Allah’ın
Dosdoğru Yolu Ve Saptırmaya Çalışanlar
Veysi ERKEN Dr.
Rabbulalemin “Şüphesiz
bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; (başka) yollara sapmayın; sonra onlar
sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size
emretti. En’am-153” buyurur. Bu
yolun nitelikleri 151-153 ayetleri ışığında şöyle maddeleştirilmiş, buyruklar sıralanmış
ve tefsir edilmiştir.
“Müşriklerin
temelsiz hükümleri ve kuralları eleştirildikten sonra bu âyetlerde asıl
benimsenmesi gereken başlıca ilâhî kurallar ve hükümler yer almakta; biri tevhid inancına, diğerleri ahlâka dair
olmak üzere İslâm’ın dokuz temel buyruğu sıralanmakta, son olarak da bütün bu
buyurulanları kapsayıcı küllî bir ödev olmak üzere, Allah’ın dosdoğru olan
yolundan gidilmesi emredilmektedir. 151. âyetin başındaki “Gelin,
rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım” meâlindeki ifade muhatapların
ilgisini, müteakip ifadelerdeki ilkeleri ihtiva eden yolun tek doğru ve
izlenmesi zorunlu yol olduğu gerçeğine çekme gayesini gütmektedir.
Bu âyetlerde sıralanan buyruklar şunlardır:
1. “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayın.” Bu, İslâm’ın ana
ilkesi olan Allah’ın her yönden birliği inancının bir gereği olup Müslüman
olmanın da ilk şartıdır. Fahreddin er-Râzî, ilgili âyetlere göndermeler
yaparak, bu sûrede çeşitli müşrik zümrelerin en iyi şekilde açıklandığını
belirttikten sonra bunları şöyle sıralamaktadır: Putperestler, yıldızperestler,
Yezdân ve Ehrimen’in tanrılığını iddia edenler, Allah’a erkek ve kız çocuk
isnat edenler (Râzî, XIII, 232).
2. “Anne babaya iyilik edin.” Âyetin bu kısmında geçen
ihsân “güzellik, iyilik” anlamına gelen hüsn kelimesinden türetilmiş olup en
geniş anlamda “iyilik etmek, güzel davranmak” demektir. Âyette bu buyruğun,
Allah’ın birliğine inanmayı emreden ifadeden hemen sonra gelmesi, anne baba
hakkının önemini gösterir (geniş bilgi için bk. İsrâ 17/23).
3. “Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.” Özellikle
geçim kaygısıyla çocuk öldürmenin, Allah’ın hazinesinin herkesi rızıklandıracak
kadar zengin olduğundan şüphelenme anlamı taşıdığına bir işaret vardır. ……
Âyetteki
“Çocuklarınızı öldürmeyin” emri, günümüzde yaygın olarak uygulanan ve ciddi
tartışmalara yol açan kürtaj konusuyla yakından ilgilidir. Günümüz âlimlerinin
büyük çoğunluğu, hamileliğin hangi safhasında olursa olsun, çocuk düşürme ve
aldırmanın haram olduğu görüşündedirler.
4. “Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın.”
Burada geçen fevâhiş kelimesi fuhş kökünden gelmekte olup “çirkin ve yüz
kızartıcı, utanç verici söz ve davranışlar”ı ifade eder. ……
Bununla birlikte,
âyetteki fevâhiş lafzı çoğul olduğundan ve ayrıca bununla sadece zinanın
kastedildiğini gösteren belirleyici bir ifade bulunmadığından, bu yasağı zina
ile sınırlamak doğru değildir. Burada kötülüklerin gizlisinin de açığının da
özellikle tasrih edilmesi ilgi çekicidir. Çünkü eğer bir insan, açıktan
işlemeye çekindiği bir kötülüğü gizli olarak yapabiliyorsa, bu onun, insanlar
tarafından kınanmaktan çekindiği halde Allah’ın buyruğunu ihlâl etmekten
çekinmediğini gösterir. Ayrıca kötülüğü “yapmayın” veya “işlemeyin” yerine
“yaklaşmayın” buyurulması, insanı kaçınılmaz olarak kötülük işlemeye
sevkedebilecek ortam ve şartlardan uzak durmayı öngörmektedir.
5. “Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın yasakladığı cana
kıymayın.” Buradaki tahrîmde “yasaklama” yanında “muhterem ve dokunulmaz kılma”
anlamı da vardır. Bunun özellikle belirtilmesi, insan hayatının Hz. Âdem’den
beri dokunulmaz olduğunu ima eder (İbn Âşûr, VIII, 161). Âyetteki hak kelimesi
bâtılın zıddı olup din ve aklın doğru, gerçek, meşrû saydığı durumu ifade eder.
Burada “doğru, gerçek, geçerli, meşrû sebep” anlamında kullanılmıştır (geniş
bilgi için bk. Mâide 5/32).
6. “Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına sadece iyi
tutumla yaklaşın.” Şüphesiz meşruiyet içinde bütün insanların malları
dokunulmaz olmakla birlikte, zayıf ve korumasız olmalarından dolayı yetimlerin
malları daha çok saldırı veya istismara açık olduğu için âyette bu hususta
özellikle titiz olunması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Ayrıca yetimin malına
bütünüyle ilgisiz kalmak bu malın zaman içinde aşınmasına veya en azından bir
artış sağlamamasına yol açacağından, bu malla ilgilenmeye izin verilmiş, hatta
“en iyi ve en güzel” (ahsen) kaydından anlaşıldığı kadarıyla ilgilenmek zımnen
teşvik edilmiştir. Zira en iyi ve en güzeli yapmak faziletin gereğidir.
7. “Ölçü ve tartıyı adaletle yapın.” İnsanlar arasındaki en
yoğun ilişkilerden olan alışveriş sırasındaki ölçü ve tartılarda haksızlıklar
sıklıkla vuku bulduğu için hemen her dönemin illeti olan bu duruma özellikle
dikkat çekilmiş; ayrıca adaleti her zaman tam olarak yerine getirmek insanın
gücünü aşan bir yükümlülük olduğundan, âyetin devamında “Biz herkese ancak
gücünün yettiği kadarını yükleriz” buyurulmakla kasıtsız olarak yapılan yanlış
ölçü ve tartıların sorumluluğu gerektirmediğine işaret edilmiştir. Râzî’nin de
belirttiği üzere, burada geçen ifa kavramı tam olarak ölçüp tartmayı ifade
etmekle birlikte ayrıca bir de kıst (adalet) kelimesinin geçmesinden
anlaşılıyor ki, alışveriş sırasında satıcının da müşterinin de karşılıklı
olarak adalet ve hakkaniyeti gözetmeleri gerekmektedir.
8. “Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız bile olsa,
adaletli olun.” Bu buyruk, çeşitli konularla ilgili bilgi, haber, hüküm, övgü,
yergi, sözleşme, yemin, vaad, vasiyet, öğüt, eleştiri, emir, istek, istişare
gibi her türlü sözlü ilişkilerde adaletli, dürüst ve doğru olmayı; haksızlık,
zulüm, incitme, eziyet, hakaret gibi ahlâka aykırı amaçlar güden sözler
sarfetmekten sakınmayı kapsamaktadır. İnsanların yakınlarına duydukları sevgi
ve acıma gibi sübjektif sebeplerle haksızlık yapmaları sıklıkla karşılaşılan
beşerî zaaflardan olduğu için âyetteki “yakınlarınız bile olsa” kaydıyla bu
hususta özellikle uyarıda bulunulmuştur.
9. “Allah’ın ahdini tam olarak yerine getirin.” Allah’ın ahdinden
maksat, O’nun kullarına yüklediği her türlü vazifelerdir. Müslüman olan kişi,
bir bakıma Allah ile ahidleşmiş, O’nun hükümlerine uymayı taahhüt etmiş
olduğundan âyette bu durum hatırlatılmaktadır. Ayrıca insanlara meşrû bir
vaadde bulunulduğunda bunun yerine getirilmesi de Allah’ın buyruğu olup söz
konusu âyet bu buyruğu da kapsamaktadır.
10. “Bu benim
dosdoğru yolumdur. Buna uyun, (başka) yollara uymayın.” 153. âyetin bu kısmı
yukarıdaki bütün emir ve yasakları kapsamakta, devamında ise bunun dışındaki
bütün yolların, yani burada başlıca ilkeleri belirtilmiş bulunan İslâm’a aykırı
her türlü düşünce ve hayat tarzlarının, insanları Allah’ın yolundan, hak dinden
uzaklaştıran sapmalardan ibaret olduğu ifade buyurulmaktadır.”
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/En%27%C3%A2m-suresi/940/151-153-ayet-tefsiri
Okuyup anlayan ve Allah’ın dosdoğru yolundan ayrılmayanlar
için temel ilkeler.
Rabbulaleminin yolundan gidenlere selam olsun.
Selam ve Sabırla… 23.07.2025