Müslüman İçin “Ortak Yurt/ Vatan” ve Ehemmiyeti
Veysi ERKEN Dr.
“Ortak Yurt/Vatan” kavramı üzerinde tefekkür edenler söz konusudur.
Gerçekten İslami anlamda “ortak Yurt/vatan” diyenlerin iyi niyetli olduklarından asla şüphem yoktur.
Bilhassa “İlayı Kelimetullah için Nizamı âlem” ülküsü için çabalayanların bu konuda tefekkürü elzemdir.
Zira bu ülküye inananlar Bütün vatan/yurt denilen yerler için “Çağrımız İslam’da Dirilişedir” iddiasında bulunmuşlardır.
Bu sedanın yankıları yeryüzünün her noktasında olmuştur. Olmaya devam edecektir.
Zira bu ülküye inananların ortak paydası Rabbulalemin'in vahyi ve Hz. Peygamberin tebliğidir. Yaşayışı, davranışları, tutumları ve Kur’an-ı Kerimi uygulayışı bizim için ortak payda ve her yer için geçerlidir.
Vatan/yurt bizim için sadece bir toprak parçası değildir. Bayrakları bayrak yapan ülküdür. Uğrunda can verilen yurttur.
Vatanının savunulması onun için kutsaldır. “Ey iman edenler! Sabredin; düşman karşısında sebat gösterin; cihad için hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişebilesiniz. Âl-i İmrân-200” ve “Saldırıya uğrayanlara zulme mâruz kaldıkları için savaş izni verildi. Allah onları muzaffer kılmaya elbette kādirdir. Onlar sırf “Rabbimiz Allah’tır” dediklerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmıyla diğer kısmını engellemesi olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler -ki oralarda Allah’ın adı çokça anılır- yıkılır giderdi. Allah kendi dinine yardım edenlere muhakkak yardım edecektir. Kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak galiptir.
Onlar öyle kimselerdir ki, kendilerine bir yerde egemenlik versek, namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler ve kötülükten alıkoymaya çalışırlar. İşlerin sonu Allah’a varır. Hac 39-41” ayetleri bunun ifadesidir.
Bizim vatan/yurt anlayışımız “Kur’an'ın ahkâmı” doğrultusunda şekillenir.
Rabbulalemin yurt
kavramı ile ilgili nasıl davranmamızın ilkelerini ortaya koymuştur.”Hatırlayın ki, bir zaman siz
yeryüzünde âciz tanınan az (bir toplum) idiniz; insanların sizi kapıp
götürmesinden korkuyordunuz da şükredesiniz diye Allah size yer yurt verdi;
yardımıyla sizi destekledi ve size temizinden rızıklar verdi. Enfal-26” ve muhacir-ensar kardeşliğini “Onlardan önce bu yurda yerleşmiş ve
gönülden inanmış olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler, onlara
verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar; ihtiyaç içinde olsalar
bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin bencilliğinden korunmayı
başarırsa işte kurtuluşa erecekler onlardır. Haşr-9” ayetiyle belirledi.
Müslüman tevhid ilkesi doğrultusunda “sulh ve salah peşindedir. Kendisiyle
savaşmayanlarla savaşmaz, barışın tesisi esastır. “Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, fakat aşırılığa
sapmayın; Allah aşırılığa sapanları sevmez. Bakara190 ve “Onları yakaladığınız yerde öldürün; sizi çıkardıkları yerden siz de onları
çıkarın. Fitne öldürmekten daha kötüdür. Bakara 191
Eğer onlar vazgeçerlerse, artık Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir. Bakara192
Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlarla iyi ilişkiler içinde olmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. Allah adaletli olanları elbette sever. Mümtehine 8
Allah ancak, din konusunda sizinle savaşmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza yardım etmiş olanlarla dostluk kurmanızı yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte bunlar kendilerine yazık etmişlerdir. Mümtehine 9”
Bu ilkeler ışığında “ortak Yurt/vatan” kavramı tahkim edilmelidir ki, yurdumuz ve insanlık huzur bulsun.
Çünkü “Ortak Yurt/vatan” kavramında inanma hürriyeti vardır. Zulüm yok, zalimlerle mücadele ve mücahade vardır.
“Ortak Yurt/vatan” kavramında sosyal ilişkiler serbesttir. Adalet esasına göre sosyal ilişkiler geliştirilir. “Fitne” katilden kötü kabul edilmiştir “ortak Yurt/vatan” anlayışında.
Aşırılık yasaklanmıştır “ortak vatan”da. “Zalime karşı Yavuz, Mazluma Yunus” olmadır ortak vatanda.
Kimse renginden, dilinden, makamından, zenginliğinden veya bir başka niteliğinden hor görülmediği alanın adıdır “ortak Yurt/ vatan”.
Coğrafyaları ihata eder “ortak Yurt/vatan”
“Ortak Yurt/vatan” kavramı üzerinde tefekkür edenlere çağrım şudur.
Geliniz bize giydirilen deli gömleklerinden ve şablonlardan kurtulalım.
Zihnimizi işgalden kurtararak berraklaştıralım.
Ve.
Tefekkürümüzü Kur’an ahkâmı ile tenvir ederek gerçekleştirelim. Hz. Peygamber’in (sav) izini sürerek ahlakını “ortak Yurt/vatan”a hâkim kılalım.
Araştıralım lütfen.
Karahan’lı dönemi ile başlayan İslamlaşma sürecimizi inceleyelim. “Ortak Yurt/vatan” ülkümüzü tahkim edelim.
Unutulmamalıdır ki, ne zaman “Kuran ahkâmı” çerçevesinde “ortak Yurt/vatan” düşüncesi ve ülküsüne sahip olmuşsak Allahın nusreti, yardımı arttı. Ne zaman zayıfladıysa zillet çoğaldı.
Karahanlı, Gazneli, Selçuklu, Babür, Osmanlı dönemlerini ve bu dönemlerdeki ülküleri anlayalım ki, tarih bize hamak değil, yay olsun.
“Ortak Yurt/vatan"ımız büyüsün.
Yeryüzünü İslam güneşi kaplasın ve aydınlatsın.
Kısaca âlem nizam bulsun.
Adalet hâkim olsun.
“Ortak Yurt/vatan” ülkümüz ve hayalimizdir.
Selam ve Sabırla… 25.04.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?