7 Kasım 2025 Cuma

Öfkeyi Yutmak ve diri tutmak

Öfkeyi Yutmak ve diri tutmak

Veysi ERKEN Dr.

“Öfke” insanî hususiyetlerdendir.

Kime/ kimlere karşı öfkemizi yutkunacağımızın veya diri tutacağımızın ölçüsü bellidir. Ayette; “O takvâ sahipleri, bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcar, öfkelerini yutar ve insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyilik ve ihsân sahiplerini sever. Âl-i İmrâ134” buyrulur ve öfkeyi yutmanın fazileti izah edilir.

Celaleddin Rumî bu bağlamda “Öfke rüzgâr gibidir, bir süre sonra diner; Ama birçok dal kırılmıştır bile” tespitinde bulunur.

Demek ki, takva sahipleri müminlere karşı öfkelerini yutmalıdırlar ki, geride kırık dallar kalmasın.

Buna karşılık Allah’ın düşmanlarına duyulan öfke diri tutulmalıdır ve harlanmalıdır ki soykırımlar, acılar, vahşetler bitirilebilsin hainler, düşmanlar ve işbirlikçileri kahrolsun.

Ey mü’minler! Siz öylesine kalpleri arıduru, herkesin iyiliğini isteyen kimselersiniz ki o düşmanlarınızı bile severseniz, ama onlar sizi sevmezler. Siz Allah’ın indirdiği kitapların hepsine inanırsınız. Onlar ise ancak sizinle karşılaştıkları zaman: “İman ettik!” deyip geçerler; fakat birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman ise size olan kin ve düşmanlıkları yüzünden parmaklarını ısırırlar. Onlara: “Kininizden çatlayın!” de. Doğrusu Allah, sînelerde gizli tutulan bütün sırları bilir. Âl-i İmrâ119” ayeti düşmanın kinini ve bizim öfkemizin gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Rasûlullah (sav) buyurdular:“Dikkat ediniz! Öfke insanoğlunun kalbindeki bir ateş parçasıdır…(Tirmizî, Fiten, 26) buyurur.

Dilimizde bir söz vardır. “Öfke baldan tatlıdır” diye.

Evet.

Öfke ateş parçası ve baldan tatlıdır, zalime, siyonistlere karşı diri tutulmalı, harlanmalıdır ki, zulüm öfke denilen ateşle bitirilebilsin, söndürülsün, Siyonistlerin kışlası olan İsrail ve sahipleri yok olsun.

Bilhassa “zalim”lerin Zulmü”ne sessiz kalmak, öfkelenmemek, Allah’ın ayetlerini tartışanları görmezlikten gelmek, zalimleri unutmak, tedbir almamak zulmün ve soykırımın artmasına ve devamına vesile olur.

Ayette: Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.  Mü’min-35 buyrulmakta ve öfkenin gerekliliği izah edilmektedir.

Dolayısıyla zalimlere, hainlere, Allah’ın yolundan sapmışlara karşı “öfke daima diri tutulmalıdır” ki zulüm ve zalimler tutuşsun yok olsun.

Merhum Aliya’nın tarihe mal olmuş bir sözü vardır. “Unutulan soykırım tekrarlanır” Gazze’deki kısmi sükûnet öfkemizin harını azalmamalıdır.

Gazze, Doğu Türkistan, Sudan, Suriye, Arakan ve bütün mazlumlar için “zalime öfkeni diri duanı daim tut” kuralını asla unutmamalıyız.

İnsan olan bu zulme sessiz kalamaz, unutamaz, öfkesini dindiremez, duasını esirgeyemez.

İnsan olan bir şeyler yapar, yardım ve dua eder.

Elinden bir şey gelmiyorsa hiç olmazsa zalimlere karşı öfkesini diri tutar, zalimleri unutmaz.

İnsan olan “zalime yavuz, mazluma yunus”ça yaklaşır.

İnsan olan zulme rıza göstermez, gösteremez.

Zalime karşı öfkeli olmak, mallarını ve yaşayışlarını boykot etmek her insanın görevidir, Müslüman için farzdır.

Öfke diri tutulmalıdır ki, zulüm ve kötülük toplumda ve yeryüzünde zemin bulmasın ve normalleşmesin.

Ki, zalimler korksun, erisin.

Zalimlerin korkması ve yok olması mazlum ve insan olanların zalimlere karşı duydukları, diri tuttukları öfkeleriyle mümkündür.

Şimdi müminlere karşı öfkemizi yutma, merhametli davranma, iyilikle muamele etme ve zalim Siyonist haçlı zihniyetine, zalimlerine karşı öfkemizi diri tutma, zulme alışmama, unutmama ve zafere erme zamanıdır.

Selam ve Sabırla… 07.11.2025

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?