23 Ağustos 2025 Cumartesi

Gazzeliler, Meğerse Kardeşlerimiz “Kabil”lermiş

Gazzeliler, Meğerse Kardeşlerimiz “Kabil”lermiş

Veysi ERKEN Dr.

Gazzeliler meğerse kardeşlerimiz “kabil”lermiş diyorlardır. Kur’an-ı Kerim’de insanlara Âdem’in iki evladının hikâyesi anlatılır ya. “Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, “Andolsun seni öldüreceğim!” dedi. O da dedi ki: “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder. Andolsun ki sen öldürmek için bana el uzatsan bile, ben öldürmek için sana elimi kaldıracak değilim! Zira ben âlemlerin rabbi olan Allah’tan korkarım. Ben diliyorum ki sen hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenesin, cehennemliklerden olasın! Zalimlerin cezası işte budur. Sonunda içindeki duygular onu kardeşini öldürmeye itti; onu öldürdü ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. Mâide, 27-30

Maalesef ümmetin liderleri, yöneticileri, devletlerde iktidar sahibi olduklarını zannettiklerimiz meğerse Gazzelilerin “Kabil” türü kardeşleriymiş.

Siyonist haçlı katillerinin, soykırımcılarının piyonları, şerikleri ve uşaklarıymış.

Gazze’nin ve Gazzelilerin yok olmasını bekleyen “Kabil”lermiş.

Lider, önder, komutan, ümmet Salahaddin olamayanlarmış.

İnanıyoruz ki ümmet olmak YEKVÜCUT olabilmektir. La ilahe illallah Muhammed'un Rasulullah” şuurunda olmak ve gereğini ifa edebilmektir.

Mazlumlara kol kanat gerebilmektir.

Allah birbirine örülmüş, kenetlenmişleri ve yolunda cihad edenleri, yaşayanları sever. Siyonistlerin uşağı “Kabil”leri değil.

“Bilin ki Allah kendi yolunda sağlam örülmüş bir duvar gibi kenetlenmiş saflar halinde çarpışanları sever. Saff-4”

Sevilen olmak, “Kabil”leşmemek gayretinde olmamız gerekir.

“Numân İbni Beşir radıyallahu anhümâ’ dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”  Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 6”

Demek ki, vücut bütünlüğümüzü kaybettik.

Gazzelilere karşı “Kabil”leştik.

Mümin olsaydık “Habil” olurduk, “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız. Hucurat-10” ahilerimizin acısını duyardık.

Siyonistlerin, kışlaları olan İsrail’in tasfiyesine çalışırdık.

Soykırımı durdurmakla mükellefiz derdik.

Bilinmelidir ki, essiz kalanlar, “Kabil”leşenler, bilhassa gücü ve yetkiyi elinde bulunduranlar sorumludur ve cezalarını çekeceklerdir.

Ümmet bilincinde olanlar Allah’ın ipine, vahyine sımsıkı yapışmakla, Gazzelilerin yanında, safında cihadla mükelleftir.

“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. Âl-i İmrân-103”

Gönülleri birleşenler, “Habil”leşenler kâfirlere, münafıklara, fasıklara, müfsidlere, fitnecilere uymaz.

Birliği, yekvücutluğu bozarak Siyonistlere, haçlılara hizmet ve uşaklık yolunu seçenlerden olmaz.

Evet.

Ümmetin kurtuluşu Gazze’nin, Doğu Türkistan’ın, Keşmir’in, Filistin’in, Afrika’nın, Arakan’ın ve bütün mazlumların özgürlüğü için hassaten liderlerin, önderlerin, iktidarı ve hâkimiyeti elinde bulunduranların “Habil”leşmesi, YEKVÜCUT olması şarttır, farzdır.

Geride olan, sessiz kalan, yardım etmeyen, ümmetten, milletten değildir. Katillerin, soykırımcıların uşağıdır, işbirlikçisi “KABİL”lerdir.

Selam ve Sabırla… 23.08.2025

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?