1 Temmuz 2024 Pazartesi

İmam-Hatip Düşmanları ve Düşmanlığı

 İmam-Hatip Düşmanları ve Düşmanlığı

Veysi ERKEN Dr.

İslam ve Müslüman düşmanları bir dönem İslam’ı tamamen gönüllerden kazımak için ellerinden gelen her şeyi yapmışlar, ilim ve irfan müesseselerini ortadan kaldırmışlardır.

Bütün zulümlere rağmen 17 Ekim 1951'de 7 ilde imam hatip okulu açılması kararıyla Türkiye'nin imam hatipli yılları işte böyle başlamıştır. Üç yıllık lise bölümleri 1954'te açılmıştır. Bu okulların mezunlarına her türlü zulüm reva görülmüştür. Bu gerçek şöyle dile getirilmiştir.

“Esasen imam hatiplerin tarihi milletimizin hak, hukuk, özgürlük ve adalet mücadelesinin de tarihidir. Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur. Milli iradenin üzerine düşen vesayet gölgesi kalktıkça imam hatiplerin de önü açılmış, kapısına vurulan zincirler kırılmıştır. Darbe ve dikta dönemlerinde ise milletimizin kendisi gibi imam hatipler de hedefe, özellikle o tahtaya konularak baskıya uğramıştır. CHP zihniyeti milletle, milletin değerleriyle hesaplaşmasını hep imam hatipler üzerinden yürütmüştür. Ellerine geçirdikleri her fırsatı ya bu okulları tamamen kapatmak, ya da imam hatiplerin kazanılmış haklarını gasp etmek için kullanmışlardır. Milletimiz çöldeki vaha misali bu okullara nasıl umutla sarılmışsa, CHP zihniyeti de bu okulları daima bir tehdit olarak görmüştür. İmam hatiplerin ülkemizdeki 70 yıllık mazisine baktığımızda bu durumun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz.

….. Bu hikâye senelerce öz yurdunda parya muamelesi gören, ezilen, ötekileştirilen aziz milletimizin de hikâyesidir. Bu hikâye kılık kıyafeti sebebiyle üniversite kapılarında gözyaşı döken kızlarımızın hikâyesidir. Üniversite hayali katsayı engeline takılan gençlerimizin hikâyesidir. Takunyalı, gerici, yobaz denilerek aşağılanan halkımızın, sakalından, sarığından dolayı horlanan kardeşlerimizin hikâyesidir. Bu hikâye yeşil sermaye yaftası vurularak ayrımcılığa uğrayan yatırımcılarımızın hikâyesidir. Makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam denilerek tahkir edilen Anadolu insanının hikâyesidir. Ücretini ödeyemediği için hastane morglarında cenazesi rehin alınan vatandaşlarımızın hikâyesidir. Eline kına yakarak askere gönderdiği evladının yemin törenine alınmayan anaların hikâyesidir. Ciğerpareleri terör örgütü tarafından dağa kaçırılan anaların, Diyarbakır'da, Van'da, var ya anneler, babalar var ya işte onların hikâyesidir. Evet, bu hikâye azgın azınlığın kışkırtmalarına rağmen demokrasiden, hukuktan, meşruiyetten ayrılmayan sessiz çoğunluğunda hikâyesidir. https://www.tccb.gov.tr/konusmalar/353/130972/yeniden-acilisinin-70-yilinda-imam-hatip-okullari-ve-turkiye-de-din-egitimi-sempozyumu-nda-yaptiklari-konusma

Evet.

İmam-Hatib’in hikâyesi milletimizin öze dönüş hikâyesidir. İslam ve Müslüman düşmanları bunu anlamaz, anlamak istemez, görmezlikten gelir.

İslam ve Müslüman düşmanları değişik bahanelerle sürekli ve daimi olarak İmam-Hatiplere ve İslamî olan her şeye karşı çıkmış ve yok etmeye çalışmıştır, çalışıyorlar.

Bunlar Garaudy’nin ifadesiyle “Kin vaizleri”dirler.

Siyonist’in “kin vaizleri” Türkiye’de ve yeryüzünün her yerinde bulunmaktadır.

Ülkemizde, merkezleri Londra’da, Paris’te, Waşington’da, Newyork’ta veya başka yerlerde bulunan şebekelerin “kin vaizleri” olan elemanları partilerde, sendikalarda, derneklerde, sanayide, ticarette vs. cirit atmakta ve hayatı insanımıza zehir etmektedir.

Öğretim üyesi, bürokrat, sanatçı, gazeteci, patron, parti yöneticisi vb. kılıklı bu münafık, müfsit “kin Vaizleri”nin ortak niteliği “İslam ve Müslüman Düşmanı” olmalarıdır. İmam- Hatip ve örtü düşmanlığı, namuslu bir hayata karşı olma en belirgin özellikleridir. Ahlaksızlık seciyeleridir.

Özellikle gazeteci, bilim adamı, akademisyen, sanatçı veya parti yöneticisi kılığına girmiş ve sokulmuş “kin vaiz”lerinin düşmanlığı had safhada olduğu gözden ırak değildir.

Yapılan ve yaptıkları şerefsizlikleri, hıyaneti ve soygunu örtmek ve gündemden düşürmek için başvurmadıkları yöntem yoktur. Kâh irtica(!), kâh İmam-Hatip, kâh başka bir konuyu kullanarak şerefsiz düzenlerini devam ettirmek isterler. Nasırlarına dokunuldu mu viyaklamaya ve havlamaya başlarlar.

 Medyanın ekseriyetine sahip olduklarından viyaklamalarının ve ciyaklamalarının tonu yüksek olur.

İmam Hatip, Kur’an Kursları, Diyanet’e bağlı anaokulları konusunu yine manşetlerine taşıyan, günlük hayatta örtülülere saldıran, İlahiyat Fakültelerinin ve mezunlarının içine düşürüldüğü durumu görmezlikten gelerek kitleleri sahipsiz bırakan hep aynı şerefsiz şebekedir.

Son günlerde bu çete tekrar faaliyetlerini arttırmıştır. Neredeye her gün bir veya birkaç elemanı vasıtasıyla yeryüzünün ve ülkemizin bir yerinde İslam’a ve Müslümanlara saldırmaktadır. Hücumlarını İmam-Hatiplere, başarılarına, bulundukları mevkilere ve İslami yaşayışa yönetmeye devam ediyorlar.

Bu çetenin kini dinidir, İslam’a tahammülü yoktur.

Türk ve Müslüman kılıklı elemanlarının ortak amaçları, İslam’ı hayattan silmektir. Bu şerefsiz çetenin kin vaizleri, ne Siyonist şebekenin misyonerlerini, ne de diğer haçlı misyonerlerini görür. Onların varsa yoksa dertleri İslam’dır. İslam’ı gönüllerden, hayattan ve yeryüzünden silmektir.

İmam-Hatip düşmanlığı gerçeği bundan ibarettir.

Müslümanlar bu lanetli zihniyetten uzak durmak ve onu tecrit etmekle mükelleftir.

Selam ve Sabırla… 01.07.2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?