Kalpleri Birleştiren
Veysi ERKEN Dr.
İnsanların kalplerini telif etmeleri, birleştirmeleri, ülfet etmeleri en önemli hususiyetlerdir. Kalpleri, gönülleri birleşenler birbirinden mekan olarak uzaklarda olsalar da dertleriyle hemhâl olurlar.
Gönülleri birleşenler ölse de bir gün,
Gök kubbede kalacaktır seslerinden ün.
Gönülleri birleşenler! Selam sizlere!
Uzaklarda dertleşenler! Selam sizlere!” diyor Atsız.
Evet.
Gönülleri, kalpleri Allah için, Allah’ın rızası için, Allah yolunda beraber yol katetmek için gönülleri, kalpleri birleşenlere selam sizlere.
Ve.
Bilinmelidir ki, kalpleri, gönülleri birleştiren Rabbulalemindir. “Mü’minlerin gönüllerini ısındırıp birbirine bağlayan da O’dur. Öyle ki Rasûlüm, eğer sen yeryüzünde bulunan her şeyi bu maksatla harcasaydın yine de onların gönüllerini birleştiremezdin. Fakat Allah onları kardeş yaparak birbiriyle kaynaştırdı. Şüphesiz ki O, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.Enfâl-63” ayetinde buyrulur.
Tabii ki, insana gayret etmek ve cehd etmek görevi yüklenmiştir. Görevimizi ifa edebilirsek Allah gönüllerimizi birleştirir ve bizleri kardeşleştirir. Kardeşleşme ancak Allah’ın ipine/Kur’an’a/ vahye ve sünnete sarılmak ve yaşamakla mümkünolur.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. Âl-i İmrân-103”
“Sözlükte “alışmak, birleşip kaynaşmak, sevmek” anlamındaki ilf (elf) kökünden türeyen ülfet insanların birbirine ilgi ve sevgi duymasını, destek olmasını sağlayan, toplumsal uyum, birlik ve beraberliği güçlendiren kaynaşma ve birlikte yaşama eğilimini ifade eder (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “elf” md.; Lisânü’l-ʿArab, “elf” md.; Gazzâlî, II, 157, 158).
Aynı yahut yakın mânalarda i’tilâf/teâlüf (uzlaşma), üns/müânese (kaynaşma), ihtilât (birlikte yaşama), muâşere, sıla/tevâsul, mücâlese (bir arada bulunma); bunların karşıtı olarak da teferruk (ayrışma), teferrüd (tek başına yaşama), ihtilâf, tekātu‘ (birbirinden kopma), tedâbür (birbirine sırt çevirme), tebâyün (zıtlaşma) ve hicret gibi kavramlar kullanılır (meselâ bk. Mâverdî, s. 148-150; Râgıb el-İsfahânî, eẕ-Ẕerîʿa, s. 369). https://islamansiklopedisi.org.tr/ulfet
Hasılı kelam ülfeti gerçekleştiren Allah’ın.
İnsan yolunu, mekanını aramalı ve ona göre cehd etmelidr.
Maalesef ülfetin gerçekleşmesini sağlayan birlik mekanları ve buradaki sohbetler azaltmış, azaltılmıştır.
Günümüzün sosyal gruplarında, derneklerinde, vakıflarında “sohbet”ler azalmış, “ülfet” yok derecesine düşmüştür.
İnsanlar, bilhassa gençler “sohbet” ortamlarından uzaklaşmış veya uzaklaştırılmış sonucunda “ülfet” yerine toplumsal gerilimler, çatışmalar, bunalımlar, vahşetler ve cinayetler artmıştır, artmaktadır.
Yapılması gereken şudur.
Yeni bir dil ile iletişimi kurmak, Vahyin ahkamını yaşamak, sohbet ortamlarını düzgün hale getirmek, bu yerlere gidişi kolaylaştırmak, yol ve yöntemlerini uygulamak ve toplum katmanlarında bu şekilde “ülfet”i, gönüllerin birleşmesini gerçekleştirmektir.Mümin olarak kardeş olmaktır.
Aksi takdirde toplumsal, çözülme, ahlaksızlık, felaket ve yıkım katlanarak artacaktır.
Selam ve Sabırla… 06.12.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?