27 Haziran 2024 Perşembe

YÖK ve Öğrenim Özgürlüğü Kısıtlaması

 YÖK ve Öğrenim Özgürlüğü Kısıtlaması

Veysi ERKEN Dr.

Yeni bir şey öğrenmeden geçirdiğim bir günde, benim için, güneşin doğmasında bir hayır yoktur. Hayır; mal ve evlat çoğaltmakta değil, ilmini arttırmaktadır. Hz. Ali, Aktaran Ahmet Çelebi, İslam’da Eğitim-Öğretim, s. 292.

 

YÖK marifetiyle insanımızın bilgi edinme ve beceri geliştirme hakkı kısıtlanırken “hak ve özgürlükten yana olduğunu iddia edenler, kuruluşlar, kurumlar, geçmişte mağduriyet yaşayanlar hep sessiz, soluksuz vaziyette. Adeta ölü.

YKS ucubesi yetmezmiş gibi % bilmem kaç puan alamazsan şu fakültelere, şu bölümlere giremezsin demek, tahdit etmek zulmün kendisidir. Bu yetmezmiş gibi şimdi de YAŞ sınırlaması getiriyormuş. YÖK karar almış ve yazı ile bildirmiş. “Yazıda 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren çocuk gelişimi, felsefe, sosyoloji, tarih ve Türk dili edebiyatı programlarına mahsus olmak üzere ikinci üniversite olarak yapılacak kayıt işlemleriyle ilgili yeni karar paylaşıldı. Buna göre, yükseköğretim kurumları bünyesindeki çocuk gelişimi, felsefe, sosyoloji, tarih ve Türk dili edebiyatı açıköğretim programlarına sadece 35 yaş ve üzeri lisans programı mezunları “ikinci üniversite” olarak kayıt yaptırabilecek. https://www.odatv.com/guncel/yok-universite-egitimine-yas-siniri-getirdi-120050063?sayfa=3

Evet.

Dostlar, eğitimciler, haklardan ve özgürlüklerden yana olanlar bu tür kısıtlamaları kabul etmeyiniz, reddediniz, etkili, yetkili ve topyekûn insanımızı uyarınız, uyandırınız, kısıtlamaların ve tahditlerin ortadan kaldırılması için mücadele ediniz.

Bilindiği üzere İnsanî yönetimlerin olduğu ülkelerde yöneticiler asla insanlarını “cehalet”e ve “açlığa”sürüklemekle değil aksine fertlerin, toplumun huzur ve sükûn içinde kalkınmasına katkı sağlayacak bilgileri hür ortamda kazanma hakkının önündeki bütün engelleri kaldırmakla övünür.

Birey-devlet ilişkilerine insan hakları açısından bakıldığında, bireyin niteliklerini, hayatiyetini ve mutluluğunu devam ettirebilecek şekilde bilgi ve becerisini değiştirebilme, yani öğrenme hakkı ve talebi insanî, vazgeçilmez ve sınırsız olmalıdır. Dolayısıyla İnsan hakları savunucuları bireyin özgürlüğünü daraltan her ilke ve kuralı reddeder, hiçbir organizasyonun ilke ve kurallarıyla bu özgürlüğe gölge etmesini kabul edemez ve savunamaz.

Yine İnsan hakları bağlamında özgürlük taleplerinin hareket noktası, gölgelerin reddidir. Çünkü özgürlük; serbest davranabilmeyi, bir kayıt altında olmamayı ifade eder. Eğer fertlerin hareket alanı kayıt altına alınırsa; yani hürriyetleri kısıtlanırsa “hakkın” kullanılması mümkün olamaz.

Birey- devlet ilişkisine haklar ve özgürlükler boyutuyla bakıldığında hangi organizasyon tarafından yapılırsa yapılsın “tepeden inme” biçiminde gerçekleştirilen ve bireyin özgürlüğünü kısıtlayan her türlü düzenleme reddedilir. Çünkü tepeden inme düzenlemelerin bireyin bilgi edinme, beceri geliştirme ve değiştirebilme haklarının kısıtlanması veya yok edilmesi anlamına geldiğini herkes bilir. Dolayısıyla, özellikle insan hakları savunucuları bilgi edinme hakkının sınırlandırılmasını beraberinde getiren her ilke, kural ve uygulamanın karşısında durur.

Kısaca hak ve özgürlükler bağlamında hiçbir kurum ve kuruluş “biçimsel eğitim” alanında bireyin bilgi edinmesini kısıtlayıcı kural ve ilkeyi koyamaz ve sınırlayamaz.

       Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. İnsan, ancak hürriyet içinde eğitim hakkını  -ne ad altında olursa olsun, hiçbir engelle karşılaşmadan- kullanabildiği ortamlarda fikrini, zihnini ve becerisini geliştirerek ve onları yaşayarak kendisinin ve içinde bulunduğu toplumun gelişmesine katkı sağlayabilir.

O halde, ‘eğitim Hakkı’nın varlığı, Devletin bu hakkın lâyığı veçhiyle gerçekleşmesini sağlamak amacıyla gerekli faaliyetlerde bulunmak, örneğin okul, öğretmen, araç gereç ve program sağlamak, yükümlülüğünü kaçınılmaz kılmaktadır. Oysa eğitim(öğrenim) özgürlüğü daha çok bu imkânların sağlanmasından sonra ortaya çıkan ve eğitimin içeriğine, öğrenci özgürlüğüne ve ana ve babanın çocuklarını kendi istedikleri din ya da felsefi inanç doğrultusunda yetiştirme özgürlüğüne ilişkindir. Yaşar, Nuri. ,İnsan Hakları, Avrupa Sisteminde ve Türk Hukukunda Eğitim Hakkı ve Özgürlüğü, Filiz Kitabevi, İstanbul 2000, s.71-72”

Eğitim ve öğrenim özgürlüğünün kullanılmasında hizmet veren kurumlar da göz önüne alındığında, üç temel unsur yer alır: “Kurumsal çoğulculuk, resmi eğitimin çoğulculuğu ve öğrenci-öğreten özgürlüğü.

Hâsılı kelam YÖK ve benzeri kurumların öğrenim özgürlüğünü her ne ad adı altında kısıtlaması kabul edilmemelidir.

Kısıtlamaların reddedilmesi insanidir, vicdanidir, islamidir ve ahlakidir.

Haydi, hep birlikte “öğrenim Özgürlüğü”nü savunmaya, yaşamaya ve yaşatmaya.

Selam ve Sabırla… 27.06.2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?