17 Aralık 2024 Salı

Unutmak Pusuya, Tuzağa Düşmektir

 Unutmak Pusuya, Tuzağa Düşmektir

Veysi ERKEN Dr.

 

Siyonist Haçlı terörü hiç bitmedi, bitmeyecek.

"Hayır" ile "Şer" arasındaki kavga “Habil” ile “Kabil” döneminden beri vardır ve kıyamete kadar devam edecek.

Siyonist haçlı zihniyeti “Kabil” ruhludur.

Katliam, soykırım yapar, işgal ve talan temel hedefleri ve fiilleri, sonra yapılanları unutturma emelleridir.

Onun için diyoruz ki asla şu hakikati unutmamak gerekir, şarttır, farzdır.

Unutmak pusuya düşmektir.

Unutmak tuzaktır, yok olmaktır.

Müslüman affeder unutmaz, öfkesini diri tutar.

Bilinmelidir ki, Kudüs ve İstanbul, Türkiye ve İslam Coğrafyası Siyonist haçlıların hep hedeflerinde olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Tabii ki, Kudüs ve İstanbul sembolik ifadedir.

Değişmeyen emelleri İslam’ı ve İslam coğrafyasını silmek ve bitirmektir.

Bu gerçek asla unutulmamalıdır. Pusuya, tuzağa düşülmemelidir.

Evet.

Unutmak pusudur, tuzağa düşmektir.

Unutan tuzağa düşer.

Afganistan’dan Sudan’a, Somali’den Çeçenistan’a ve Gazze’ye, Türkistan’a uzanan coğrafyayı kana bulayan aynı zihniyet ve bu zihniyetin, piyonları, uşakları ve uzantıları unutturmaya çalışır, çalışıyor.

Türkiye’nin çıkışı ve uyanışı sebebiyle Siyonist haçlılar olanı biteni unutturma ve yıkıcı saldırı sürecini hızlandırmaya çalışıyorlar.

Bugüne kadar milletin feraseti tapınakçıların, fetöitlerin ve onların piyonlarının unutturma senaryosunu akamete uğrattı.

İnşallah kusmukları hep kursaklarında kalacak. Türkiye öncülüğünde İslam ve mazlum coğrafyalar ayağa kalkacak ve zulme son verecek, yapılan soykırımları unutmayacak.

Stepneciler ve unutanlar da biliyor bu gerçeği.

Ama stepne oldukları için aynı teraneyi okuyorlar ve soykırımları unutturmaya çalışıyorlar

Türkiye’deki Siyonist haçlı neşriyatından bu rezil senaryo ve unutturma çabaları açık bir şekilde fark ediliyor.

Kullanılanlar sırıtıyor.

Bilinmelidir ki, teröristlerin ve soykırımları unutturmaya çalışanların dini imanı, ırkı milliyeti yoktur. Siyonist haçlı zihniyetinin ve elemanlarının dini imanı yoktur.

Türkiye’deki uzantılarının tamamı gayrı Müslim taifedir, münafıklık değişmez seciyeleridir.

Milletimizi pusuya düşürmeye, hafızasını kaybettirmeye çalışıyorlar.

“Bir nefsi haksızca katleden bütün insanlığı katletmiştir” zihniyetinde

olanlar asla terör faaliyetlerinde bulunamaz, soykırım yapmaz, katilleri, vahşileri desteklemez, sessiz kalmaz ve unutmaz.

Unutanlar Müslüman olamaz.

Adına, sıfatına ne derseniz deyin bunlar Müslüman olamaz.

Unutulmamalıdır ki, Türkiye İslam coğrafyasının kalbi ve beynidir.

Türkiye’yi çökertmek isteyenler her şeyi mubah görüyor. Türkiye’nin soykırım karşısında sessiz kalmasını istiyor.

Siyonist haçlılar Türkiye’nin sessiz kalmasını sağlamak için herkesi kullanmaya ve unutturmaya çalışıyor.

Mezhebi, meşrebi, ideolojisi veya dini fark etmez herkes Siyonist haçlıları lanetlemeli ve soykırımlarını unutmamalıdır.

Hâsılı kelam.

Dün olduğu gibi bugün de senaryolarını başlarına çalma günüdür.

Soykırımlarını unutmama ve unutturmama zamanıdır.

Tapınakçıların, uzantılarının, fetöitlerin ve onların sesi olan neşriyatının tuzaklarını, unutturma çabalarını boşa çıkarma günüdür.

Zalimleri ve vahşileri unutmama günüdür.

Zira unutmak ve unutturmak pusuya, tuzağa düşmedir.

Selam ve Sabırla…17.12.2024

 

Fırat’ın Batı’sı da Doğu'su da temizlenmelidir

 Fırat’ın Batı’sı da Doğu'su da temizlenmelidir

Veysi ERKEN Dr.

Siyonist haçlı zihniyetinin uşaklarının ifadeleri bellidir.

Aman Fırat’ın doğusuna ilişmeyelim.

Sebep.

Sebep belli.

Amerika’nın elemanları, teröristleri, silahları, mühimmatları oradadır.

Bilakis Fırat’ın Batısı da doğusu da, Suriye’nin ve Filistin’in tamamı da Siyonist haçlı teröristlerinden, işgalinde temizlenmelidir.

Sadece Fırat’ın doğusu batısı değil, denizden nehire kadar Filistin’in toprakları, mazlum coğrafyaların tamamı Siyonist haçlı zihniyetinden, kışlaları olan İsrail’in soykırımlarından temizlenmelidir.

Türkiye’de de temizlik yapılmalıdır.

Özellikle zihinler işgalden temizlenmelidir.

Zira zihinleri Siyonistlerce iğfal edilmiş, kirletilmiş milyonlarca türedi insanım diye arz-ı endam ediyor.

Gazeteci, sendikacı, siyasetçi, akademisyen maskesi ile Siyonist haçlılara uşaklık ediyor.

Evet.

Suriye teröristlerden tamamen temizlenmelidir. Fırat’ın doğusuyla, batısıyla ve Denizden nehire kadar Siyonist haçlı teröristlerinden temizlenmeli, huzura kavuşturulmalıdır.

Unutmayalım ki Suriye, Filistin, Kudüs, Gazze, Şam, Halep, Mekke, Medine bizim vatanımızdır, yurdumuzdur, Müslümanların toprağıdır.

Suriye ve Filistin’de Siyonist haçlı zihniyetinin teröristleri bulunmaktadır. Bu gerçek kabul edilmeli ve vatanımız olan bu yerler Siyonist vahşetten temizlenmelidir.

Siyonistler, başta ABD, İngiltere, Fransa ve maşaları ile birlikte kışlaları olan İsrail vasıtasıyla hem Filistin, Gazze topraklarında hem de Suriye ve başka coğrafyalarda terörizmi, işgali, vahşeti ve soykırımı sürdürüyor.

Bu zaviyeden bakıldığında öncelikle Suriye’de hala mevcut olan terörist gruplarının Fırat'ın batısından da doğusundan da tasfiyesi gerçekleştirilmesi ve toprak bütünlüğünün korunması sağlanmalıdır.

Ve.

Asla unutulmamalıdır ki, Siyonist haçlı zihniyetinin asıl hedefi Türkiye’yi parçalamak ve yok etmektir.

Bu gerçek unutulmadan Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan, Mısır, Libya ve diğer ülkelerin bütünlüğü korunmalı ve Türkiye’nin hamiliği sağlanmalıdır.

Bu bağlamda Suriye Esad’ın hâkimiyetinden kurtarıldığı gibi başta ABD, Fransa ve İngiltere Siyonistlerinin işgalinden kurtarılmalıdır ki Gazze ve Filistin, siyonistlerin kışlaları olan İsrail’in işgalinden kurtarılabilsin.

Hâsılı kelam diyoruz ki, ABD, İngiltere, Fransa ve kışlaları olan İsrail coğrafyamızdan kovulmalıdır, Siyonist terör grupları Fırat’ın doğusundan, batısından temizlenmelidir.

Selam ve Sabırla… 17.12.2024

16 Aralık 2024 Pazartesi

İnsanlar Meliklerinin Dini Üzerinedir

 İnsanlar Meliklerinin Dini Üzerinedir

Veysi ERKEN Dr.

Fıtrat gereği İçtimai/ sosyal hayatımızda bize yol ve yön gösterenler hep olmuştur ve olacaktır. Çocukluk döneminde en çok yol ve yön gösteren anne, baba ve yakın çevresidir. Günümüzde yakın çevreye internet ortamı, sanal medya ve televizyon hâkim olmuştur desek mübalağa etmiş sayılmayız.

Toplumun bütününü ilgilendiren siyaset sahnesinde de aynı durum geçerlidir. Cemiyetler, umumiyetle meliklerinin/yöneticilerinin dini üzeredirler. Meliklerin gidişatı, dünya görüşleri, tercihleri, değer yargıları, tabi olanlarına da yansımaktadır. “Ennâsü alâ dîn-i mülûkihim: İnsanlar meliklerinin dini üzeredir” hadis-i şerifi bunu ifade etmektedir.

Yöneticilerimizi mutlaklaştırır, dediklerini tartışmasız doğru kabul eder ve sorgulamaz isek dinleri üzere olmuş oluruz.

Rabbulalemin takip ettiklerinizi yanılmaz olarak görmeyin diye kullarını ikaz eder.  Bilindiği siyasette lider/melik/yönetici denilenlerin yaşayışları ve bakışları İslam’la uyumlu değilse, toplumun münafıklaşmasında daha etkin rol oynamaktadır. İslam’la, namazla, oruçla, zekâtla hiçbir ilgisi olmayanların melik/yönetici olarak seçilmesi toplumları tahrip olmasına ve münafıklaşmasına vesile olur.

Kişi arkadaşının dini üzeredir” ve “ kişi, su misali içinde yer aldığı kabın şeklini alır” ifadeleri de bunu teyit etmektedir. İslam’la ilgisi olmayan melikler insanları ateşe yönlendirir. Böylece onları, halkı ateşe çağıran öncüler yapmış olduk.” Kasas-41. Ayeti bunu teyit etmektedir.

Ve.

Maalesef islam’la ilgisi olmayanları melik/lider/yönetici seçenlerin münafıklaştıklarını ve İslam’dan koptuklarını görüyoruz.  İnsanlar önderleriyle beraber hesaba çekilecektir. Ayette, Her insan topluluğunu önderleriyle birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defterleri sağından verilirse işte onlar amel defterlerini okuyacaklar ve en küçük bir haksızlığa uğramayacaklar. İsrâ-71”

Hüsrana uğramak istemiyorsak melikleri/yöneticileri/liderleri sorgulayalım ve pişman olmayalım.

Ayetlerde büyük, melik ve efendi(sadat) kabul edinilenlere uyanların pişmanlıklarını şöyle dile getirilir. “Rabbimiz! Biz efendilerimizi ve büyüklerimizi dinledik, onlar da bizi yoldan saptırdılar. “Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları ağır bir şekilde lânetle!” Ahzâb -67-68”

Ayetler şu şekilde tefsir edilmektedir. Allah insanlara akıl vermiş, ona yardımcı olmak üzere peygamberlerle çok değerli bilgi ve ölçüler göndermiştir. Asıl kullanılacak olan bilgi araçları bunlardır. Bunları bırakıp da din, siyaset, cemiyet, sanat, medya vb. alanlarda meşhur veya karizma sahibi olmuş, otorite kazanmış olan veya öyle sunulan kimseleri taklit edenler, bunların söylediklerini ölçüp biçmeden, tenkide tâbi tutmadan kabul edip uygulayanlar ya doğru yoldan uzaklaşırlar veya tesadüfen onun üzerinde bulunsalar bile bunun şuurunda olamazlar. Hiç kimseyi, dünyada ve âhirette “Filân dedi ben de inandım ve yaptım” gibi bir mazeret kurtaramaz; “İnsana senin aklın ve iraden neredeydi diye?” sorarlar. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3599/66-68-ayet-tefsiri

Evet, nedamet getirmişlere tavsiyemiz şudur.

Karamsarlığa düşmeyin Nasuh tevbe ile tevbe ediniz, melik, sadat ve kübera olarak gördüklerinizi, desteklediklerinizi, seçtiklerinizi terk ediniz. Dinlerinden beri olunuz. Tutum, tavır, fiil, eylem, söz ve oylarınızı bir daha gözden geçiriniz, milletten af ve i’tizar dileyiniz ve bundan sonra kimin/ kimlerin peşine takılacağınızın, kim/ kimlere oy vereceğinizin muhasebesini yapınız, yapalım derim.

Benim bildiğim çıkış yolu budur.

Umarım ki, Türkiye’ye ve İslam’a muhalefet edenleri melik, sadat ve büyük/kübera görenler ve onlara uyanlar, onları seçenler tevbe eder, hatalarından döner, af diler, kötü icraatlarına engel olmaya çalışır.

Ve İslamlaşır.

Selam ve Sabırla… 16.12.2024

 

Suriye ve Filistin Teröristlerden Temizlenmelidir

 Suriye ve Filistin Teröristlerden Temizlenmelidir

Veysi ERKEN Dr.

Suriye’de güzel gelişmeler oluyor ve Suriye teröristlerden tamamen temizlenmelidir.  Bilindiği üzere Suriye ve Filistin’de Siyonist haçlı zihniyetinin teröristleri bulunmaktadır. Siyonistler kışlaları olan İsrail vasıtasıyla hem Filistin, Gazze topraklarında hem de Suriye ve başka coğrafyalarda terörizmi sürdürmeye çalışmaktadır.

Bu zaviyeden bakıldığında öncelikle Suriye’de hala mevcut olan terörist gruplarının tasfiyesi gerçekleştirilmesi ve toprak bütünlüğünün korunması sağlanmalıdır.

Tabii ki, Siyonist haçlı zihniyetinin asıl hedefi Türkiye’yi parçalamak olduğu gerçeği unutulmadan Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan, Mısır, Libya ve diğer ülkelerin bütünlüğü korunmalı ve Türkiye’nin hamiliği sağlanmalıdır.

Bu bağlamda Suriye Esad’ın hâkimiyetinden kurtarıldığı gibi başta ABD, Fransa ve İngiltere Siyonistlerinin işgalinden kurtarılmalıdır ki Gazze ve Filistin kışlaları olan İsrail’in işgalinden kurtarılabilsin.

Bunun için diyoruz ki, ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail Coğrafyamızdan Kovulmalıdır

Evet.

Siyonist haçlı zihniyetinin ülkemizi parçalamaya yönelik faaliyetlerde olduğunu bilmeyen yoktur.

Gazze, Filistin, Suriye, Irak ve diğer komşularla ile ilgili gerçekler dile getiriliyor. Erdoğan, “Asıl bakılması gereken Türkiye'nin bütünüyle bir Suriye politikasıdır. Şayet biz bugün Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinden arındırmaz isek, yarın karşılaşacağımız manzara açıkça ortadadır. Bugün Kamışlı'da, Resulayn'da, Tel Abyad'da, Aynel Arap'ta, Cerablus'da, Münbiç'te, El Bab'ta, İdlib'de vermediğimiz savaşı, Allah göstermesin yarın Şırnak'ta, Mardin'de, Şanlıurfa'da, Gaziantep'te, Hatay'da vermek zorunda kalırız. Çünkü karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye’dir. Suriye’de istediklerini alanlar, namluları hemen Türkiye’ye çevirecektir. Bugün Suriye’yi fiilen üçe bölenlerin Türkiye’nin bütünlüğüne saygı göstereceğini düşünmek gafletten öte bir durumdur” dedi.

Bugün sadece Suriye'de eğitilmiş ve donatılmış bölücü terörist sayısının 40 ile 60 bin arasında olduğunun ifade edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet Suriye'de verdiğimiz mücadeleyi başarıyla sonuçlandıramazsak bu teröristlerin çoğu ülkemize yönelecektir. Aynı şekilde Suriye'de ülkemize düşmanlığı temel misyon edinmiş, topraklarımızda gözü olduğunu da asla inkâr etmeyen bir rejim varken biz burada nasıl huzurla yaşayabiliriz? Öyleyse Suriye'de verilen mücadelenin hepimizin geleceğiyle ilgili olduğunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor” diye konuşmuştu.

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/116632/-karsimizdaki-senaryonun-asil-hedefi-suriye-degil-turkiye-dir

Bu ifadelere dün olduğu gibi bugün de aynen katılıyorum.  Suriye’deki son hadiseleri bu şekilde okuyorum ve “Suriye'de verilen mücadelenin hepimizin geleceğiyle ilgili olduğunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor” sözünün doğruluğunu bir kere daha teyit ediyorum.

Hâsılı kelam.

Bizce yapılması gereken şudur ve dünyaya ilan edilmelidir.

Asıl Hedef Türkiye’dir diyerek başta ABD, İngiltere ve İsrail olmak üzere bütün Siyonistlerin coğrafyamızdan kovulması için gerekli tedbirler alınmalı ve harekete geçilmelidir ki, Türkiye İslam ve mazlum coğrafyaların “kalbi” ve “beyni” olarak huzur bulsun ve başta Gazze, Filistin, Suriye, Irak, Libya, Sudan, Doğu Türkistan ve dünyanın her yerinde huzuru sağlayabilsin.

Selam ve Sabırla… 16.12.2024

15 Aralık 2024 Pazar

FetöİTler ve SiyonİTler İfsada Devam Ediyor

 FetöİTler ve SiyonİTler İfsada Devam Ediyor

Veysi ERKEN Dr.

GAZZE yok ediliyor.

Suriye’nin her tarafı SEDNAYA zindanına çevrilmiş umurlarında değil.

İşleri güçleri tasmalarını elinde tutanların maşalığını yapmak, toplumda fitne ve fesad çıkarmak ve zihinleri bulandırmak.

Kimlerden bahsediyorum belli değil mi?

FetöİTler ve siyonİTlerden tabii ki.

Ülkemiz, vicdanlı ve Müslüman olanlar için iyi ve güzel olan hiçbir gelişmeden hoşlanmazlar, kötülemek, onu itibarsızlaştırmak için her türlü yöntemli kullanırlar.

Yalan,

İftira,

İtham,

İnkâr,

Hafife alma,

Üstünü örtme başlıca yöntemleridir.

Bunlarda ahlak, iman, edep ve hayâ yoktur.

Ekseriyeti Müslüman kılığına Gayrı Müslim’dirler.

Münafıktırlar, şüpheyle hareket eder, bocalayıp dururlar “Senden izin isteyenler sadece, Allah’a ve âhiret gününe iman etmeyenler ve şüpheye kapılmış olanlardır; onlar şüpheleri içinde bocalayıp dururlar. Tevbe-45”

Nursuz ve İslam dışıdırlar, göğüsleri İslam’a açık değildir. “Allah’ın, göğsünü İslâm’a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah’ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay hâline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler. Zümer-22

Her şeye rağmen fetöİTler ve siyonİTler ferasetli mümin Müslümanlar tarafından bilinir, konuşmaları onları ele verir. “Yoksa kalplerinde hastalık bulunan o münafıklar, içlerinde mü’minlere karşı duydukları kinlerini Allah’ın ortaya çıkarmayacağını mı sanıyorlar? Dileseydik biz onları tek tek sana gösterirdik, sen de onları yüzle­rinden tanırdın. Yine de sen onları konuşma tarzlarından, sözlerindeki eğip bükmelerden tanıyabilirsin. Allah, bütün yaptıklarınızı bilir. Gerçek şu ki, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz. Muhammed,29-31

Hâsılı kelam Gazze kavrulurken, Suriye SEDNAYA’lıktan kurtulmaya çalışırken bunların kalplerindeki maraz sebebiyle yardıma koşmazlar, koşanları ve yardım edenleri kötülemekten geri durmazlar.

Yapılanları kötüler, kusur ve eksiklik ararlar.

İyisini yapın denildiğinde fersah fersah kaçarlar.

Kısaca bunlarda İslam yok, ahlak yok, vicdan ve merhamet hiç yok. Kalpleri taşlaşmış, şeytanlaşmış tiplerdir.

Onlar Müslümanların ehlinde değildir, Hz. Nuh’un oğlu gibidirler. “Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ehlinden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.  Hûd-46”

Onlar sadece kötü iş yaparlar, fitne ve fesad çıkarırlar.

Onlar Gazeteci, parti başkanı, akademisyen, sanayici, tüccar kılığına girer, partilerin, STK’ların, tarikatların içine sızarak fitne ve fesadlarını sürdürürler.

Bunlar sızıntıdır, lağım sızıntısıdırlar.

Kendileri pislik olduklarından her yeri pisletmeye çalışırlar.

Selam ve Sabırla… 15.12.2024

 

14 Aralık 2024 Cumartesi

Satılmış Gazeteciler ve Hainler

 Satılmış Gazeteciler ve Hainler

Veysi ERKEN Dr.

Gazeteciler, Akademisyenler, sanatçılar, sanayiciler içinde satılmışlar, fonlananlar, hainler ve bir kemik peşinde koşanlar epey çoktur. Şimdi bunlara sosyal medya elemanları da youtuber, trol olarak eklemlendirilmiştir.

Her dönemde toplumları felakete/nekbeye uğratanlar/uğratmaya çalışanların sözcüleridir.

Suriye’de, Irak’ta ve dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğüne katkı sağlayacak, İslamî hassasiyeti arttıracak projeler gündeme geldiğinde “satılmış” gazeteciler ve hainler hemen havlamaya başlıyorlar.

Daha doğrusu sahiplerinin emirleri ve yönlendirmeleri doğrultusunda havlıyorlar.

Gazze’de sürdürülen katliam, soykırım, vahşet, işgal ve tehcir karşısında ama bunu HAMAS başlattı diyecek kadar alçalan, Suriye ve İsrail’deki "sednaya" zindanlarını görmeyen, görmek istemeyen gazeteci veya başka kılıklı itlerin havlamalarını duymayan yok.

Türkiye’de özellikle milliyetçi, halkçı, liberal veya magazinci kılığına büründürülmüşler tipler kuduzlaşmışlar ve kesintisiz bir şekilde havlamaya devam ediyorlar.

Türkiye’deki kuduz satılmış gazeteci kılıklılar nasıl felakete yol açmaya çalışıyorlarsa başka İslam ve mazlum coğrafyalarda da benzerleri ve tasmalılar aynı şeyleri, mel’anetleri yapıyorlar ve geçmişte yaptılar.

Nedvi*, bu kuduzları, nekbelerin, felaketlerin müsebbibleri olan kuduz gazetecileri şöyle tanımlıyordu.

“Mısır’ın yol açtığı ve bütün Arap ve İslam beldelerini saran nekbenin en büyük sebepleri arasında Mısır basını ve radyosu yer almaktadır. Tadı bozmada, düşünce düzenini sakat etmede, sinirleri uyuşturmada, gerçekleri görme konusunda gözleri kör etmede, pervasızlığı yaymada, değerlerle, ölçülerle, ahlakî temellerle ve hükümlerle oynanmasında rol oynamışlardır.

Her biri büyük itibar sahibi olarak isimlendirilmeyi hak eden bu iki tahakküm altında yaşayan, kalbini, aklını kulağını ve gözünü ona bağışlayan her halk ölçüyü kaybeder ve dengesi sarsılır. Artık iyiyi bilemez. Güzeli sevemez, kötüden rahatsız olmaz. Onun namusu her tehlikeyle karşı karşıyadır. Amacı her tür aşağılamaya maruz kalır. Her yenilgiye müsaittir. S.158-159

Evet.

Bilinmelidir ki, Mısır’da veya bir başka yerlerdeki gibi ülkemizdeki gazeteci, yorumcu, akademisyenlerin de çoğu satılık olup, fiyatları farklıdır.

Gazze yanarken, Suriye’deki zulümler ayyukaya çıkarken milletin duyarsızlaştırılmasında “satılmış gazeteciler ve akademisyenler”in payı büyüktür.

Unutulmamalıdır ki, satılmış gazeteciler ve akademisyenler, aldıkları paralar, kendilerine verilen villalar, ceplerine doldurulan harçlıklar, altlarına tahsis edilen son model arabalar, zarflar vs. ile yönlendirmeler yapmaktadır.

Satılmış gazetecilerin bir ayağı yurt dışındadır. Çünkü büyük ağababaları, Siyonist patronları yurt dışındadır.

Satılmış gazeteciler her şeyi ters yüz etmekte mahirdirler. Yüzü “astar”, astarı “yüz” gösterirler.

Satılmış gazetecilerin hiçbir değeri yoktur. “Değer”i ve ahlakı olmadığı için “fiyat”larına göre bilgiyi çarpıtırlar.

Aziz dostlar özgürlüğünüzü kaybetmek istemiyorsanız “Satılmış Gazeteciler, hainleri ve akademisyenleri” tanıyınız.

Onları tanımak istiyorsanız hayatlarını inceleyiniz.

Nerede yaşadıkları, ne ile seyahat ettikleri, kaç milyon aldıkları merak ediniz, araştırınız.

Unutmayınız ki, “satılık”ların tamamı efendilerine sadıktırlar. Efendilerinin emirlerine göre masum ve mazlum halkı yönlendirirler. Veletlerini yurt dışında peydahlarlar.

Satılmışların vazifesi “gönüllü kölelik” düzenine zemin hazırlamaktır.

Gazze’yi, Irak’ı, Suriye’yi, Afrika’yı, Doğu Türkistan’ı unutturmak ve Türkiye’deki olumlu gelişimi akamete uğratmaktır.

Bilgiyle, inançla direnmesek, cihad etmesek Tapınakçıların satılmış gazetecilerinin ve akademisyen kılıklıların oyuncağı oluruz.

Haksızlığı kabul etmiş, haksızlığın parçası oluruz. Hz. Ali’nin (r.a.) “Haksızlık karşısında susmayın. Haksızlık karşısında susan hem hakkını hem şerefini kaybeder” sözünü aklımızdan hiç çıkarmayalım.

Çünkü bizler hem hakkımızı hem de şerefimizi korumakla mükellefiz.

Okuyalım, araştıralım, direnelim, satılmışların gazetecilerin, akademisyenleri ve topyekûn hainlerin oyununu bozalım ve hak ve şerefimizi koruyalım.

Selam ve Sabırla… 14.12.2024

*Müslümanlar ve Filistin Davası, Ebu’l Hasen Ali En-Nedvi, ter. Ahmet Varol, Asalet Yayınları, 7.. Baskı, Kasım-2023- İstanbul

 

 

 

 

           

 

Cihad eden ve Sabredenler Belirlenecek

 Cihad eden ve Sabredenler Belirlenecek

Veysi ERKEN Dr.

İmtihan dünyasında olduğumuzu asla unutmamalıyız. İmtihan dünyasında insanların bir kısmı kazanacak ve cennete girecek bir kısmı da kaybedip cehennemi boylayacak.

İmtihan edileceğimiz ayetlerde şu şekilde belirtilir. “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır. Bakara, 155-157

Kalplerinde maraz/hastalık olan, münafıklık edenler imtihanın şeklini, şemailini anlamazlar, anlamak istemezler sabır ve cihad kavramlarını çarpıtmaya çalışırlar.

Allah onların içindeki kimleri ortaya çıkarır, konuşmalarından anlaşılırlar. Ayetlerde; “Yoksa kalplerinde hastalık bulunan o münafıklar, içlerinde mü’minlere karşı duydukları kinlerini Allah’ın ortaya çıkarmayacağını mı sanıyorlar? Dileseydik biz onları tek tek sana gösterirdik, sen de onları yüzle­rinden tanırdın. Yine de sen onları konuşma tarzlarından, sözlerindeki eğip bükmelerden tanıyabilirsin. Allah, bütün yaptıklarınızı bilir. Gerçek şu ki, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz. Muhammed,29-31

Evet.

Allah’ın rızasını kazanarak ve cennete girmeyi umarak cehd edip sabretmeliyiz ki imtihanı kazanalım ve cennete girelim. Ayette; Yoksa, Allah içinizden cihad edenleri ortaya çıkarmadan ve sabredenleri belirlemeden cennete gireceğinizi mi sanıyordunuz? Âl-i İmrân-142” şeklinde uyarılmaktayız.

Temennimiz ve duamız cihad eden ve sabreden seçilmişlerden olanlarda olma yönündedir.

Rabbulalemin bizleri “ebrar” olanlarla haşretsin ve Hz. Muhammed Mustafa’ya s.a.v. komşu eylesin. Âmin.

Selam ve Sabırla… 14.12.2024

 

 

 

Suriye’nin Toprak Bütünlüğü Korunmalıdır

 Suriye’nin, Irak’ın, Filistin Topraklarının Bütünlüğü Korunmalıdır

Veysi ERKEN Dr.

Siyonist haçlı zihniyeti Suriye’nin, Irak’ın, Ürdün’ün, Mısır’ın, Sudan’ın, Libya’nın parçalanması için yıllardır çaba sarf etmekte ve plan yapmaktadır.

Fazla uzağa gitmeye gerek yoktur.

1982 yılında İsrail’de yayınlanmış Kivunim (Yönelişler) dergisinde* yazılmıştır.

Türkiye bu bölünmelere sessiz kalmadığını, asla müsaade etmeyeceğini gösteriyor, çaba sarf ediyor.

İslam “tevhid”i, Siyonizm “tefrika” ve bölücü”lüğü temel alır ve ülkeleri bölüp parçalamayı hedefler, planlarını ona göre yapmaya ve icra etmeye çalışır.

Coğrafyamızda sergilenen katliam, işgal, yıkım, tahribat, soykırım ve sömürüyü bu zaviyeden okumak ve ona göre tedbir almak mecburiyetindeyiz ki Türkiye’mizi muhafaza edebilelim.

Onun için diyoruz ki Suriye’nin, Irak’ın, Libya’nın ve diğer ülkelerin bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü Müslümanlar ve vatan sevdalıları olarak korumakla mükellefiz.

Siyonist haçlı zihniyeti ve şürekâsının oyunları ve katliamları mutlaka durdurulmalıdır, engellenmelidir ve deşifre edilmelidir.

Bugün Suriye’de Siyonist ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve kışlaları olan İsrail durdurulmazsa Türkiye büyük sıkıntılara girer.

Bu durumu herkes biliyor ve bu bağlamda Suriye en kısa zamanda ABD’nin terör örgütlerinden temizlenmelidir ve birliği sağlanmalıdır.

Şu haber bile Siyonist haçlı ittifakının Suriye üzerindeki planlarını ve kahpeliklerini izah etmeye yeterlidir.

Suriye'de yeni şeytan üçgeni! Kirli ittifak üç koldan devreye girdi

Suriye’deki bazı Dürzî köyleri İsrail’e ilhak çağrısında bulundu. Ülkenin savunma altyapısına saldıran İsrail, güneye çöreklenme peşinde. PKK, Fırat’ın doğusuna yerleşme derdinde. Bazı Nusayriler ise Lazkiye’de ayrılıkçı planlar yapıyor. https://www.haber7.com/dunya/haber/3487278-suriyede-yeni-seytan-ucgeni-kirli-ittifak-uc-koldan-devreye-girdi

Hâsılı kelam.

Günümüzde Suriye’de yeni bir yönetim oluşturulmaya çalışılıyor. Sednaya’lar bitiriliyor ve özgürlük nidaları yükseliyor.

Siyonist haçlı zihniyeti bunu teröristleriyle, gayrı Müslim unsurlarıyla, uşakları ve piyonlarıyla boğmaya çalışıyor, planlar yapıyor ve kendisi gibi alçak olan bütün alçakları devreye sokmaya çalışıyor.

Türkiye asla buna izin vermemelidir.

ABD, İngiltere, Fransa ve bütün Siyonistleri kışlaları olan İsrail’le birlikte coğrafyamızdan def etmelidir ki, dünya huzur bulsun.

Selam ve sabırla… 14.12.2024

 

*Roger Garaudy, İsrail, Mitler ve Terör, S.189, çev. Cemal Aydın, Pınar Yayınları, İstanbul-2000

 

13 Aralık 2024 Cuma

Gazze ve Kudüs Feth-i Mubini Bekliyor

 Gazze ve Kudüs Feth-i Mubini Bekliyor

Veysi ERKEN Dr.

Fetih süresini okuyup, öğrenip, anlayıp yaşayanlar bilir ki fetih inanan ve cihad edenler için müjdelenmiştir.

Fetih süresi müminlerin başarı ve zaferlerini izah eder aynı zamanda.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla oluşan başarılar ve zaferler.

“1. Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik.

2. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir.

3. Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder.

4. İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.” Ayetleriyle başlar.

Apaçık bir fetih ihsan edilmiş, gelmiş ve geçmiş bütün günahların bağışlanacağı müjdesi verilmiş, iman kat kat arttırılmış, kalplere sekinet ve itminan verilmiş, göklerin ordularıyla desteklenmiş bir zafer.

Böyle bir imanla cehd edenlere Rabbulalemin zaferleri nasip eder.

Gazze bunun misalidir.

Siyonist haçlı sürülerine karşı sürdürülen cihad zaferle neticelenecek inşallah.

Şam, Halep, Hama, Humus ve yeryüzündeki bütün imanlı ve vicdanlılar Gazze’nin zaferine katkı sağlayacak.

Allah’ın nusreti yakında tecelli edecek inşallah.

Yeter ki, inanalı ve cehd edelim.

Tüm imkânlarla bir cehd ve akabinde zafer muştusu olacaktır ümidindeyiz ve bizler Allah’ın rahmetinden asla ümidimizi kesmedik.

Şam’dan sonra yakın bir zamanda Gazze’de, Kudüs’te bir fetih bekliyoruz.

Yeter ki, Onlarla savaşın ki, Allah onları sizin elinizle cezalandırsın, onları rezil rüsvâ etsin, sizi onlara karşı başarılı kılsın, inananların yüreklerine su serpsin, kalplerindeki öfkeyi yatıştırsın. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah bilmekte, hikmetle yönetmektedir. Tevbe; 14-15” ayetlerinin gereğini icra edelim.

Selam ve Sabırla… 13.12.2024

Şam’dan Kudüs’e, GAZZE’ye

 Şam’dan Kudüs’e, GAZZE’ye

Veysi ERKEN Dr.

Merhum Abdurrahim Karakoç;

“Yollar uzun, yollar ince

Yol kısalır aşk gelince.

Yat kurban ol İsmail’ce

Bıçak senden incinmesin. “ demişti bir zamanlar.

Kudüs’e, Gazze’ye giden yollar uzun, ince ve zahmetli.

Bunu biliyoruz.

Şuna da inanıyoruz. Kudüs ve Gazze yine fethedilecek biiznillah.

Fetih yakındır.

Kudüs’ün ve Gazze’nin fethi Şam’dan sonra olmuştur tarihi süreç içinde.

Şam’da İslam’ın şanlı sancağı tekrar yükselmiştir Allah’ın lütfu keremiyle.

Yollar ince ve uzun olsa da Kudüs’e ve Gazze’ye varacaktır inşallah.

Evet.

Tarihi seyirde olay ve olgulara baktığımızda Kudüs’ün, Gazze’nin yolu hep Şam’dan geçmiştir.

Önce Şam sonra Kudüs ve Gazze fethedilmiştir.

Hz. Ömer dönemi ile başlayan süreci takip ettiğimizde Şam’ın 635 yılında, Kudüs’ün 637 yılında, Salahaddin Eyyübi devrinde Şam 1174 Kudüs 1187 yılında fethedildiğini, Memluklu döneminde önce Şam sonra Kudüs hâkimiyetinin, Osmanlı döneminde de önce Şam sonra Kudüs ve Gazze hâkimiyetinin başladığını görürüz.

Günümüze gelince Şam esaretten ve zulümden kurtarıldı inşallah.

Kudüs ve Gazze’nin fethinin yolu açıldı.

Fetih yolu Kudüs ve Gazze’ye uzanacak ve buralar da Siyonist haçlı katillerinden, işgalcilerinden, yağmacılarından, soykırımcılarından kurtarılacak, ABD, İngiltere, bütün Siyonistler kışlaları olan İsrail’le birlikte def edilecektir biiznillah.

Yeter ki, inanalım ve imanımızın gereğini yapalım.

Şam, bu yolun başlangıcıdır. Yollar uzun ve ince olsa da başlangıç bellidir.

Harekete geçme zamanı gelmiştir.

Zira Siyonist haçlılar Allah’a ve Resulüne savaş açmışlardır, Gazze’de, Kudüs’te haksızca insanları katletmiştir, soykırım, cinayet ve işgalde bulunmuştur.

Savaşın, soykırımın ve işgalin bedeli olmalıdır. Kudüs ve Gazze soykırımcılardan temizlenmelidir.

Zalimlere, katillere, soykırımcılara, işgalcilere bedel ödetmenin zamanı gelmiştir.

Şimdi bedel ödetmenin yolu açılmıştır.

Allah’ın izni, keremi, lütfu ve yardımı ile Şam’dan, Halep’ten Kudüs’e, Gazze’ye ince ve uzun yol açılmıştır.

Hareket vakti gelmiştir.

Siyonistleri elimizle cezalandırmanın, Kudüs’ün, Gazze’nin fethinin vakti gelmiştir. Ayette Onlarla savaşın ki, Allah onları sizin elinizle cezalandırsın, onları rezil rüsvâ etsin, sizi onlara karşı başarılı kılsın, inananların yüreklerine su serpsin, kalplerindeki öfkeyi yatıştırsın. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah bilmekte, hikmetle yönetmektedir. Tevbe; 14-15”

Şimdi kan döken, soykırımları gerçekleştiren, talan ve işgal hareketini sürekli bir şekilde yapan Siyonist haçlı zihniyetinin kışlasını, İsrail’i dağıtma ve Siyonistleri topraklarımızdan def etme vakti gelmiştir.

Zafer bayrakları Şam’a dikilmiş, yakın zamanda Kudüs’e, Gazze’ye ve bütün mazlum coğrafyalara dikilecektir inşallah.

Hâsılı kelâm.

Fetih orduları Kudüs’e ve Gazze’ye bir an önce ulaşacak ve mazlumların gözyaşları dinecek biiznillah.

Selam olsun fetih ve zafer ordularına.

Selam ve Sabırla… 13.12.2024