11 Temmuz 2024 Perşembe

Bir şey veremezsen de “Gül”ü ver,“Gülüver” Sadakadır

 “Bir şey” veremezsen de “Gül”ü ver,“Gülüver” Sadakadır

Veysi ERKEN Dr.

“Gül” bir remz-i Muhammed’tir sav dilimizde, yaşayışımızda. İnsanlığın saadeti ve bahtiyarlığı için “Gül”ü vermek önemlidir.

“Gül”ü vermek, hayatını ve sünnetini tebliğ etmek, yaşamak, yaşatmak ve öğretmek bir Müslüman için  farzdır, gereklidir. Tebessüm etmek, gülüvermek de bunun için önemlidir, sadakadır.

Hz. Muhammed’in sav yaşayışını ve sünnetini yaşamak ve yaşatmak Müslüman mümin için şarttır.

Sadaka diye verecek bir şeyi olmayan kişi bile “gülüvererek”, gülümseyerek sadaka verebilir, vermelidir.

Maddi anlamda yük olmayan bir sadakadır gülümsemek, gülüvermek.

Mümin Müslüman “Gül”eç, Gül” yüzlü olmalıdır, herkese gülümsemelidir.

Bir birimizi yolcularken “ Allah’a emanet ol” ve “Güle güle” deriz.

“Gül”e Hz. Peygamberin yolundan git demek isteriz, o şekilde yolcularız.

Bir şehrimizin girişinde;

“Gelişiniz Güle Güle,

Kalışınız Güle güle,

Gidişiniz Güle Güle,

Her işiniz Güle Güle” diye yazar.

Her işimiz “gül”e olmalıdır ki, sadakalarımız ve hayatımız boşa çıkmasın, iptal olmasın. Ayetlerde; Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının arkasından başa kakıp incitmeyenler için rablerinin katında özel karşılık vardır. Artık onlar için korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir. İyi sayılan bir söz ve bir bağışlama (maruf söz ve mağfiret), arkasından eziyet gelen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, halîmdir. Ey iman edenler! Allah’a ve âhiret gününe inanmadığı halde malını insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve incitmek suretiyle boşa çıkarmayın. O kimsenin misali, üzerinde toprak bulunan düzgün ve yalçın bir kayadır; kayanın üzerine şiddetli bir yağmur yağmış, onu çıplak halde bırakmıştır. Bu gibilerin kazandıkları hiçbir şeyden istifadeleri olmaz ve Allah, inkârcı topluluğa hidayet vermez. Mallarını Allah rızasını dileyerek ve içlerinden gelerek harcayanların misali ise tatlı bir yamaçta bulunan, üzerine bolca yağmur yağan, bu sebeple ürününü iki misli veren bir bahçedir; şayet sağanak yağmazsa incecik yağar. Allah yapıp ettiklerinizi görmektedir. Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, içinde ırmaklar akan ve kendisi için orada her çeşit meyvenin bulunduğu bir bahçesi olsun da bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! Düşünesiniz diye Allah önünüze açık işaretler koyuyor. Bakara, 262-266

Ve “Gül” olan, gülümseyerek bize yol gösteren, vahyi tebliğ eden Hz. Muhammed Mustafa sav. şöyle buyurur ve gülümsemenin ehemmiyetini anlatır.

(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. (Tirmizî, Birr, 36)

"Din kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa hiçbir iyiliği küçümseme." Hadis-i Şerif (Müslim, Birr, 144.)

“Gül”e hasret bir şekilde gülümseyerek “gülüverenler” için dostum Dr. Mehmet Güneş Bey’in efendim şiiri ile yazımı bitireyim.

Efendim

“Gül” sevdâsı özge candır, candan öte cân Efendim.

Cânım cânâna kurbandır, cânıma cânân Efendim.

“Ol” hükmüne “Gül”dür fermân, “Gül”dür cümle derde dermân,

Zâtı nurdur, hâli nûrân; “Ahlâkı Kur’ân” Efendim.

“Gül”den gelir bize himmet; şâd ü handân olur ümmet,

Şânı “Âlemlere rahmet”; beyânı Furkân Efendim.

Emrolundu “Gül”e biât, “Gül”e bestedir kâinât,

“Gül” nefesli âb-ı hayât, rahmet-i Rahmân Efendim.

“Gül”dür gönüllerin âhı, “Gül”dür Peygamberler Şâhı,

İki Cihan Pâdişâhı, Mi’râc’a mihmân Efendim.

“Gül” sürgünü mü’min garip, “Gül”süz gönüller muzdarip,

Süveydâ-yı kalbe tabip, bâis-i gufrân Efendim.

“Gül”dür bizim imdâdımız, “Gül”dendir istimdâdımız,

“Gül”den medet murâdımız; afv için fermân Efendim.

 

“Gül” cemresi bekler akıl, nur yağsın kalbe muttasıl,

Kerem eyle, şefaât kıl, Habîb-i Zîşân Efendim.

Hak yoluna destur almak, “Gül” dalında gonca olmak,

“Gül”ün gölgesinde kalmak, kutlu bir destân Efendim.

Rabbim lûtfetsin hidâyet, îmandır en büyük nîmet,

“Gül”e duyulan muhabbet, kalplere dermân Efendim.

“Gül” hasreti yakar bizi, pür-nûr eyler içimizi,

Hicrânı hüzün denizi, aşkı gülistan Efendim.

Tâ ezelden zaman âşık, “Gül”e kevn ü mekân âşık,

“Aman” diyen bu cân âşık, aşkın bize şân Efendim.

Güneş, nûr-ı cemâlinden; ışık alır her hâlinden,

“Gül”ü sevmek kemâlinden, aşk ile îmân Efendim.

“Gül”de umut, “Gül”de safâ, hudutsuzdur “Gül”de vefâ,

“Gül”dür Muhammed Mustafa, Güllere Sultân Efendim.   

Selam ve Sabırla… 11.07.2024

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?