“Onulmaz Yara”ya ilaç bulunur mu?
Veysi ERKEN Dr.
Dün önemli bir eser daha hizmete açıldı. “Çukurova uluslar arası hava alanı”
Evet.
Önemli bir hizmet olduğu halde millette heyecan oluşturmadı.
Sıradan bir faaliyetmiş gibi davranıldı.
Hatta gereksiz olduğunu ileri süren ahlaksızlar ve hainler piyasaya çıktı.
Neden acaba?
Cevabı gayet basittir.
Milletin bağrında, duygularında, heyecanında ve ahlakında “onulmaz yara”lar açıldı.
İster “fetöit”lerin algı operasyonunun neticesi deyin ister, alt gelir emeklilerinin ve toplumun hal-u perişanlığına, İslam’da uzaklaşmaya/uzaklaştırılmaya isterseniz başka bir şeye bağlayın fark etmez.
Toplumun gönlünde “onulmaz yara”lar açıldı maalesef.
“El yarası geçer dil ve gönül yarası geçmez” demiş atalarımız.
Evet, gönül yarasının telafisi zordur, gönül yarası neredeyse “onulmaz”dır.
Onulmaz yara 1- Şifasız 2- Dermansız 3- Biçare 4- Zebun 5-tedavisizlik 6-devasızlık halidir. Saridir, bulaşıcıdır. Bulaşırsa toplumun emniyetini, heyecanını, güvenini ortadan kaldırır.
Tabiplerin çare bulamadıkları bir haldir.
Maalesef Türkiye’de görülen manzara budur.
Ve.
Bu hal devam ederse “paradan kule” yapanlar, kayak keyfinden vazgeçmeyenler, milletin imkân ve parasını yurt dışında çarçur edenler, yabancılara peşkeş çekenler, dikili ağaçları olmayanlar, sokaklara saldıkları köpeklerine sahip çıkmayan köpekçilerin saltanatı devam edecek.
Bilinmelidir ki milletin bağrında “onulmaz yara”lar açılmıştır.
Acilen bir ilaç bulunmalıdır.
Yaralar kapatılmalı ve tedavi edilmelidir ki, soyguncular, hırsızlar, paradan kule yapanlar, yabancı ellerde kayak keyfi yapanlar, tekne saltanatı yapanlar, felaketler ve cinayetler üzerinde tepinenler gün yüzü görmesin, göremezsin.
“Em” lazım.
Kesin tedaviyi sağlayacak em, ilaç.
Maneviyatımızı ve maddiyatımızı tedavi edecek ilaç.
Çaresizlere çare olacak ilaç.
Az gelirlilere derman olacak gelir.
Topluma huzur sağlayacak şifa.
Dünyada adaleti sağlayacak devalı bir düzen.
Zalimleri kahredecek bir ceza olmalıdır.
Yarayı onulmaz olmaktan çıkaracak, el ve gönül birliğini inşa edecek bir ilaç, tefekkür ve akıl lazımdır.
Ve.
Unutulmamalıdır ki, “onulmaz yara”ların tedavisi Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaktan ve adaleti sağlamaktan geçer.
Ayetlerde;
“Şüphesiz Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adâletle hükmetmenizi emrediyor. Böylece Allah size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkıyla işiten, kemâliyle görendir.” Nisa-58
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adâletle şâhitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz öfke, sakın sizi adâletsiz davranmaya sevk etmesin! Adâletli olun; takvâya en uygunu, en yakışanı budur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdârdır.” Maide-8
“Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın aleyhinde bile olsa, Allah için doğru dürüst şâhidlik yaparak, adâleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şâhidlik yaptığınız kimse zengin de olsa fakir de olsa böyle davranın. Çünkü Allah, ikisine de sizden daha yakındır, hâllerini daha iyi bilir. Şu hâlde, sakın âdil davranmaktan yüz çevirip nefsin arzularına uymayın. Eğer dilinizi eğip büker, gerçeği olduğu gibi söylemekten çekinir veya büsbütün ondan yüz çevirirseniz, başınıza geleceği siz düşünün! Zira Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdârdır.”Nisa-135
Bilinmelidir ki her yerde ve her işte “adalet” onulmaz yaraları ondurur, tedavi eder, çare ve ilaç olur.
Selam ve Sabırla… 11.08.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?