Veysi ERKEN
Vakit Gazetesinin 16.08.2010 tarihinde Halk oylaması ile ilgi çıkan röportajım:
***************************************************
Ülkücü hareket ile Gaziantep Lisesi’ne 1971 yılında kayıt yaptırdığım günlerde tanıştım. Çocukluğumdan beri olan namaz kılma alışkanlığım vesilesiyle aynı temayülde arkadaşlarla tanışma imkanı doğdu. Bu tanışmalar vesilesiyle hafta sonları şehirde kurulu olan ülkücüler teşkilatının sohbet toplantılarına iştirakim söz konusu oldu. Böylece ülkücü hareketin içinde yer almaya başladım.
********************************************
Ülkücü hareketin içinde önemli görevlerde bulunmam nedeniyle pek çok şahsiyetle görev aldım. Ülkü Ocakları Midyat Şube başkanlığı, Ülkücü Köylüler Derneği Genel Sekreterliği( Ülkü-Köy), Ülkücü Memurlar Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyeliği (Ülküm-Bir) ve BBP MKYK üyeliği ve YİK Başkanlığı münasebetiyle pek çok ülküdaş ve gönüldaşla beraber görev yaptım. Hepsini saymam sayfalar dolusu yer tutar.
Lokman Abbasoğlu, Bahattin Ergezer, Turan Güven, Yusuf Okumuş, Hasan Ali Cengiz, Sadettin Baysal ve Merhum Muhsin Yazıcıoğlu beraber görev yaptıklarımın başında gelir.
**********************************************
12 Eylül darbesinin sıkıntılarını ilk günden itibaren hisseden ve yaşayanlardan biriyim. Darbenin akabinde 29 Ekim 1980 tarihinde “başörtüsü” ile törene katılmak isteyen öğrencilerime sahip çıkmam dolayısıyla sıkıntılar başladı. O dönem başlı başına bir dramdır.
***********************************************
Anayasa reformu çalışmalarını önemsiyorum. Hem de çok önemsiyorum. Darbeci zihniyetin tasfiyesine başlangıç olabileceği için bu çalışmalar yerindedir. Bu konudaki temel yaklaşımım “eksik ama evet” biçimindedir.
Yargılanmalar konusu sadece 12 Eylül’cülerle sınırlı düşünülmemeli 28 Şubat’çılar 27 Nisan’cılar ve darbeye hazırlık yapmak isteyenlerin tamamı ile ilgili olmalıdır.
Değişiklikler sadece 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını sağlayacağından değil mağdurların itibarının iadesi için zemin hazırlayabileceği için önemlidir.
Esasında ihtiyacımız olan kısa özlü ve anlaşılır birkaç maddeden oluşan anayasadır. Bu çalışma yeterli olmamakla birlikte özgürlük alanlarını genişleten ve hak arama yollarını çoğaltan bir yaklaşımdır. Bu yönü ile de önemsiyorum.
Bir diğer önemli özelliği halkın iradesine yer vermesidir. Bu yönü ile de desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kısaca öngörülen değişiklikler eksik ve yetersiz olmakla birlikte önemli olup değişiklikler “evet”lerle gerçekleştikten sonra hemen eksikliklerinin giderilmesi için yeni bir halk oylaması yapılmalıdır.
*******************************************************
Anayasa’da yapılmak istenen değişiklik toplumun bütününü ilgilendirdiğinden hiçbir partinin “hayır” kampanyasını yürütmesini doğru bulmuyorum. İlave olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, değişiklik metnini okuyan, analiz eden ve başkasıyla paylaşan taban parti yönetimini kale almamaktadır. Halk bilinçlendikçe “hayır”cılar çözülmektedir.
**************************************************
MHP hangi duruşların ve görüşlerin paralelinde olduğuna bakmak yeterlidir. MHP’nin duruşu ülkücü hareketi temsil etmediğinden partiden büyük kopmalar meydana geldi. Esasında ülkücülerin MHP’den kopuşu yeni değildir. Ülkücüler 12 Eylül darbesinden önce inananların birliği için çağrıda bulunmuşlardır. “Çağrımız İslam’da Dirilişedir” diyen ülkücüler MHP’den kopmuşlardır.
******************************************************
Sadece 12 Eylül’ün sıkıntısını değil, 27 Mayıs, 12 Mart 28 Şubat 27 Nisan ve bunlara ilave olarak adını bilmediğimiz bütün darbelerin, teşebbüslerin, fişlemelerin sıkıntısını çekenler bu değişiklik paketine “evet” demelidir. Ülkemizin insanı darbecilerden ve fişlemecilerden çok çekmiştir, insanların hayatı karartılmıştır. Fişlemelerle gelecekleri engellenmiştir.
Darbe Anayasaları ile oligarşik yapılar oluşturulmuştur. Bütün bu yanlışların azaltılması, haksızlıkların ve hukuksuzlukların ortadan kaldırılması için bir başlangıç olabileceği için değişiklik paketi desteklenmeli ve “evet”ler çoğaltılmalıdır.
*******************************************
Anayasa değişiklik paketi bir partinin malı olamaz. Birkaç parti dışında katkı sağlayan olmadı. Keşke bütün partiler katkı sağlamış olsalardı. Özellikle TBMM’de yer alan muhalefet partileri somut hiç bir teklif getirmediler. Hatta milletin parası ile geçinen partilerin bir kısmı oylamaya dahi katılmadılar.
Her şeye rağmen bu değişiklik paketi bir partinin malı değil, Türkiye’nin ihtiyacıdır. Zaten “hayır”cılar bu yüzden kendilerini ifade etmede zorlanıyorlar.
******************************************
Ülkücü hareketin yönetiminde yer almış ve Gündüz, Muhalif, Gelecek ve Hür Gelecek Gazetelerinde sizlere köşesinde seslenmiş bir arkadaşınız, dostunuz ve kardeşiniz olarak “Eksik ama evet” demenizi bekliyorum. Bütün dostlara, mağdurlara ve zulme direniş gösterenlere son sözüm lütfen değişiklik metnini okuyarak parti yöneticilerinin değil vicdanınızın sesini dinleyiniz. Bilmeliyiz ki, yöneticilerin yanlış yönlendirmeleri ve telkinleri bizleri sorumluluktan kurtarmaz. Hepimiz yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan sorumluyuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?