12 Nisan 2024 Cuma

CHP’nin Zihniyetinin mayası yerli değildir

 CHP’nin Zihniyetinin mayası yerli değildir

Veysi ERKEN Dr.

CHP’nin zihniyetinin mayası bizden değildir. Onun için İslam’la barışmaz dediğimde anlamazlıktan gelenler var.

Evet.

CHP’nin İslam’la barışması için zihniyetini ve zeminini tamamen terk etmesi gerekir. “LA” demeleri gerekir. Bilindiği üzere bizler önce la diyerek bütün ilahları reddederiz.

“LA ilahe İLLALLAH”

LA diyebilirlerse zihniyetlerini terk ederek İslam’la barışmaları ve ülkemize hizmet etmeleri mümkün olur.

Görünen manzara bunun tersini gösteriyor.

Atalarımız 'Katranı Kaynatsan Olur mu Şeker, Cinsini Sevdiğim Cinsine Çeker' tespitinde bulunmuştur. Bu tespit doğrudur ve ittihatçıların devamı olan CHP’nin zihniyetini ve değişmezliğini göstermektedir.

Aradan yıllar değil, yüzyıllar geçse de CHP’nin zihniyeti değişmeyeceğini düşünüyorum.

Çocukken Gazi Madalyalı olan annemin amcası bunu yıllar önce anlatıyordu. Evet.

CHP’nin zihniyeti değişmez ve dahi değiştirilemez. Zihniyetleri Jönler ve ittihatçılardan miras kalmıştır.

Reddi miras onlar için mümkün değildir.

İflah olmaz. Asla yerlileşmez, millileşmez ve İslamileşmez.

Millet olarak felah için uzak hem de fersah fersah uzak durmak mecburiyetindeyiz.

Merhum Osman Yüksel milletimize şöyle sesleniyordu.

Okuyalım, ibret alalım, akıllanalım ve uzak duralım ki, tarihin karanlık sayfalarına gömülsün.

“Ey Türk Milleti!

Hiçbir partiye mensup olmayan müstakil bir arkadaşınız, kardeşiniz sıfatıyla sizlere bu hakikatleri bildirmeyi kendime milli, vatani bir vazife telakki ediyorum:

Ey Türk Milleti!

Şurası acı bir hakikattir ki: Milli Mücadelede zafer kazanıldıktan, binlerce şehit vatan uğruna, din ve iman uğruna, hilâl, istiklâl uğruna kara topraklara kefensiz gömüldükten sonra, C.H.Partisi tarafından bu ruha ihanet edilmiş, büyük iman cephelerinin sesi susturulmuştur.

Paris sokaklarında yetişenler, hukuku beşer beyannamesini ezbere bilenler, lâiklik ve inkılâpçılık perdesi altında yoksul Anadolu halkının imanını, vicdanını, hak ve hukukunu pervasızca çiğnediler. İklimlere ve kıtalara hükmeden, üç kıtada asırlarca dimdik duran ecdadımızı şurada burada, halkevlerinde türlü kılıklara sokarak tahkir ve tezlil ettiler.

Bizi måzimizden, bizi kökümüzden, bizi bizden ayırdılar. Ne kadar batırdılarsa, o kadar kurtardık. Ne kadar öldürdülerse o kadar yarattık dediler. Eski nesille, yeni nesil arasına nifaklar soktular. Babalarla çocukları birbirine düşman yaptılar. Mabutları ceplerinde, mâbudeleri yataklarında olan bu adamlar, kadınlara birdenbire, rastgele hürriyetler vererek aile müessesini kökünden sarstılar. Böylece komünizmin gelişeceği zemini kendi elleriyle hazırladılar.

Ruhların kaynaştığı, vicdanların tatmin bulduğu büyük iman merkezlerini kapattılar. Kanunlar çıkararak toplantıları yasak ettiler; cemaatleri dağıttılar. Bunların yerine iradelerin gevşediği sevki tabiilerin işlediği yerler, sinemalar, tiyatrolar, stadyumlar, randevu evleri, meyhaneler açtılar. Gençliğimizin galeyanını, heyecanını bu bataklıklara akıttılar. Ruhumuzu, ateşimizi söndürdüler. Bizi ölmeden evvel öldürdüler. Kendi prensiplerini dahi istismar ettiler. 6 oku 6 direk haline getirdiler; onunla apartmanlar yaptılar. Milleti, halkı, köylüyü düşünmediler. Doğru yoldan saptılar, hakka değil batıla taptılar.

Onlar kendilerini yarı ilâh sanıyorlardı. Yapanlar onlardı, yaratanlar onlardı! Partilerinden bahsederlerken şerefli partimiz diyorlardı. 10 yılda 15 milyon genç yaratmışlardı. O kadar ileri fikirli, o kadar ileri gidiyorlardı ki 400 yıllık mesafeyi 20 yıla sığdırmışlardı. Her şey onlarla başlıyordu. Şanlarla, şereflerle dolu koskoca Türk tarihi onlarca devri istibdat, kapkara Orta Çağdı.

Tam 27 yıl Tanrılar gibi konuştular, Firavunlar gibi saltanat sürdüler. Yediler, içtiler, kustular! Bol harcadılar, hususi vagonlar, yatlar, sürgün ettikleri padişahların saraylarında şahane hayatlar!.. Zevk, eğlence âlemleri.. Vur patlasın, çal oynasın! Her gün bayram.. Her gün seyran! Altta kalanın canı çıksın! Altta kalan milletti, halktı, köylü idi. Amma nutuklarda, afişlerde: "Köylü milletin efendisidir» diye yazılı idi. Halkı ve köylüyü efendimiz sensin, efendimiz sensin, diye diye soydular. Ne usandılar, ne utandılar, ne doydular... «Yurtta sulh, cihanda sulh» diye Ankara'da yan gelip yattılar. İşte bunlar böyleydi, böyle battılar!...

…….

Ey Türk Milleti!

Bugün sözde C.H.P. saflarında muhalefeti temsil edenler, dünkü diktatörlerin şakşakçı ve alkışçılarıydı. Bugün sana yanaşmak istiyenler, ayaklarına kadar gelenler, dün seni ayakaltı edenlerdi. Bugün, adaletten, hakkaniyetten, maneviyattan bahsedenler, dün senin imanını, vicdanını, hakkını, hukukunu alçakça çiğneyenlerdi Vatan ve millet cellâtlarını unutma ve affetme”

SERDENGEÇT! YIL:10 EYLÜL 1957 sayı 25”

Anlayacağımız şudur.

Yazının yazıldığı tarih üzerinden 67 yıl geçti ve değişen bir şey yok. CHP’nin zihniyetinin İslam’la barışması mümkün değildir.

Selam ve Sabırla…12.04.2024

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?