26 Haziran 2024 Çarşamba

Zehirleşenler, Zehirleştirilenler

 Zehirleşenler, Zehirleştirilenler

Veysi ERKEN Dr.

İnsanlık tarihini incelediğimizde bireylerin bir araya geldiklerini, gruplar oluşturduklarını, teşkilatlandıklarını, iyi veya kötü niyetlerle eylem birliği yaptıklarını, bir yerde toplandıklarını, cem edildiklerini ve istişareler yaptıkları gerçeği ile karşılaşırız.

Bu tabii bir durumdur.

Bazen aynı inanç grubu içinde olduklarını düşündüklerimizin farklı amaçlar için farklı yerlerde toplandıklarını, hatta kendi gruplarını tahrip için de toplandıklarını okuyoruz.

Hz. Muhammed Mustafa sav efendimizin zamanında da, başka bir deyişle İslam’ın ilk yıllarında da farklı toplanma yerleriyle karşılaşırız.

Dar'ul-Erkam  “İslâm tarihinde Dârülislâm diye de bilinen bu ev, ilk Müslümanlardan Erkam b. Ebü’l-Erkam el-Mahzûmî’ye aitti. Mekkeli müşriklerin giderek artan zulüm ve baskıları yüzünden Hz. Peygamber Mescid-i Harâm içinde Safâ tepesinin eteklerinde bulunan bu evi kendine ikametgâh olarak seçti. Burada bir yandan ashâb-ı kirâma dinî bilgiler öğretirken bir yandan da ilâhî gerçeği arayan insanları İslâm’a davet ediyor, onlara Kur’ân-ı Kerîm okuyor ve onlarla birlikte namaz kılıyordu. https://islamansiklopedisi.org.tr/darulerkam

Özetle Dar'ul-Erkam hem karargâh hem de eğitim yeri vazifesini görüyordu.

Buna karşılık dar'un- nedve denilen bir toplanma yeri daha vardı. Kureyşlilerin ileri gelenlerinin muhtelif faaliyetler için bir araya geldiği, karar aldıkları bir yer olarak bilinir.

Ebucehil’in daveti ile Hz. Peygamberin sav. Medine’ye hicretini engellemek ve onu öldürmek için karar almak için toplantı yapılması sebebiyle kötü şöhrete sahip olmuş. Kötülük merkezi haline dönüşmüştür. https://islamansiklopedisi.org.tr/darunnedve

Mevzuumuz dünün toplanma yerlerini anlatmak değildir. Toplanmanın amacını ve toplanmaya çağıranların zihniyetini tahlil etmedir. Dolayısıyla konumuz geçmişi anlayarak ders çıkarmak ve günümüzü yorumlamaktır.

Günümüzde de toplanma yerleri vardır. Partiler, sendikalar, vakıflar, dernekler vs.

Bunları bir kısmı kötülerin toplandıkları yerler olarak şöhret bulmuştur. Genel olarak Jön Türk ve İttihatçı zihniyete sahip olanların toplandıkları yerler ülkemize, milletimize ve İslam’a hep zarar verme yerleri olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Üzülerek belirtmeliyim ki, dün ilke ve ülkü sahibi olduğunu düşündüğümüz, zannettiğimiz, bildiğimiz pek çok kişi-ülkücü, akıncı, mücahit,-darül nedve anlayışına sahip olan günümüzün Ebucehillerine doğru koşmaya ve zehirleşmeye başlamış ve zehire dönüşmüştür.

Geçmişte belki iyi idiler ama günümüze baktığımızda darül nedvenin elemanlarına dönüştüklerini, münafıklaştıklarını, inançlarını terk ettiklerini, zehire dönüşerek etrafı zehirlemeye başladıklarını görüyoruz.

Maalesef Ebucehil denilen Ömer bin Hişam zihniyetinde olanların davetine icabet ettiler, küfre saplandılar, münafıklaştılar.

Metamorfoz, istihale geçirdiler.

Başkalaştılar.

Doğru yoldan çıkarak sapık yollara saptılar. Ülkemizi zehirlemeye başladılar.

Sonuçta dün savunduklarının tersini yapmaya ve yaşamaya başladılar.

Şan, şöhret, makam, mevkii, para, pul veya başka sebeplerle darul nedveye yöneldiler.

Belki yıllardır görevliydiler içimizde.

Belki önceden de münafık idiler.

Kısaca istihale geçirip ilkesiz ve ülküsüzleşenler darül nedvenin çağırıcısı Ebucehil’in zihniyetinin, gayesinin temel savunucuları ve yöntemlerinin esas uygulayıcıları oldular.

Siyonist haçlı zihniyetinin elemanları gibi konuşmaya, yazmaya ve darul nedveyi savunmaya başladılar.

Darul nedvenin iltisaklıları haline dönüşen bu tiplerin kimi baş kimi. ... danışmanı oldu.

Makam veya para için bu kadar başkalaşım fazla değil mi diye soranlara merhum Tahir Silahtaroğlunun öğrettiği darb-ı mesel ile cevap veriyorum.

“Müslüman tereyağı gibidir, bozulursa zehir olur.”

Bunlar zehirleşenlerdir.

Artık toplanma ve istişare yerleri günümüzün dar’un- nedveleridir.

Hatta zehirleşenler, darül nedvenin eskiliği ve pisliğiyle övünmeye başladılar.

Türkiye'nin Darul nedvesini bilenler bilir. Bilmeyenler öğrensin.

10 yılda Osmanlıyı darmadağın eden İttihatçı kafalıların toplandıkları yerler günümüzün Dar’un Nedveleridir.

Niyet kötü olunca akıbet de kötü oluyor.

Şehirlerimizin gittikçe kötüleşmesi, çekilmez oluşları ittihatçı zihniyetin ve onlara dönüşenlerin eseridir.

Düşünceleri, ilkeleri ve eylemleri halka hep yabancıdır ve yıkıcıdır. “Halka rağmen…” Temel düsturlarıdır.

Kısaca bilinmeli ve unutulmamalıdır ki Türkiye'nin Darul nedvesi şer odağıdır. Dün olduğu gibi bugün de şer ve zillet ittifakının merkezdir. Türkiye’ye muhaliftir.

Ve onlara katılanlar da Türkiye muhalifi oldular.

Mel’un zihniyete yaklaşanlar onlarla benzer, aynileşir ve şerleşir ve zehire dönüşür.

"Anlayana sivrisinek saz, Anlamayana davul zurna az"

Her Müslüman’ı Dar'ul -Erkam zihniyetinin devamı olan yerlere davet ediyoruz. İlke ve ülkümüz bellidir. Çağrımız İslam’da dirilişedir. İ’lay-ı Kelimetullah için nizam-ı âlem davasınadır.

Selâm ve sabırla... 26.06.2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?