“Biz öyle bir kul olalım ki”
Veysi ERKEN Dr.
Tam 20 yıl geçti aradan. Yirmi yıl önce kadim ve eskimez bir dosttan, gönüldaştan tarafıma bir yazı gönderilmişti. Tazeliğini muhafaza ediyor. Dostlar istifade eder ümidiyle paylaşıyorum.
“Bir söz duyduk, yıkıcı... Dediler ki eskiden tam tesettür diye bir mefhum vardı, artık çeyrek tesettür moda!! Çeyrek! Tesettürün ticari hacmini ifade babında da gayet mühim bir rakam telaffuz ettiler...
Efendim, Allah katında din ancak İslam’dır
Ve İslam güzeller güzeli bir sevdadır.
Üç kuruşluk cîfe dünyaya neden gönderildiğimizi ve neresi için ne maksatla çalışmamız gerektiğini hiç akıldan çıkarmamakta fayda var.
Dünyevi her menfaat geçicidir, her arzu fanidir, her lezzet bitmeye mahkûmdur.
Biz öyle bir kul olalım ki, Veysel Karanî radıyallahu anh gibi asırlar dahi geçse ismimiz anılırken rahmete vesile olsun...
Rabia al-Adeviyye gibi ilk akla getirdiği isim Allah olsun....
Kimler geldi kimler geçti, bir emriyle milyon milyon insanın katline sebep olan nice kuvvetli hükümdarların adı dahi anılmaz oldu.
Ama bir deve çobanının ismi bu gün dahi anılınca yüze tebessüm ve dile dua oluyor...
Hakiki şöhret Allah defterindeki şan iledir...
Hüküm Allah'ındır...
O'nun için olanı O mahrum etmez....
Estetik ve zarafet O'nun dileğindedir...
O'nsuz mükemmellik hayaldir....
Yüz kırışır, cilt bozulur, kemik kireçlenir, kalp durur....
Ruhun bineğini, ruha taşıtanın hali ne acayiptir...
Kaçımız dedesinin dedesinin dedesinin adını bilir ki?...
Onun aşklarından, cesaretinden ve dolu dolu yaşadığı hayatından ne kadarı umurumuzda ve haberimizde ki?...
Biz de eğer vakti varsa dünyanın, o kadar! anılacak mıyız acaba evlatlarımız tarafından?...
Nedir zulmümüz kendimize?...
Ne mantıktır iki güzel söze tav olup, ukbamızı yıkmaklığımız?...
Bir saat, bir saat daha iman etmek lazım zamanlar bu zamanlar....
Gelin bir saat daha iman edelim.... Ve daha... daha... Ta ki ölene kadar yaşamaya mecbur olduğumuz şu cîfe dünyada, ardımızda bir hoş sadâ, önümüze ukbâ erzakını kata kata....
Baksanıza çoğumuz ne dünyaya yaranır, ne ahirete.
Ne dünyada huzurumuz var, ne de Ahirete hazırlığımız.
Unutmayalım İslam mukaddes bir davadır, yüzüne yüz süreni allandırır....
Peygamber aleyhisselam ufuktur, yolunu adımlayana soluktur....
Bu günlerimiz bin günler kadar kıymetli eski zamanlardan....
Bu devirde beş vakit namazını tadil-i erkânla kılan ve büyük günahlardan sakınan kişi büyük bir mükâfatın sahibidir büyüklerin dilinden....
Gayret edeceğimiz toplam 50 senecik!...
Ereceğimiz trilyon üstü trilyon kare zamandan münezzeh bir gelecek....
Heba etmeyelim çoğumuzu darımıza...
Sadi der ki: Anlayışı kıt olanla sohbet, kümbetin tepesine atılan ceviz gibidir... Bırakmak lazım kıt zamanlı kıt yürekli dar firasetli insan görünümlü garabetlerin yola koyduğu engelleri ve darbeleri...
Siz size, sizden olanın size hediyesi olan iç sesinize kulak veriniz ve yolunuza, İlayı Kelimetullah için nizam-ı âlem ülküsünü yaşamaya devam ediniz...
Maksudumuz Rabbimizdir... Maksadımız Rızasıdır.... 25.08.2005”
Selam ve Sabırla… 07.12.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?