenler de sizdendirler. Ama aralarında akrabalık bağı bulunanlar, Allah’ın hükmüne göre birbirlerine daha yakındırlar. Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. Enfâl-74-75”
“İman edenler, hicret edenler ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihat edenler, Allah yanında pek büyük mertebelere sahiptirler. İşte bunlar kurtuluş ve başarıya erişenlerin ta kendileridir. Tevbe-20”
Yöntem İman, Sabır, Hicret ve Cihad biçiminde özetlenebilir. Tabii ki bu kavramlar iç içedir.
Bu bağlamda yöneticiler yönetilenlere doğru istikameti vermekle mükelleftir. İstikamete göre iman, sabır, hicret ve cihad imtihanı kazanmayı sağlar ve beraberinde zaferi getirir. “Tâlût askerleriyle birlikte ayrılıp sefere çıkınca, “Allah muhakkak sizi bir nehirle imtihan edecek; kim ondan içerse benden değildir, -eliyle bir avuç alan müstesna- ondan tatmayan da bendendir” dedi. İçlerinden pek azı dışındakiler ondan içtiler. Kendisi ve onunla beraber inananlar nehri geçince “Bugün Câlût’a ve askerlerine karşı bizim gücümüz yok” dediler. Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir” dediler. Câlût ve askerlerinin karşısına çıkınca da “Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” diye niyazda bulundular. Bakara 249-250”
İmtihanı kazanmak ve zaferi tahakkuk ettirebilmek için cihadı ve şahadeti hesaba katmak gerekir. “Ya zafer ya şahadet” diyenler bunun numune-i timsalleridir. Bunlar zalimlerin, firavunların, kâfirlerin, münafıkların, müfsitlerin ve hainlerin zulmünden, şiddetinden, vahşetinden korkmazlar. Bilirler ki, dönüş Allah’adır. “İnna lillah ve inna raciun” ayeti dillerinde tespittir. Gazze’deki, Doğu Türkistan’daki 5-6 yaşındaki sabiler, çocuklar bunun canlı delilleridir.
“Onlar, “Biz de rabbimize dönmüş oluruz” dediler; “Sen, rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara inandık diye, sırf bu yüzden bizden intikam alıyorsun. Ey rabbimiz! Bize sabırlar ver ve Müslüman olarak canımızı al!” A’râf 125-126
Evet.
İnananlar Firavunların, katillerin, vahşilerin, Siyonist haçlı zihniyetlilerin ve uşaklarının zulümlerine karşı boyun eğmediler.
Müslüman mümin boyun eğmez, direnir.
Direne direne/ sabr ede ede, hicret ede ede ve nihayetinde cihad ede kazanır biiznillah.
Müslüman “Yaşarsa da şehit olursa da kazanır.”
Unutmayalım, inanalım, sabredelim, hicret ve cihad edelim.
“Nasrun minallah ve fethun karib”
Selam ve Sabırla… 29.11.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?