7 Aralık 2025 Pazar

…Olmak …Kalmak-2

…Olmak …Kalmak-2

Veysi ERKEN Dr.

Bizim anlayışımıza göre bir fikre, tefekküre, inanca mensubiyet, aidiyet dairesine girmek kolaydır. Önemli olan o inançta kalmak, ilke ve kurallarını daim olarak yaşamak ve orada kalmaktır.

Bir kişi “Eşhedu enla ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammedun resulullahBen şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur ve ben yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed, O'nun kulu ve Resûlüdür/” demesiyle Müslüman olur, Şehadet kelimesi ile Müslüman olan vahyi ve sünneti yaşamazsa Müslüman kalmaz, kalamaz.

Bu tipler ancak münafık, fasık, facir olur.

Bu bağlamda daha önce “ülkücülük” mefhumu ile ilgili bir yazı yazmış ve münafıklar yüzünden zeyl yazmak durumunda kalmıştım.

ÜLKÜCÜ KİMDİR? ÜLKÜCÜLÜK NEDİR? veÜLKÜCÜ KİMDİR?”E ZEYL yazılarının tekrar yayınlanmasında fayda var diye peş peşe tekrar neşrediyorum

Hani bir söz var. “Ettekraru Ahsen velev kâne yüz seksen”

Evet.

 

 “ÜLKÜCÜ KİMDİR?”E ZEYL

 

Selam ile…

“Ülkücü dayanışmanın adresi” olan sitede “ülkücü” tavrı yazmak güzeldir diye düşündüm. Yazıyı bu anlamda kaleme aldım. Yorumların bir kısmını okuyunca doğrusunu soracak olursanız üzüldüm.

Kendi adıma değil üzüntüm. Bilgisizliğe ve tahammülsüzlüğe dayanan yorumlar için üzüldüm.

Esasında “Ülkücü” dayanışma içinde olmalı ve birbirini “bir elin nesi var iki elin sesi var” ifadesi ve Hz. Peygamberin (s.a.v.)“mü’minler bir tarağın dişleri gibidir birbirini tamamlar” hadisi çerçevesinde tamamlamalıdır.

İsterdim ki, yorumlar bir analize dayansın ve ülkücüleri geliştirsin.

Bilinmelidir ki, laf-ı güzaf kabilinden yorumlar ülkücüleri geliştirmez.

Doğrusu yazımdaki “Ülkücü, beyninin her hücresine işlemiş olan ilay-ı kelimetullah ışığında âleme nizam verme ile ilgili düşünceler -değerler- iktidar olmadıkça “muhalif olma” dürüstlüğünü terk etmeyen.

Ülkücü ömrünün hiç bir döneminde karşısında olduğu sistemle işbirliği yapmaya tenezzül etmeyen insan”  ifadesinin doğru yorumlanmasını beklerdim.

Acaba ülkücülerin bir medeniyet algısı var mıdır?

Varsa ilkeleri ve kaynakları nedir?

Başta ülkemize olmak üzere âleme nizam nasıl verilebilir?

İnsanımız ve bütün insanlar nasıl mutlu edilir?

Vahşetten medeniyete nasıl ulaşılır?

Hangi insan tipiyle medeniyet kurgulanır?

Nasıl bir insan tipi arzulanmakta ve arzulanan insan tipi nasıl yetiştirilecek?

Tabii hukuktan kaynaklanan haklar nelerdir ve başta ülkemizde olmak üzere hukukun ve adaletin tesisi nasıl sağlanacak?

Sorularına cevap ve yorum beklerdim

Hele hele

“Sorgulamayı öğrenenler “tahkiki iman”a yöneliyordu ifadesi ile ne kast edilmişti.

Artık beşeri mutlak hakikat yoktur ile ne anlatılmak istenmişti.

“Değişmezlerle değişimi yakalamışlardı. Artık zırvaları tevil etmiyorlardı. Bütün kitapları, makaleleri ve yazıları mutlak kitabı anlamak için okuyorlardı.” ifadesiyle ne anlatılmak istendi?

Maalesef yorum yapılacağı yerde zırvalar karalandı.

Her şeye rağmen.

Ülkücü sorgulamayı bilmeli ve bu yolla değişimi yakalamalıdır.

Bilindiği üzere İslam,  insanı inkılab ettirdi, putları devirdi, sorgulanamazları sorguladı ve gönüllere ““Eşhedu enla ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammedun resulullahBen şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur ve ben yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed, O'nun kulu ve Resûlüdür” hakikatini nakşetti.

Hâsılı kelam.

Ülkücü kafa yormalı, proje geliştirmeli ve damgasını vurabilmelidir. Bazen geliştirdiğimiz projeler hatalı, eksik ve işe yaramaz olsa bile vazgeçmemeliyiz?

“Nasıl Bir İnsan?

Bir Sivil Örgütlenme Modeli: Ahilik

Topyekûn Öğrenim Özgürlüğü”

Kitap olarak yayınladığım projelerdir.

Hepsi bir medeniyet tasavvuru için.

Var mısınız aziz gençler?

Daha çok kafa yormaya ve uygulanabilir proje üretmeye, medeniyetimizi inşa ve ihyaya.

Var mısınız hakaretsiz ve aşağılayıcı olmayan fikir teatisine?

 Ve…

 Var mısınız uzun soluklu, bilgi birikimli, inançlı, kararlı ve cesur olmaya.

Lütfen teşkilatınız ne olursa olsun “ülkücü” duruşunuzu bozmayınız, gereksiz tartışmalara girmeyiniz, faydasız ilimden ve tartışmalardan Allah’a sığınınız.

Karar ve sorumluluk kendini “ülkücü” zanneden herkesin.

 Selam ve Sabırla... 07.12.2025

NOT: Bu yazı 28.09.2005 tarihinde yayınlanmış ve tekrar paylaşılmaktadır.

 

        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?