15 Eylül 2024 Pazar

Allah’ın Düşmanlarını Dost Edinenlerden Bıktık, Usandık

 Allah’ın Düşmanlarını Dost Edinenlerden Bıktık, Usandık

Veysi ERKEN Dr.

Şems-i Tebrizi;

“Yüzü dost, özü düşmandan usandım.

 Dili mü'min, kalbi şeytandan usandım.

Dostum; herkesin kahrı çekilir amma,

Ben, davasız Müslümandan usandım!” diyor.

Evet.

Davası olmayan Müslümandan, Allah’ın düşmanlarından, münafıklardan, “soykırım dini” mensupları olan Siyonistlere uşaklık edenlerden usandık.

İslâm dünyasının halini düşündüğümüzde zelil, davasız, gafillerle karşılaşırız. Bunun başlıca nedenlerinden birisi ve en önemlisi bizleriz.

Kendini Müslüman olarak telakki edip de Allah’ın tebliğine muhalefet edenleri baş tacı etmek doğru olamayan bir davranış olduğu halde bunu hep yaparız.

Allah bizi şu ayetle ikaz ettiği halde halimizi düzeltmeye çalışmayız. “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kavmin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Resulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah’ın hizbi(taraftarları)dir Mücadele-22”

Ayeti tahlil ettiğimizde Allah’a ve ahiret gününe inanan kimselerin en yakınları dahil olmak üzere Allah ve Resulüne düşman olanlarla dost olmayacağını/olamayacağını görürüz. Bu ayet bizi ikaz etmektedir.

Üzülerek belirtmeliyiz ki, kendi yapımızı bu bağlamda tahlil ettiğimizde Allah ve Resulüne düşmanlık edenleri dost edinenlerin baş tacı edildiğini görürüz.

Biz bunlardan bıktık, usandık.

İnananın kalbinde iman varsa o ilahi kudret tarafından desteklenmiştir ve o Tapınakçılardan himmet ve destek istemez. Destek bekleyenlerden bıktık, usandık.

Üzülerek belirtmeliyiz ki, bugünkü anlayışta kurtuluş müjdesi hep başkalarından beklenmektedir.

Kurtuluşu başka yerde arayanların beklentisi şudur. ABD’nin veya AB’nın müktesebatını kendi yaşayışımızın ilkeleri haline getirirsek kurtulup özgürleşeceğiz. Siyonist katillerin katliamına ses çıkarmazsak rahatlayacağız.

Veyl bu şekilde düşünenlere.

Biz böyle düşünenlerden, oyalamalarından bıktık, usandık.

Unutulmamalıdır ki, başkalarına benzemeye çalışanlar ne onlar gibi olur ne kendi kalabilir. “Münafıklar Allah’a oyun etmeye kalkışıyorlar. Hâlbuki Allah onların oyunlarını kendi başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler. Arada bocalayıp duruyorlar; ne onlara, ne bunlara! Allah’ın şaşırttığı kimseye asla bir yol bulamazsın. Nisâ;142-143” Sokaklara çıktığımızda başkalaşımın tahribatını hep birlikte görmekteyiz. 

Biz bunlardan bıktık, usandık.

Hadiseler göstermektedir ki, inanıyorum diyenler katillerin araçlarını tamir ettirme noktasına gelmiş bulunmaktadır. Toplum bu dalaleti görmezlikten gelmekte ve onları hala kendinden bilmektedir.

Yıllarca sürdürülen taktik tutmakta ve İslamî ilke ve kurallarımız kurbağa gibi haşlanarak yok edilmektedir.

Biz bunlardan bıktık usandık.

Uyanış zamanı gelmedi mi?

Uyanış zamanı geçmiştir. Geçen her gün telafisi zor kırılmaları beraberinde getirmekte ve tarihin mezarlığına bir adım daha yaklaşmaktayız.

Bu hali değiştiremezsek Allah’ın razı olduğu kavim olmamız mümkün değildir.

Bizi helake sürükleyenlerden bıktık usandık.

Lütfen yukarıda mealini verdiğim ayeti başkalarına hatırlatın ve etrafınızdakilerin uyanışına katkı sağlayın.

Katkısı olmayanlardan bıktık usandık.

Artık Allah ve Resulünü düşman olarak telakki edenleri dost görmelerine ve onlarla diyalog arayışlarına kalkışmalarına engel olmaya çalışalım. Unutmayın ki, Allah ve Resulünü düşman olarak telakki edenlerin niyeti bizi biz yapan değerleri yok etmektir.

Şeytanların ve Siyonistlerin dostları olan içimizdeki münafıklardan bıktık, usandık.

Selam ve Sabırla... 15.09.2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?