Gazze’deki Katliamlara Sessiz Kalan Yöneticiler Sorumlusunuz
Veysi ERKEN Dr.
Gazze’ye ve Gazze’lilerin tepelerine binlerce ton bomba yağıyor. Aylık veya günlük değil neredeyse her saat haydutlar bombaları yağdırıyor, Gazzeliler parçalanıyor, etrafa savruluyor. Her yer enkaz-ı beşere dönmüş oluyor.
Bilinmelidir ki, Gazze’deki katliama sessiz kalan yöneticiler, yetkililerin hepsi bu vahşetten sorumludur.
Şeyh Şamiller, Osman Baturlar, Ömer Muhtarlar sorumluluklarını gereğini yaptılar. Allah yolunda gereğini yaptılar.
Merhum Ömer Muhtar “Allah bana küffara karşı cihad emretti. Ben ibadeti yerine getirdim. Zafer veya mağlubiyet beni alakadâr etmez O, Allah’ın bileceği iştir.”
Evet.
Sizler de böyle yapınız. Siyonist haydutlar olan ABD’yi, İngiltere’yi, kışlaları olan İsrail’i, “Sicarii” ve “Sayanim” terör örgütlerini durdurmaya çalışınız, ibadet ediniz. Vazifenizi yerine getiriniz.
Bütün yönetimlere sesleniyorum. Haydutlardan, soykırımcılardan, işgalcilerden korkmayın.
Siyonist haçlı zihniyetinin haydutları olan Amerika, İngiltere, İsrail ve bütün batı/batıllardan korkmayın.
İman ediniz ve biliniz ki, iman ediyorsak Allah yanımızdadır. Yardımı ve fetih yakındır.
Şair korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diyor.
Korku mümine yakışmaz.
Korkmayın bütün imkânları Gazze ve Gazzeliler için seferber ediniz. Sınırları ve limanları vatandaşa açınız. Müminler bütün imkânlarıyla yanınızda yer alacaktır. Bundan asla şüphe etmiyorum.
Gazze vatanımızdır, parçamızdır, ümmetindir, mazlumlarındır.
İllet ve hain olanlar hariç milletimiz Gazzelilere yardım için akın akın gidecektir. Buna inanıyoruz.
Ey yetkililer ve etkililer.
Yeter engel olmayın. Ömer Muhtar’ın tavrını sergileyiniz.
Gazze gözümüzün önünde yok ediliyor, insanlar katlediliyor ve bizler seyrediyoruz.
Yeter.
Yeter.
Bir saniye durmamak gerekir.
Sınırlar ve kapılar açılmalı ve halk bu vahşeti durdurmalı.
Allah’ın lütfu keremiyle insanımız ve dünyadaki vicdanlı insanlar bu vahşeti durdurmaya muktedir.
Yeter ki engel olunmasın.
Evet.
Korkmayın. Merhum Mehmet Akif;
“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O benimdir, o benim milletimindir ancak.” diye sesleniyor hepimize, soykırımcı Siyonist haçlılara karşı duranlara.
Siyonist haçlı zihniyetine, şiddete, vahşete ve soykırıma karşı olanlar korkmadan ve gevşemeden zalimlere dur diyebilmelidir. Zulmü ve vahşeti durdurmak için haykırmalıyız, gevşememeliyiz.
Rabbulalemin “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz. Âl-i İmrân- 139” diye buyurur.
Yaşayışını Allah’ın rızasına uygun bir şekilde tanzim etmeye çalışan yöneticiler, mümin Müslümanlar olay ve olgular karşısında gevşememeye, dağılmamaya çalışır. Bilirler ki, inananlar üstündür ve az kuvvet ve toplulukla çok kuvvetli, silahlı, soykırımcı ve kalabalık topluluklara galebe çalacaklarına inanırlar. Bu Kur’anla sabit bir hakikattir.
Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir” dediler. Câlût ve askerlerinin karşısına çıkınca da “Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” diye niyazda bulundular. Bakara, 249-250” ayetleri açık bir şekilde göstermektedir.
İnanmış az bir birliğin çok kalabalık ve donanımlı birlikleri yendiğini tarihin her safhasında görüyoruz, dün “çirmen zaferi” gibi son “Aksa Tufanı” da buna şahitlik etti ve ediyor.
Yeter ki Gazzelilerin yanında olmaya imkân hazırlayalım.
Selam ve Sabırla… 23.07.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?