9 Haziran 2024 Pazar

Türkiye Dünyada Oyuncu Değil Antrenör (müdebbir) olmalıdır

 Türkiye Dünyada Oyuncu Değil Antrenör (müdebbir) olmalıdır

Veysi ERKEN Dr.

Türkiye ve İslam sevdalılarının temel gayesi ve hedefi Türkiye’yi yeryüzünün her iş ve işlemlerinde, bütün sahalarda sadece bir oyuncu değil bir antrenör/çalıştırıcı yapmaktır.

İ’la-ı Kelimetullah için Nizâm-ı Âlem ülküsü bunu gerektirir.

Bu anlayış Türkiye ve İslam sevdalıları tarafından deklere edilmiştir. “Türkiye’yi zayıflatarak uluslar arası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır. Bu kararlılık ve işbirliği ile ittifakımız Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra,

İ’la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.”

https://www.milliyet.com.tr/siyaset/cumhur-ittifaki-protokolu-nun-tam-metni-2662293

Tabii ki, içimizdeki hainler, gafiller ve eblehler bunu anlamazlar, anlamak istemezler.

Türkiye’nin antrenörlüğünü, liderliğini ve muharrik güç olmasını istemezler.

İstemedikleri gibi Atatürkçülük, laikçilik gibi muhtelif maskeler takınarak takoz olmaya çalışırlar.

Bu hale nasıl geldik veya getirildik sorusunu sormak ve cevaplandırmak mecburiyetindeyiz. Mesela bir nevi antrenörlük rolü ifa eden HİLAFET kavramına neden ve kimler karşı çıkıyor. TBMM’nin manevi şahsında mündemiç HİLAFET’E neden şiddetle karşı çıkılıyor. Türkiye’nin antrenör olmasını hangi habis anlayışlar ve kişiler engelliyor.

“Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti reisi Mustafa Kemal Paşa imzasıyla 8/Nisan/1923 tarihiyle HALK FIRKASI UMDELERI'NIN tasnif ve tefsirindeki 5'inci madde aynen şöyledir:

"5- İstinatgâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi olan makamı Hilâfet beyne'l-İslam bir makarr-ı muallâdır. İslâm dininde bütün namazlar cemaatle eda olunur. Cemaatin bir başı vardır ki, cemaatı terkip eden bütün fertler ona bağlanırlar. Bu suretle imam, cemaatın timsali olmuş olur.

Cemaatın fertleri arasındaki tesanüt, imamın şahsında tecelli eder. Her imamın kendi cemaatını namaz esnasında birleştirerek birçok ruhlardan tek bir ruh meydana getirmesinde küçük bir dayanışma oluşur. İslâmiyet’te bundan başka bir de büyük bir dayanışma vardır ki bütün ümmeti tek bir ruh haline getirir. Bunun şekli de, bütün imamların, manevi bir surette bir imam-ı ekbere iktida eylemesidir. İşte bu imamlara "Halife" nâmı verilir.

O halde. Namaz kılınırken yalnız gözümüzün önündeki cemaatın imamda temerküz eden ruhî vahdetini görmekle yetinmemeliyiz. Bilmeliyiz ki bu cemaattan başka, milyonlarca cemaat de aynı zamanda bir "ümmet" halinde birleşmişlerdir. Bu birleşme bütün milletin bir büyük imam etrafında yani "Halife"nin çevresinde birleşmesiyle husule gelir. Demek ki küçük imamlar, küçük cemaatları oluşturacak, büyük imam da bütün ümmeti temerküz ettirerek İslâm âlemindeki umuru dayanışmayı meydana getirecektir. Bundan dolayıdır ki, bütün İslâm âlemi halife meselesinde alâkadardır. Yeryüzünde bir (Hilafet) makamı bulunmazsa, İslâm âlemi kendisini imamesiz kalmış bir tesbih gibi dağılmış, perişan görür.

HILAFET, TBMM'E DAYALIDIR

Bu ifadelerden anlaşılıyor ki mutlaka İslâm ümmetinin başında "Halife” nâmı verilen şahsî bir timsalin bulunması lâzımdır. Fakat bu yüksek makamı, hangi Müslüman millet, kendi içinden bir şahsiyet seçerek vücuda getirebilir? Dinen halifenin gayr-i Müslim hiç bir devlete tabi olmaması şart olduğundan halifeyi kendi içinden doğuracak milletin mutlaka kuvvetli bir orduya ve tam bir istiklâle malik olan mücahittir İslâm milleti olması lâzımdır. Birçok asırlardan beri bu şartları hâiz olan millet Türkiye olduğu gibi, bugün de bu şarları hâiz olan millet, yalnız Yeni Türkiye'dir. Buna binaen Türkiye Büyük Millet Meclisi bizzat Halife hazretlerini muazzez ve muhterem makama istinatgâh yapmıştır.”*

Bu belgelere rağmen Atatürkçü ve laikçi geçinen kişiler ve düşünceler neden hilafete, Türkiye’nin antrenörlüğüne karşı çıkıyorlar tefekkür etmek ve gereğini yapmak gerekir.

Türkiye’nin sevdalıları bunu tefekkür ediyor ve inşallah Türkiye’yi sadece küresel oyuncu değil, antrenör yapacaktır biiznillah.

Türkiye’ye muhalif olanlar deşifre olmaya başlamışlardır.

Umarım ki, Batının/batılın şakşakçıları ve piyonları kısa zamanda kaybeder ve Türkiye en kısa zamanda antrenör olur.

Selam ve Sabırla… 09.06.2024

*Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası, Yayına Hazırlayan, Prof. Dr. Faruk Özerengin, Emre Yayınları İstanbul, S.136-137

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?