13 Kasım 2024 Çarşamba

Tecrübelilere Danışın Oltaya Takılıp Yem Olmayın

 Tecrübelilere Danışın Oltaya Takılıp Yem Olmayın

Veysi ERKEN Dr.

“Senden önce de ancak kendilerine vahiy indirdiğimiz kişileri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız bilgi sahibi olanlara sorun. Nahl-43”

Allah bilgi sahibi olanlara sormamızı istiyor.

Tabii ki, bilgiyi elde etmek için tecrübeli olanlara, bilgiyi elde etmek için gayret edenlere, Hz. Muhammed Mustafa’nın sünnetini bilip uygulayanlara sormak ve danışmak gerekir.

Aksi takdirde her zaman küçük, tecrübesiz balıklar gibi oltaya takılabilir, dünyevileşenlere, heva ve hevesini ilah edinenlere yem olabiliriz.

Bu konuyla ilgili bir yazıyı aziz dostlarımdan biri olan Muşir Bey gönderdi. Muşir olduğunda istişarede bulunduğum bir dost.

Okuyun oltaya takılıp yolunuzu şaşırmayın.

“Oltaya Takılan Balık?!...  

Bir avcı avlanmak için gölet'e gitti, hazırladığı iğne düzenekli oltayı nehre attı. Bir balık onu görünce yemek için hemen o tarafa yöneldi. Oradaki büyük bir balık ona engel oldu ve oltaya dokunmamasını söyledi. Ona oltanın içinde göremeyeceğin gizli bir diken vardır, onu yediğin anda boğazına saplanır, bin defa çırpınsan da kurtulamazsın diye uyardı. 

"Suyun kenarında oturan avcı bu ince ipten senin tuzağa düştüğünü fark edecek, sen acı çekerken o mutlu olacak, bu ince iple seni çıkaracak, bıçakla parçalara ayıracak. Seni ateşte biber baharatı ile pişirecek. On parmaklı insanlar otuz iki dişleriyle seni çiğneyip yutacak; bu senin sonun olacak…"

Büyük balık uyarısını yaptıktan sonra oradan uzaklaştı. Küçük balık nehirde araştırmaya başladı, avcı yoktu, ateş yoktu, iştah açıcı yağ yoktu, biber baharatı yoktu, on parmaklı otuz iki dişli adam yoktu, hiçbir şey yoktu. 

Küçük balık bu büyük balık cahil, taş devrinden bahsediyor diye başladı söylenmeye… Söylediklerinde doğruluk payı yok. Kendim araştırdım ve söylediği hiçbir şeyin doğru olmadığını buldum. Kişisel gözlemimdir sadece görünene inanırım. Ne söylenirse hemen inanıyoruz. Bu modern bilim çağında eski moda teoriler benimseniyor.

Kendi kişisel gözlemlerine güvenerek oltayla dalga geçti. Çatalı ısırdı ve acı içinde çırpınmaya başladı. O çırpınırken avcı ipi çekti ve balığı çıkardı. Yaşanan olaylar büyük balığın dediğini doğruluyordu. 

Peygamberler ölüm dikeninden sonra insanın başına gelen gaybın tüm hallerini ve olayları detaylı bir şekilde anlatmışlardır.

Büyük balık gibi bilge insanlar, Peygamberlerin sözlerini takip ederek yaşamaya çalışırlar.

Küçük balık gibi farklı ideolojileri olanlar ise Peygamberlerin yolunu bırakıp kendi ürettikleri düşüncelere göre yaşantılarını sürdürürler. Ölüm dikeninin kendilerini sokmasından sonra gerçeği ancak anlarlar. 

Balık sudan çıktı ve geri dönmedi.

İnsan dünyayı terk etti ve geri gelmedi.

Değerlendirebileceğin Tek Zaman Bu!...”

Umarım ki küçük balıklar gibi Siyonist haçlı zihniyetlilerin, bilim adamı, ideolojik lider diye yutturulanların oltalarına takılıp yok olmaya doğru yol almayız. Aksine Peygamberimizin sünnetine uygun yaşayan, bilen ve uyaranların tembihatına uyarak hayatımızı idame ettiririz.

Selam ve Sabırla… 13.11.2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?