15 Haziran 2024 Cumartesi

Kendimizi Kendi Elimizle Tehlikeye Atmak

 Kendimizi Kendi Elimizle Tehlikeye Atmak

Veysi ERKEN Dr.

Tarihi süreci incelediğimizde “birey” ve toplumların” zamanla kendilerini tehlikeye attıklarını, kendi kendilerini tebdil, tağyir ettiklerini ve helak olup gittiklerini görüyoruz.

Tabii ki, Allah öncelikle kulunu uyarır ve iyilikten, güzellikten, haktan, hakikatten ayrılmamasını ister.

Kul birey veya toplum olarak sapar ve azarsa nimet kesilir.

Ayetler ve tefsirlerinde bu durum şu şekilde özetlenir.

Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever. Bakara-195. “Allah yolunda harcama yapmak”, kendine Allah’ın hoşnutluğunu ve âhiret mutluluğunu kazandıracak hayır yollarına harcamada bulunmasını, Kur’anî kavramla infakta bulunmasını emretmektedir. Müslüman âlimlerce ve İslâm medeniyeti tarihinde, böyle bir niyete dayanması şartıyla ülkenin savunulması, hac hizmetleri, yoksulların desteklenmesi; okul, cami, yol, köprü, çeşme, bakımevleri gibi toplumsal hizmet ve hayır müesseselerinin kurulması ve güçlendirilmesi, hatta tabiatın korunup geliştirilmesine kadar çok çeşitli hizmetler için yapılan her türlü harcama Allah yolunda harcama sayılmıştır (ayrıca bk. âyet 254). Savunma ve diğer hizmetler için yapılan harcamalar hem harcama yapanın dinî hayatını hem de ülkenin ve toplumun güvenliğini geliştirmesi ve güçlendirmesi için son derece gerekli olduğundan âyetin devamında “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” buyurulmak suretiyle bir bakıma, cimrilik yaparak bu tür harcamalardan kaçınmanın Müslüman toplumlar ve bireyler için tehlike teşkil ettiği haber verilmiş; âyetin sonunda bir defa daha Müslümanlar iyilik etmeye çağrılarak Allah’ın iyilik edenleri sevdiği müjdesi verilmiştir.  https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Bakara-suresi/202/195-ayet-tefsiri

Hem kişinin hem de toplumun kendini tehlikeye atmaması gerektiği ifade edilirken, kendini değiştirip kendini tehlikeye atanların yok olacağını şu şekilde beyan etmektedir.Bu böyle olmuştur; çünkü Allah, bir topluluğa lutfettiği nimetini, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez ve Allah her şeyi işitip bilmektedir. Enfal-53” Kısaca Allah verdiği bir nimeti durup dururken, nimete mazhar olan kulda bir değişiklik meydana gelmeden geri almaz, zıddı ile değiştirmez. Önce insanlar, Allah’ın hoşnut olmadığı bir şekilde değişirler, öz değerlerine yabancılaşırlar, ellerindeki nimetin şükrünü yerine getirmez, onu gerektiği yerde, gerektiği gibi kullanmazlar, şımarırlar, nimetlerin Allah’ın lutfu ile ilişkisini unutur, kerameti kendilerine mal ederler; güç, servet, ilim, iktidar gibi ilâhî nimetleri zulüm için kullanırlar... İşte böyle değişen ve bozulan insanların elinden nimet, onu veren Allah tarafından alınır ve yerine zıddı (felâket, mahrumiyet, sıkıntı) verilir.” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Enf%C3%A2l-suresi/1213/53-ayet-tefsiri

Biraz daha açıklayıcı olsun diye Her bir insanın önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçi melekler vardır. Bir toplum, içinde bulundukları iyi hâli değiştirmedikçe, Allah, onlara olan nimetini değiştirmez. Fakat Allah, bir topluma kendi günahları yüzünden bir kötülük dilediği zaman, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onları, Allah’tan başka koruyacak kimse de bulunmaz. Ra’d-11” ayetini zikretmekte fayda vardır.

Hâsılı kelam.

Toplumumuzda ve fertler bazında azgınlaşmanın, ahlaki olmayan bir yaşayışa doğru sürüklenme, ailelerde dağılma hızla artmaktadır. Toplum ve fertler olarak kendimizi tehlikeye atıyor ve nimetlerin kesilmesine zemin hazırlıyoruz.

Bu gidiş hayra alamet değil, yok oluşa doğrudur.

Yetkililer, sorumlular ve yöneticiler tedbir almakla mükelleftir, vazifelerini yapmadıkları takdirde nesiller imar edilenleri de tahrip ederek yokluğa yuvarlanacaktır.

Felah İslam’a dönüş ve İslam’ı yaşamadadır.

Selam ve Sabırla… 15.06.2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?