15 Temmuz 2024 Pazartesi

Asım’ın ve Haluk’un Nesilleri

 Asım’ın ve Haluk’un Nesilleri

Veysi ERKEN Dr.

Maarifte (eğitimde) “usve/ örnek şahsiyet”ler önemlidir, nesillerin yetiştirilmesinde vazgeçilmezlerdir.

İşte aynı dönemlerde yaşayan iki şair’in gençliğe “usve/ örnek” olarak sunulan iki figür.

“Asım” ve “Haluk”

Merhum Mehmet Akif “Asım”ın nesli derken Tevfik Fikret “Haluk’un Amentüsü”nden dem vuruyordu.

“Âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor;

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

 Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

 Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i...

 Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? “

Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın” diye haykıran Akif’’e, Tevfik Fikret “Haluk'un Amentüsü” ile cevap veriyordu.

Bir kudret-i külliye var ulvî ve münezzeh,
Kudsî ve muallâ, ona vicdanla inandım.
Toprak vatanım, nev'-i beşer milletim...İnsân
İnsân olur ancak bunu iz'ânla, inandım.
Şeytan da biziz, cin de, ne şeytan ne melek var;
Dünyâ dönecek cennete insânla, inandım.
Fıtratta tekâmül ezelîdir; bu kemâle
Tevrat ile, İncil ile, Kur'ân'la inandım.”

İşte iki anlayış arasındaki fark. Biri “Habil”liği, diğeri “Kabil”liği temsil ediyor. Kabilliği temsil eden anlayışın telkincisi Robert Kolejli, İslami anlamda inancı olmayan bir mahlûk olan Tevfik Fikret. Gayrı Müslim olan imansızın biriydi. "Beşerin böyle delaletleri var / Putunu kendi yapar, kendi tapar" derken Allah inancını kast ediyor, "İrfanım tebdili tabiiyet etmiştir" diyerek vatansızlığını ikrar ediyordu.

Bu iki figür bize şunu gösteriyor.

Uzun bir zaman diliminde gençlerimizin önüne “Haluk” misali konulmuş ve gençliğimiz İslam’dan, bize ait olan her şeyden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır.

Maalesef büyük oranda başarılmış ve maarif sistemimizle bize ait olmayan nesiller, hainler yetiştirilmiştir.

Hatta “Haluk”tan beter bir nesil ortaya çıkmıştır.

Bilindiği üzere “Haluk” Müslüman görünümlü olan babasının dininin inkâr ederek Hıristiyan papazı olmuş ve papaz olarak ölmüştür.

Bütün tahribata rağmen “imalat hatası” olan “Asım’ın nesli”ni temsil eden nesiller de yetişmiştir elbette.

Umarım ki, resmi maarif anlayışı ile “Haluk’un Amentüsü”nde belirtilen nesillerin yetiştirilmesinden vazgeçilir ve “Asım’ın nesli” denilen nesiller yetiştirilir.

Evet.

“Hatanın ve yanlışın neresinden dönülürse kârdır” anlayışından hareketle artık Müslüman görünümlü papazlar yetiştirmekten vazgeçme zamanı gelmiştir demiyorum zamanı geçmiştir bile.

Ama sokaklara baktığımızda tahribattan, Haluk’un nesillerini yetiştirmekten vazgeçildiğini göremiyor ve nesillerimizi tahrib etmeye devam ediyoruz.

Ayette “… Bir toplum/kavim kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez…” diye buyrulur.

Biz de bu emre itaat ederek kendimizde olan güzel hasletleri terk etmeden, vazgeçmeden “Asım”ın nesillerini yetiştirmekle mükellef olduğumuzu unutmayalım ve bunu resmi maarif siyasetimize dönüştürelim.

Selam ve Sabırla… 15.07.2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?