1 Nisan 2024 Pazartesi

Seçim Sonuçları Türkiye’de Münafıklığın Arttığını Gösteriyor

 Seçim Sonuçları Türkiye’de Münafıklığın Arttığını Gösteriyor

Veysi ERKEN Dr.

Seçimler bitti. Haritaya baktığımızda Türkiye’de Münafıklığın arttığını görüyoruz. Bunun pek çok âmili ve sebebi sıralanabilir. Malum atalarımız “Eğer şehri imar ederken nesli ihmal edersen, bir gün ihmal ettiğin nesil, imar ettiğin şehri târumar eder!!!” tespitinde bulunmuşlarıdır.

Evet, nesillerin ihmal edilmesi münafıklığın ve nankörlüğün artmasını beraberinde getirmiş ve toplum tarumarcılara yönelmiştir. Münafıklaşmış ve münafıklaştırılmıştır.

“Kur’an, diğer birçok âyette müminler ve kâfirlerden başka üç temel inanç grubundan biri olarak münafıklardan da bahsetmektedir. Münâfikūn adlı müstakil bir sûre de mevcuttur. Bu âyetlerde münafıkların itikadî durumları, psikolojik yapıları ve ahlâkî bozuklukları, toplumsal hayattaki yerleri, Hz. Peygamber’e ve müminlere karşı tutumları, âhiretteki konumları ayrıntılı biçimde anlatılır.

Kur’an terminolojisinde münafık kelimesi iki farklı tipteki insan için kullanılır. İlki halis münafıklar olup bunlar, “Aslında inanmadıkları halde Allah’a ve âhiret gününe iman ettik” derler (el-Bakara 2/8). İkincisi zihin karışıklığı, ruh bozukluğu veya irade zayıflığı yüzünden imanla küfür arasında gidip gelen, şüphe içinde bocalayan (en-Nisâ 4/137, 143; krş. et-Tevbe 9/44-45), imandan çok küfre yakın olan (Âl-i İmrân 3/167) çifte şahsiyetli insanlardır. Bazı âyetlerde “münafıklar” ve “kalplerinde hastalık bulunanlar” diye ikili ifade tarzının yer alması da bu farklılığı göstermektedir (el-Enfâl 8/49; el-Ahzâb 33/12). Halis münafıklar müminlerle karşılaştıklarında inandıklarını belirtirler, ancak asıl taraftarlarıyla baş başa kaldıkları zaman müminlerle alay ettiklerini söylerler (el-Bakara 2/14). Diğerleri ise Resûl-i Ekrem’e inandıklarını sanmakla birlikte önemli işlerde din dışı otoritelere gitmeyi tercih etmekte, fakat başlarına bir felâket gelince Hz. Peygamber’e başvurmakta (en-Nisâ 4/60-62), böylece hak dine olan bağlılıkları dünyevî menfaatlerine göre değişmektedir (el-Hac 22/11).

https://islamansiklopedisi.org.tr/munafik

Seçim sonrasında görünen manzarada ikinci tip münafıkları kolaylıkla teşhis edebiliyoruz.

Yıllardır işletilen plan çerçevesinde bir kısım kendini ülkücü, milli görüşçü, nurcu vs ifade edenler seçilmiş birisi lider diye yutturularak ittihatçı zihniyete eklemlendirilmiş, ittihatçı zihniyet de bunları bölücülere yönlendirmiştir.

Seçimin sonucu budur.

Seçimin sonucu doğru okunamazsa münafık olarak yetişen ve bölücülere katılan kitle şehirleri ve nesilleri tarumar edebilir ve etmektedir. Dün insanımızı “İslam’da dirilişe” çağıran veya “milli görüş”çü” olduğunu ileri süren taifenin bir kısmının tamamen münafıklaştığını, münafıklaştırıldığını seçimin bunun için farklı şekillendiğini görüyoruz.

Ben bunlara  “münafık” veya “siyasi münafık”lar demekte isabet olduğunu düşünüyorum.. Zira ayette “Münafıklar Allah’a oyun etmeye kalkışıyorlar. Hâlbuki Allah onların oyunlarını kendi başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler. Arada bocalayıp duruyorlar; ne onlara, ne bunlara! Allah’ın şaşırttığı kimseye asla bir yol bulamazsın. Nisa 142-143 https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nis%C3%A2-suresi/635/142-143-ayet-tefsiri bocaladıklarını ifade ediliyor.

Özellikle sosyal medya denilen alanlarda her gün bu münafıklarla karşılaşıyoruz.

Sadece iki misal vereceğim. Seçim sonuçları belli olmaya başlayınca bir arkadaşım aradı ve CHP’yi kast ederek bak nasıl kazandık dedi.

Yıllarca bir ülkünün peşinde koşmuştuk beraberce.

İlk cümlesi bile münafıklaştığının deliliydi.

Çizgisinin kamet ve istikametinin değiştiğini biliyordum.

Kendisine durumu izah ettikçe, küfre hizmet ettiğini anlattıkça kendisinin ülkücü olduğunu ve hiç değişmediğini ifade etmeye çalıştı. Biliyordum ki, bu arkadaşın İslam’la bağı çok zayıflamış, değerlerinden sıyrılmış idi.

Sadece şunu söyledim kendisine.

Gerçekten ülkücü isen sen nasıl oluyor da LGBT’yi, domuz eti yemeyi, yüzünü Allah’a değil de güneşe çevireni, onların inancına göre diye konuşmasına başlayarak kendi inancının farklı olduğunu beyan edeni, darbecilerden şikâyetinden vazgeçeni, İslami her kırıntıdan rahatsızlık duyanları neden savunuyorsun kol kola giriyorsun ve vatanımızı yıkmaya çalışıyorsun dediğimde afalladı, bocaladı belki de yüzü kızardı.

Evet, dostlar insanımızın bir kısmı maalesef  “tamamen” ve “siyaseten münafık”laştırdılar.

Bu durum özellikle milli görüş camiası denilen camiada da büyük oranda görülüyor.

Bu tipler ayette belirtildiği gibi “Arada bocalayıp duruyorlar; ne onlara, ne bunlara!” yönelebiliyorlar.

Güya bunlar ülkücü, milli görüşçü veya nurcu. Fiiliyatta İslam düşmanlarıyla kol koladırlar.  Kısacası ne onlardan ne de bunlardandır.

İşte son seçimin sonucu budur.

Bilhassa bu seçimde “pensilvanya Şeytanları”nın tahribatı ile “siyasi münafık”lık tavan yapmış vaziyettedir.

Münafıklaşanlar hem daha önce sıfat olarak kullandığı kavramlardan vazgeçemiyor, vazgeçemiyor hem de küfre hizmet ediyor.

Malumdur ki, en kötü olanlar münafık tiplilerdir.

Malum olduğu üzere bizler, her Müslüman tebliğle mükellefiz.

Bizler hidayete erdirici değiliz.

Bizler "hakk”tan yana yüzümüzü çeviriyoruz, bütün değerlerimizi, mukaddesatımızı yok etmeye çalışan piyonların, uşakların ve şeytanların yollarını, yöntemlerini, uygulamalarını ve ahlaksızlıklarını reddediyoruz ve seçimin sonucunu bu şekilde okuyoruz ve “Eğer şehri imar ederken nesli ihmal edersen, bir gün ihmal ettiğin nesil, imar ettiğin şehri târumar eder!” gerçeğine şahitlik ediyoruz.

Neyse, bunda da bir hayır vardır diyoruz.

Belki içimizdeki münafıklar halis bir tevbe ile tevbe eder.

Adem değil, adam olurlar.

Selam ve Sabırla… 01.04.2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?