Konserler, Heykeller, Resepsiyonlar Yasaklanmalıdır
Veysi ERKEN Dr.
İsrafın her türlüsü yasaklanmalıdır. “yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. A’raf-31 ve “Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da rabbine karşı çok nankördür. İsra 26-27
Bilhassa Kamu kuruluşları marifetiyle yapılan her türlü israf yasaklanmalıdır.
Özellikle konserler, heykeller, resepsiyonlar ve bütün israfa sebep olan faaliyetler yasaklanmalıdır ki yoksula, yolda kalmışlara hakları verilebilsin.
Evet.
İsraf kaynakları kurutulmalı, israfa sebep olan kurum ve kuruluşların yöneticileri görevden alınmalıdır.
Bunu geçmişte de yazdım, anlattım ve ifade ettim. Şimdi Belediyeler başta olmak üzere israf ve şeytan kardeşliği tavan yaptı.
Ahmet Refik israfı ve eğlenceyi şöyle tasvir ediyordu. “İstanbul’un, yaratılışı zevk ve sefaya yatkın şairleri:
Ahâli izz ü devletde, re’aya emn ü râhatde, Hüner erbâbı rif’atde, cihan yek-pare nûrânî
Nağmesiyle, zevk alarak, lâlelerin şen renklerine bakmaktan, her tarafı, şafak renginde görüyorlardı; fakat hakikat bunun aksi idi. Şairlerin gördükleri parlaklık, İstanbul’un Saraylarında ve mesirelerinde, hanımların çapkın ve baştan çıkarıcı bakışlarında idi. Vilayetler, gene sefil ve perişan; halk, gene ekmek parasına muhtaç; müstebit valilerin zulmü altında ağlıyordu” Lâle Devri, Ankara 1973, s.99.
Maziye bir yolculuk.
Resepsiyon ve konserler; şekliyle şemalıyla bize yabancı uygulamalar. Sizi bilmem, ama ben, resepsiyonları ve konserleri hiç sevemedim, onlara katılmayı da zül addettim. Sürekli uzak dururum. Televizyonda bile seyretmekten hoşlanmam.
Resepsiyon ve konserler kasvetin, halktan kopuşun, ikiyüzlülüğün, sahte dostlukların sergilendiği ziyafetler geçidi ve eğlencelerdir. O ziyafetlerde ve konserlerde bulunanlarla konuştuğunuzda iştirakçilerin ekseriyeti sadece zevahiri kurtarma niyetiyle katıldıklarını ifade ederler. Görünmeyen “Güç”ten ürkme ve korkma resepsiyonda bulunmanın bir nedenidir onlar için. Resepsiyonda bulunmama, cezalandırılmanın, terfi ettirilmemenin en önemli sebebidir. Geleceğin âlî (!) hizmetleri için oralarda bulunmak bir zorunluluktur adeta.
Esasında Resmi ziyafeti ifade eden resepsiyon ve konser adı altında düzenlenen faaliyetlerin kamu malının ve parasının çarçur ve hebâ edilmesinin, millî kültürden kopuşun ve uzaklaşmanın bir göstergesidir.
Tereddütsüz denebilir ki, “Halka rağmen halk için” diyerek halktan kopanların ve ahkâm keserek halka zulmedenlerin bir resmigeçididir resepsiyon ve konserler.
Bu merasimleri seyrettikçe tıpkı “Lâle Devri”nde olduğu gibi, Anadolu insanının nasıl soyulup soğana çevrildiğini daha iyi anlıyor ve kavrıyorum. Halkın kesesinden vergi adı altında toplanan paraların bir kaç bin kişinin zevki için nasıl saçıldığını gösteriyor resepsiyon ve konserler.
Halka rağmen debdebe, zevk ve eğlence.
Kimin parasıyla?
Ve ne adına?
Vatandaşın parasıyla ve çağdaşlık adına.
Resepsiyon ve konserler kendini devlet olarak görenlerin halka tepeden bakanların ve dalkavukluk yapanların buluşma yerleridir adeta. İltifatlar, gülücükler, bakışlar, cilveler ve dostluklar hep sahte. Her şey yalana ve dolana dayalı. Koca devlet, bu tür ziyafetlerle ve konserlerle heba edilmekte.
Bir yanda kuru ekmeğe muhtaç olanlar, ekmeğin kurusuna bile talim edemeyenler; öbür tarafta senin, benim, kısaca bizim paramızla zevk u safa içinde tepinenler.
Bu çarpıklığı sordun mu karşına hemen âlî menfaatler çıkar.
Aman; âlî menfaatlere halel gelmesin. Onların dokunulmazlıkları var. Kimin âlî menfaatleri, bunu soramazsın. Çünkü resepsiyoncular ve konserciler çok fedakâr olup, bizim yerimize düşünüyorlar(!), yiyorlar, içiyorlar ve zevk u safa içinde yaşıyorlar.
Hatta hastalıklardan korunmamız için bizim yerimize aşı olmaktan bile çekinmezler resepsiyoncular ve konserciler.
Onlara yaptıklarının “hikmeti” asla sorulmaz. Sorulamaz.
Devlet, bir han-ı iştahâdır onlar için. Kabaran iştihanın tatmini için araziler, fabrikalar, makamlar ve mevkiler kolayca pay edilir. Hem de zorlanmadan.
Vesselam. 13.11.1998”
Maziye bir yolculuk yapılmış oldu. Selam ve Sabırla… 11.11.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?