Unutursan Unutulursun Terk Edilirsin

 Unutursan Unutulursun Terk Edilirsin

Veysi ERKEN Dr.

Mevcut ekonomi politikası kapitalist dininin kuralları gereğince “altta kalanın canı çıksın” politikasıdır.

Kapitalistlerin fakirleri, kimsesizleri, yoksulları unuttukları, unutturdukları politikadır.

Kapitalistlere uyup, ram olup az gelirlileri UNUTANLARI fakirler, az gelirliler ve yoksullarda unutur, terk eder, ademiyete mahkûm eder.

Son seçimde bu durum görüldü.

Terkler ve unutmalar başladı.

Tıpkı geçmişte olduğu gibi.

Geçmişte ANAP’IN, DYP’nin ademiyete terk edildiği gibi.

Bilindiği üzere bizim inancımızda “Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır. Zariyat-19” anlayışı vardır.

Gelir dağılımında servetin belirli ellerde toplanmasını engelleyici hükümler vardır. Ayette “(servet) içinizden sadece zenginler arasında dönüp dolaşan bir şey olmasın diye böyle hükmedilmiştir. Haşr-7” buyrulur.

Ya mevcut uygulamalar.

Mevcut uygulamalar maalesef inancımızın gereği değil, tam tersidir. Fakir ve mahrum unutulmuştur.

Fakir ve mahrumun imkânları zenginlere, kapitalistlere ve sömürücülere aktarılmaktadır.

Servet adeta belirli ellerde dolaşsın diye tedbirler alınmakta ve icraatla dönüştürülmektedir.

Ellerin, yabancıların, ülkelerin sömürülmesini sağlayan haydutların sözlerine itibar edilmektedir.

İnsanımız, fakirimiz ve az gelirlimiz unutulmuştur, açlığa, yokluğa ve zulme terk edilmiştir.

İnsanımız kendisini unutanları unutmaya ve terk etmeye başlamıştır.

Hani bir söz vardır ya.

“Denize düşen yılana sarılır”

Halk o noktadadır.

Halk her şeyine yabancı olanlara sarılmaya çalışıyor.

Sebep unutulmuşluk ve terk edilmişlik.

Gidişat hayra alamet değil, hakka ve halka dönünüz.

Halka ve hakka hizmeti esas alınız.

Fakire, az gelirliye reva gördüğünüzü kendinize de reva görünüz

Vekillere, bürokratlara ve sendika ağalarına, özetle bol ve çok gelirli karar alıcılara teklifte bulunuyorum.

Geliniz mevcut en düşük maaş ve gelire maaşınızı ve gelirinizi endeksleyiniz ve eşitleyiniz.

En düşük ve yüzdelik artışla gelirinizi dengeleyiniz ve geçininiz ki az gelirli olan bizlerde geçim yolunu yordamını öğrenelim.

Geliniz yüzdelik uygulamalardan, milleti kandırmaktan ve oyalamaktan vazgeçiniz. Yüzdelik artışların yüksek gelirlilerin gelirlerini daha da arttırdığını, gelirler arasındaki makası açtığını biliyorsunuz.

Samimi ve vatansever iseniz, insanımızı düşünüyorsanız sıkıntıyı beraberce paylaşalım.

Yöneticiler ve sendikacılar olarak örnek olunuz ve maaşınızı ve gelirinizi en düşük memur ve işçi maaşına endeksleyiniz.

Bu samimi bir tekliftir.

Samimi anlayışınızı görelim.

Unutmayalım mevcut yüzdelik artışlar üst yönetimi ve karar alıcıları daha da zenginleştiren, az gelirliği daha da fakirleştiren uygulamadır.

Herkes biliyor ama akılda kazınsın diye bir daha tekrar edeyim. 10000 lira maaş alan bir emeklinin maaşında %50 zam yapıldığında maaşı 15000 liraya, 140000 lira maaş alan bir vekilin maaşında %50 zam yapıldığında maaşı 210000 liraya yükselmiş ve gelir makası daha fazla açılmış olur.

Özetle yüzdelik artışlar daima gelirlerde “yüz delik” daha açıyor. Üz delik açan yüzdelik uygulamasını doğru buluyorsanız maaşınızı en düşük maaşa endeksleyiniz ki, samimi olduğunuzu görelim.

Tabii ki, böyle bir teklif işinize gelmez. Maaşınızdan, makam aracınızdan, imtiyazlardan vazgeçme niyetiniz yok ortada.

Kanaatime göre halkı ezen ve inancımızla çelişen bu kapitalist anlayışı asla terk etmeyeceksiniz.

Asla ve kat’a diyeceksiniz. Zira sistemden nemalananlar sistemin değişmesini istemez.

Çünkü mevcut sistem “altta kalanın canı çıksın” ilkesine dayalıdır.

Ve sizler bu ilkeyi kabul ediyor ve savunuyorsunuz.

Ve her ücreti belirleme döneminde tekrar aynı zulüm ilkelerini devam ettireceksiniz.

Ve bunu memleketin “Âlî menfaatleri(!)” kisvesi altında savunacaksınız.

Ve yaklaşımınız böyle olduğu müddetçe halkta hak adına sizleri terk edecek, unutacak ve ademiyete terk edecektir, etmiştir bile.

Selam ve Sabırla… 09.07.2024