Dünya ve Ahiret İçin İYİLİĞİ İstemek
Veysi ERKEN Dr.
İnsanoğlunun fıtratı hem “nisyan”a hem de “ünsiyet”e meyyaldir. İnsanların bir kısmı sadece bu dünyanın nimetini ister, bunun için dua eder ve çoğunlukla nankörlük eder.
Bazıları da iki yer için, “dünya” ve “ahiret” için İYİLİK ister ve nankörlük etmez. Bu durum ayetlerde şu şekilde belirtilir. “İnsanlardan öyleleri vardır ki, “Ey rabbimiz! Bize bu dünyada ver” diye dua ederler. Böyle bir kimsenin âhiretten hiç nasibi yoktur. İnsanlardan öyleleri de vardır ki, “Ey rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, ahrette/ öteki dünyada da iyilik ver; bizi cehennem azabından koru” derler. İşte kazandıklarından bir payı olanlar bunlardır. Allah, hesabı çok çabuk görür! Bakara, 200-202
Ayetlerde açıkça belirtiliyor ki, pay sahibi olacaklar hem bu dünya hem de ahret yurdu için “hasene/ iyilik” isteyenlerdir.
Biliyor ve inanıyoruz ki, dünya hayatı geçici ve fanidir. Kalıcı olmayan şey için cehd anlamlı değildir. Bunun için nankörlük etmeden Rabbulaleminden hem bu dünya hem de ahiret için İYİLİĞİ talep etmekle ve cehd etmekle mükellefiz.
Evet, Allah sayamayacağımız derecede her şeyi verdi. Ayette; “Hâsılı O size, kendisinden istediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki, eğer Allah’ın nimetlerini tek tek saymaya kalksanız, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Gerçekten insan çok zâlimdir, çok nankördür. İbrahim-34”
Verilenlerin kıymetini bilip nankörlük etmezsek, şükredersek nimet artar. “Hani Rabbiniz size: «Şâyet şükrederseniz size olan nimetlerimi artırır da artırırım. Yok, eğer nankörlük ederseniz, şunu bilin ki benim azabım çok şiddetlidir» buyurmuştu.” İbrahim-7”
Tabii ki nankörlük sadece bireysel değildir. Toplum olarak nankörlük edenler vardır. Allah, ibretlik olarak nankör toplumlardan da bahsediyor. “Allah ibret için bir ülkeyi örnek veriyor: Bu ülkenin halkı emniyet ve huzur içinde yaşıyor; rızıkları her taraftan bol bol geliyordu. Sonra bunlar Allah’ın nimetlerine nankörlük edince, Allah da yaptıklarına karşılık onlara bütün benliklerini saran bir açlığı ve korkuyu tattırdı. Nahl-112”
Hâsılı kelam.
Nankörlüğün karşılığı açlık ve korkunun tattırılması biçiminde tecelli eder.
Bugün yaşadığımız “korku” ve açlık” endişesi şükretmemenin ve nankörlüğün eseridir.
Sokaklarımız nankörlüğün neticesi olarak çıplaklık, ahlaksızlık, hırsızlık, şiddet, vahşet bataklığına sürüklenmiş vaziyettedir.
Sadece dünyevi olanı istemenin sonucu ve bedeli toplumun yıkıma ve yokluğa sürüklenmesi şeklinde tecelli ediyor.
Felah için İslam’a dönmek ve Kur’anı yaşamak gereklidir, şarttır, farzdır. Hem dünya hem de ahret için iyiliği talep etmek her insanım, Müslüman’ım diyen için kaçınılmaz görev ve ahlaki davranıştır.
Artık “Ey rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, ahrette/ öteki dünyada da iyilik ver; bizi cehennem azabından koru” diyenlerden ve kazandıklarımızdan payı olanlardan olmanın gayreti ve cehdinde olalım inşallah. Ki, FELAH bulalım.
Selam ve Sabırla… 29.06.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?