25 Ocak 2023 Çarşamba

Dini İnanç ve Aile Konusunda Şimdi Samimiyet Testi Zamanı

 Dini İnanç ve Aile Konusunda Şimdi Samimiyet Testi Zamanı

Veysi ERKEN

Evet.

Şimdi samimiyet zamanıdır.

Tasarı Anayasa komisyonundan geçti.

Bilindiği üzere dini inancın gereği örtü/kıyafet serbestliği ve ailenin kısmi de olsa yeniden ihyası için Anayasa’nın 24. Ve 41. Maddelerinde değişiklik yapılması için değişiklik tasarısı hazırlanmış ve Anayasa komisyonunda kabul edilmiştir.

Rabbulalemin Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Mumin-60” diyor. Demek ki, her daim dua etmemiz gerekir ki, Allah kabul etsin.

Tabii ki, dua fiile (eyleme) geçmeyi ifade eder. Eylemsiz dua, dua değil bir lakırdıdır diyebiliriz. Eylem komisyonda başladı ve bitti.

Sıra genel kurulda. Tasarı genel kurulda tam bir ittifakla kabul edilmelidir diye düşünüyorum.

Daha iyi olsun diye önergeler verilebilir.

Bilhassa teklifte imzası olmayan CHP’lilere, HDP’lilere, İYİ partililere sesleniyorum.

Geliniz açıkça desteğinizi ilan ediniz.

Böylece teklif sahiplerinin de samimiyetini test etmiş olursunuz.

Bilhassa Kılıçdaroğlu ve Akşener öncülük etmelidirler.

Helalleşmeden bahsediyorlar ya.

İşte size bir helalleşme fırsatı.

Akşener hani Ömer’in yolunda olduğunu söylüyordu ya. Akşener ve bütün vekilleri Hz. Ömer’in (r.a.) yolunda olduğunu göstermelidir. Yavuz buna öncülük etmelidir.

HDP’lilerden Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Huda Kaya başörtüsü mücadelesini yıllarca yaptılar ya.

Bugün de samimi idilerse samimiyetlerini göstermeliler.

Genel başkanları Mithat Sancar hukukçu bunun gereğini iyi bilir diye düşünüyorum.

Velhasıl.

Kim destekliyor kim karşı çıkıyor belli olsun.

Vekillerin hepsi samimi olarak özgürlük ve aileden yana tavır koymalı.

Bana göre tasarıya vekillerin tamamı kabul oyu vermelidir. Tabii ki bu benim talebimdir.

Zira bu konu parti konusu değildir.

Herkesin konusudur.

İnsan haklarından bahseden herkesin konusudur.

Hakların tahkimi için bütün vekillerin kabul oyu vermesi gerekir.

Geliniz el birliği ve gönül birliği  ile bu tasarıyı bir an önce genel kurulda görüşünüz ve kabul ederek milletin vekili olduğunuzu gösteriniz.

Selam ve Sabırla… 25.01.2023

23 Ocak 2023 Pazartesi

Vehimlerle Çökertmeler- 2001

Vehimlerle Çökertmeler- 2001

Veysi ERKEN

Yarasalar konuşur mu?

Konuşur.

Bizdeki yarasalar ara sıra konuşur. Hem de bülbül gibi. Konuştukları şey bülbül şakırdamasına benzer ara sıra. Hatta doğruları bile söylerler şakırdadıklarında.  Geçenlerde Bilderbergçi  “yarasa” dile geldi ve doğruları yansıtan bir kelam eyledi.

Yurt dışındaki insanımızın tasarruflarının yurt içinde kullanımını sağlayan mekanizmaların gereksiz vehimlerle çökertildiğini dile getirdi bay yarasa.

 “Gereksiz vehimler”

Bu vecizeyi asla unutmayın sevgili gönüldaşlar. Bu vecizenin açılımını her zaman karşılaştığınız yarasalara ve ortaklarına sorunuz.

 “Gereksiz vehimler” nelerdir? Cevabını mutlaka isteyiniz onlardan.

 Evet. Vehimlerle neler çökertilmedi ki?

 Ah yarasaların ve şürekâsının biraz vicdanı ve hissi olabilseydi bunu anlarlardı.

Nafile.

Yarasaların ve adlarına hareket ettikleri tapınakların vicdanları ve duyguları hiç olmadı, olamaz da. Onun için güzel, doğru ve iyi olan her şeyi çökertti yarasalar.

Okullar çökertildi yetmedi.

Öğrenciler çökertildi kanmadılar.

Örtülüler perişan edildi kulakları duymadı.

Fakirlik arttı rakı sofralarından kalkmadılar.

Ve.

Vatana duyulan sevgi ve bağlılık hisleri bitirildi az buldular.

İşte mesele burada bay yarasa.

 Bütün bunlar marifetinizle gerçekleşmedi mi? Söyler misiniz? Piyon olarak kullanılmadınız mı?

Laf etmesini biliyorsan söyler misin?

Beraber olduğun kızıl diktatör ve yardakçılığa soyunan “erkek(!)”lerle gerçekleştirdiğiniz çökertmelerin icmalini çıkarabilir misin?

Söyler misin bay yarasa? En büyük tapınağınız Bilderberg’te mi, yoksa başka yerde mi? Senden önce tapınağa katılan sahte babalarla kızıl diktatörlerin çökertmedeki rolleri nedir? Görevi onlar mı tevdi ettiler. Hangi dönmenin gönlünü fethettiniz bu çökertmelerle söyler misin?

Ya siz “erkekler(!)”!

Bu itiraftan sonra daha ne kadar “erkek(!)”lik taslayacaksınız? Hala kızıl diktatörün başkanlığında yarasalarla beraber vakıfları, kursları ve dahi yeşil(!) sermayeyi çökertmeye devam edecek misiniz?

 Ey yarasa! Sadece ekonomiyi çökertmediniz. Keşke sadece ekonomiyi çökertseydiniz. Ekonomi tamir edilebilirdi.

Siz en büyük çökertmeyi duygularda gerçekleştirdiniz. Duyguları çökerttiniz.

 Duygu çökmesinin ne olduğunu bilir misin bay yarasa?

Bilemezsin. Çünkü çöken duyguların tamiri imkânsız derecede zor da ondan bilemezsin.

İnsanların yüzde doksanına yakını ülkeyi terk etmek istiyor sizin yüzünüzden. Kızıl diktatörün pençesinden kurtulmanın yolunu arıyor. İşte en büyük çökertme.

İşte erkeklerle el ele verip gerçekleştirdiğiniz eseriniz. 

 Tapınakçılara yaptığınız gönüllü köleliğiniz ve çökertmelerinizle övünebilirsiniz bay yarasa.

Ama şunu aklınızdan çıkartmayınız bay yarasa.

Millet elbette şürekâlarınızla birlikte sizi çökertecektir.

O günler yakındır.

Selam ve Sabırla...  28.08.2001

Not: Günümüzün yarasalarını anlama babında tekrar yayınlanmıştır.

 

22 Ocak 2023 Pazar

HDP’nin Adayı İmamoğlu mu?

 HDP’nin Adayı İmamoğlu mu?

Veysi ERKEN

Son bir yıllık gelişmelere ve demeçlere baktığımızda HDP’nin adayının Ekrem İmamoğlu’nun olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zira daha önce HDP’liler Ekrem İmamoğlu’nun adaylığına karşı olmadıklarını ifade etmişlerdi. Zaten belediye seçimlerinde de ortaklıkları vardı.

Bilindiği üzere Ekrem İmamoğlu İngiliz elçisiyle görüşerek konumunu güçlendirdiğini düşünüyor.

Haksız sayılmaz. Karda kışta görüşmüştü zira. Üstelik buna Suudi Arabisten seyahati eklendi. Mekke ve Medine ziyaretleri.

Araya zaman girdi ama ne HDP ne de Meral Akşener bu adaydan yani Ekrem’den vazgeçmedi. Son Saraçhanede yapılan mitingdeki sarılmalar da bu teyit ediyor.

Neyse ki, Pervin buldan 6’lı masaya teklifte bulunarak bunu teyit etmiş oldu. Buldan "Bizim 6’lı Masa lehine adayımızı çekmemiz gerektiği düşünülüyor da 6’lı Masa'nın çekmesi neden düşünülmüyor?" diye konuştu. https://www.f5haber.com/siyaset/buldan-6li-masa-adayini-ceksin-bizim-adayimiza-oy-versinler-6388007 Bu ifade açıkça gösteriyor ki, sizinle işbirliğine hazırız ve biz değil, siz adayınızı çekin demektir.

Tabii ki, doğrudan Ekrem’in adı telaffuz edilmedi ama daha önceki demeçlerinden bu sonuç çıkıyor.

Ekrem’in adaylığını şeksiz şüphesiz destekleyen Meral Diyarbakır’da HDP’ye yeşil ışık yakarak bunu teyit ettiği anlaşılıyor. Haber “Meral Akşener'den Diyarbakır'da HDP'ye yeşil ışık! https://www.haber7.com/siyaset/haber/3295902-meral-aksenerden-diyarbakirda-hdpye-yesil-isikbaşlığıyla verildi.

Bunu teyit eden başka gelişmeler de var. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun da HDP ile temasta olduğu ifade ediliyor. “Dikkat çeken iddia! HDP'nin teklifine Deva ve Gelecek Partisi 'evet' dedi https://www.haber7.com/siyaset/haber/3295901-dikkat-ceken-iddia-hdpnin-teklifine-deva-ve-gelecek-partisi-evet-dedi

Evet.

Dikkat çekiyor bütün bu olup bitenler.

Esasında yeni bir şey yok.

Kılıçdaroğlu vasıtasıyla bir artı altılı yuvarlak masa etrafında toplaştırılanlar nereye evirileceklerine kendileri karar vermiyorlar.

Dolayısıyla böyle bir şekillenme garipsenmemelidir.

Görünen manzaraya göre Kılıçdaroğlunun adaylığını Karamollaoğlu destekleyebilir. Gültekin Uysal’ın zaten esamisi okunmuyor.

Bu manzaraya göre HDP; Meral, Ali ve Ahmet tarafından EKREM İmamoğlu’nun aday gösterilme ihtimali yüksektir. Lütfü Savaş’ın ifadesinden hareketle söyleyebiliriz ki, dış güçlerin desteği de alınmış.

Bundan sonra Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken bir şey vardır diye düşünüyorum. Ya Ekrem’e rağmen Temel’in desteği ile adaylığını açıklaması veya ona bu oyunu oynayan Meral ve taifesine karşı Recep Tayyip ERDOĞAN’ı desteklemesidir.

Bana kalırsa adaylığını açıklaması ve Ekrem’e karşı mücadele etmesi en doğru yoldur.

Zaman daralıyor ve Kılıçdaroğlu sıkışıyor. Oyunun içinde oyunların olduğunu yeni fark ediyor herhalde.

Daha önce seçim günü belli olsun adayımızı iki gün içinde açıklarız demişti. Seçim günü açıklandığına göre hemen kendi adaylığını açıklamalıdır.

Yine Meral Akşener’de seçim günü açıklanırsa Pazartesi günü adayımızı açıklarız demişti. Yarın pazartesi olduğuna göre belki yarın HDP ile birlikte Ekrem’in adaylığını açıklar.

Politika için 24 saat çok uzun zamandır diyorlar ya.

Selam ve Sabırla… 22.01.2023

20 Ocak 2023 Cuma

Dini İnanç ve Aile İlgili tasarı hemen Genel Kurula Getirilmelidir

 Dini İnanç ve Aile İlgili tasarı hemen Genel Kurula Getirilmelidir

Veysi ERKEN Dr.

Evet.

Tasarı Anayasa komisyonunda görüşülmeye başlandı.

Bilindiği üzere dini inancın serbestliği ve ailenin kısmi de olsa yeniden ihyası için Anayasa’nın 24. Ve 41. Maddelerinde değişiklik yapılması için değişiklik tasarısı hazırlanmış ve Anayasa komisyonunda görüşülmeye başlanmıştır.

Rabbulalemin Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Mumin-60” diyor. Demek ki, her daim dua etmemiz gerekir ki, Allah kabul etsin.

Tabii ki, dua fiile (eyleme) geçmeyi ifade eder. Eylemsiz dua, dua değil bir lakırdıdır diyebiliriz. Eylem komisyonda başladı, görüşmeler hızlı bir şekilde tamamlanmalı ve tasarı genel kurula sunularak bir an önce kanunlaştırılmalıdır.

Kim destekliyor kim karşı çıkıyor belli olsun.

Bana göre tasarı vekillerin tamamı kabul oyu vermelidir. Tabii ki bu benim talebimdir.

Bu konuya parti konusu değildir.

Herkesin konusudur.

İnsan haklarından bahseden herkesin konusudur.

Hakların tahkimi için vekillerin kabul oyu vermesi gerekir.

Geliniz el birliği ile bu tasarıyı bir an önce genel kurulda görüşünüz ve kabul ederek milletin vekili olduğunuzu gösteriniz.

Selam ve Sabırla… 20.01.2023

Meral ve Kemal İkisi de Aday Olsun

 Meral ve Kemal İkisi de Aday Olsun

Veysi ERKEN

Seçim tarihi açıklandı.

Bilindiği üzere CHP’li Lütfü Savaş adayımızı iç ve dış güç odakları belirleyecek demişti. Anlaşılan masayı kurduranlar aday üzerinde ittifak kuramamışlar. İttifak edileceği de meçhul.

Herkes biliyor ki, CHP ve Meral’in partisinin Amerika, İngiltere ve Almanya’daki arayışları da kâr etmedi.

Daha önce ifade ettim. Bize danışacak olsalardı ben onlara cevval, yaşça tecrübeli, her gün bir ülkeye gidecek kadar sağlıklı bir adayı tavsiye ederdim. Danışmadıkları halde Deniz Baykal’ı onlara tavsiye etmiştim. Bana kalırsa hepsini temsil edebilecek niteliğe sahiptir.

Pek cazip gelmediği ve ses çıkarmadıkları için Rifkin diye birini gündeme taşımalıdırlar diye ilave etmiştim.

Anlaşılan Baykal ve Rifkin’de mutabakat yok.

Bari kendi aralarında bir mutabakat sağlamalılar. Kendileri aday olsunlar

Bana kalırsa en iyi mutabakat ikisinin de aday olması ile sağlanabilir.

Hatta Meral ve Kemal el ele tutuşarak beraberce sahneye çıkmalılar ve birbirlerini tebrik etmeliler.

Herkes biliyor ki, Meral ve Kemal biz ayrılamayız diyorlar. Ayrılamayacaklarına göre ikisi de aday olmalıdır.

Bence toplandığınız masanın elemanları adaylığınıza itiraz etmez.

Böylece bir yıllık emeğiniz zayi olmaz.

Hatta kalan dörtlüğü de yardımcı diye açıklarsınız böylece vekillik için aday olmazlar. Bilindiği üzere mevcut sistemde yardımcılığı atananlar vekillikten istifa etmiş olur. Bunun önüne geçmek için dörtlünün de konumu belirlenmiş olur.

Geç kalmayınız.

Haydi,  Meral ve Kemal.

Sahneye beraber çıkınız ve adaylığınızı açıklayınız.

Fazla bir şey beklemiyoruz.

Selam ve Sabırla…20.01.2023

19 Ocak 2023 Perşembe

Biyonik Göz

 Biyonik Göz

Veysi ERKEN

“Görmüyor musun ki, Allah yeryüzündekileri ve O’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! Kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da O’dur. Şüphesiz Allah insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.

Size hayat veren, sonra sizi öldürecek ve sonra sizi diriltecek olan da O’dur. İnsan gerçekten pek nankördür. Hac-65-66”

Rabbulalemin yeryüzündekilerini hizmetinize verdim diyor.

Dolayısıyla insanoğlu yeryüzündekilerini adaletli bir şekilde okuma, anlama, inşa ve ihya etmeye çalışmalıdır. Tabii ki zalim ve nankör olanlar şeytanın adımlarını takip ediyor ve insanı imhaya çalışıyor.

Bu anlamda Türkiye’de insanı ihya ve inşa edecek güzel gelişmeler oluyor. Teknolojik alanda, yapay zekâ konusunda insanın hizmetine sunulacak güzel aletler icat ediliyor.

Dün okuduğum bir konu beni “Biyonik Göz” hakkında yazmama vesile oldu. Haber şu idi. “İşitme cihazı üreticisi bir firmanın TÜBİTAK'ın desteğiyle geliştirdiği "Transducers in the ear (Tie)" adlı ürünün tanıtımı Beyoğlu'ndaki bir otelde yapıldı. https://www.star.com.tr/teknoloji/50-ulke-siraya-girdi-yerli-ve-milli-olarak-uretilen-transducers-in-the-ear-tanitildi-haber-1762285/

Bu insan için güzel gelişmedir. İşitme ve görme en önemli duyuların başında gelir. İşitme cihazlar mutlaka geliştirilmeli ve ucuzlatılmalıdır. Türkiye dünyada bir numara olmalı ve insanlığa merhametle yaklaşabilmelidir.

Aynı hassasiyet “GÖZ” için olmalıdır. Bu anlamda “Biyonik Göz” konusunda AR-GE çalışmaları hızlandırılmalı ve ucuz bir şekilde insanın istifadesine sunulmalıdır. Bilindiği üzere “solunum cihazı” 14 günde üretilmişti.

Biyonik göz konusunda şu iki haberden hareketle değerlendirmeyi yapayım.

Bilimsel Olarak Onay Almış Olan Biyonik Göz (Argus II), Ülkemizde Kulllanılma Aşamasına Geldi http://gozhastaliklari.medicine.ankara.edu.tr/halk-arasinda-tavuk-karasi-veya-gece-korlugu-olarak-adlandirilan-retinitis-pigmentosa-hastaligi-cok-degisik-genetik-gecis-ozellikleri-gosteren-retinanin-dis-tabakalarini-fotoreseptorler-ve-retina-p/

Sinyaller kullanıcının retinasının arkasına yerleştirilen ve ışığa duyarlı bir hücre tabakasından oluşan implanta kablosuz iletiliyor. Daha sonra daha sonra optik sinir tarafından işleniyor ve beyne gönderiliyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünya genelinde en az 2,2 milyar kişi, ciddiyeti hafif düzeyden tamamen körlüğe kadar değişen görme bozukluklarından mustarip. Görme bozukluklarının tedavisi için biyonik göz sistemlerinin kullanılması ise henüz emekleme aşamasındaki bir endüstri. Ancak uzmanlar, Phoenix 99 gibi biyonik gözlerin birkaç yıl içinde olağan hale gelebileceğine inanıyor. Yine Avustralya merkezli Second Sight ve Monash Vision Group da dâhil olmak üzere benzer biyonik göz sistemleri üzerinde çalışanbirçok şirket mevcut. Fransa merkezli Pixium Vision da retina implantı tabanlı sistemini insanlarda deniyor. Ancak şu anda bu sistemler çok pahalı. Bazılarının maliyeti 100 bin dolardan fazla. Ayrıca cihazların sağladığı görüş henüz sınırlı düzeyde.

New Jersey'de yaşayan göz doktoru Diane Hilal-Campo, "Teknolojinin bu implantları alacak kadar şanslı hastaların hayatlarını değiştirdiğinden şüphem yok" diyor: https://www.indyturk.com/node/472641/sa%C4%9Flik/koyunlara-biyonik-g%C3%B6z-tak%C4%B1ld%C4%B1

Bu haberlerden hareketle diyorum ki, teknoloji ve yapay zekâ konusunda faaliyet gösteren şirketlerimiz “Biyonik Göz” konusunda teşvik edilmelidir. Aselsan, Havelsan, Baykar ve isimlerini sayamadığımız pek çok şirketimiz bu alana da yönelmelidir.

Bu tür araştırmalara ve yatırımlara yönelenler teşvik edilmelidir.

Türkiye hem kendi insanına hem de bütün insanlara azami fayda sağlayacak bu yatırımlara yönelmeli ve “küresel” bir güç olarak hizmet sunabilmelidir.

Bu alanlarda hem söz hem karar Türkiye’nin olmalıdır.

Selam ve Sabırla…19.01.2023

“İngiliz Doğu Hindistan Şirketi”* ve Şirketlerimize Yapılan Saldırılar

 “İngiliz Doğu Hindistan Şirketi”* ve Şirketlerimize Yapılan Saldırılar

Veysi ERKEN

Okumak gerek. Öğrenmek için okumak gerekir. İlk emir. Yaradan’ın ismiyle okudur. Tabii ki hayatı, etrafı ve yaratılışı anlamak için.

Bu anlamda okuduğum kitaplardan biri de “İngiliz Doğu Hindistan Şirketi” isimli çalışmadır.

Güzel bir çalışma.

Siyonist haçlı zihniyetinin iç yüzünü ortaya koyan bir çalışma.

Haçlı seferlerinin deniz yoluna kayması ve Afrika ile Asya kıtalarının istilasını anlatan bir çalışma.

İspanya’dan, Portekiz’den, İngiltere’den, Fransa’dan kısaca haçlı zihniyetinin hem güney Amerika'yı hem de Afrika ve Asya’yı yağmalama, katletme ve sömürme tarzını anlatan bir çalışma.

Aynı zihniyet günümüzün dünyasında da devam ediyor.

Hindistan denilen bölgenin şirket marifetiyle yağmalanmasının hikâyesi anlatılır kitapta.

Sömürü için insanların nasıl katledildiği, ellerinin kesildiği, nüfusunun afyonla nasıl zehirlendiğini, üretimlerinin nasıl çalındığının ortaya konulduğu bir çalışmadır İngiliz Doğu Hindistan Şirketi.

Kitapta en çok dikkatimi çeken hususlardan biri de “yerli görünümlü” uşakların edinilme sürecini anlatan kısımlardır.

Satın alınan ve köleleştirilenlerin eliyle kitlelerin ve ekonominin nasıl imha edildiğinin anlatımını okumak gerek.

Zira bugünün dünyasında da aynı oyun oynanıyor. Haçlı zihniyeti devşirdiği elemanlarıyla ülkelerin ve bilhassa ülkemizin gelişmesini durdurma ve ülkemizi imha peşindedir. Bu gerçeği kavramak için “çok ağızlı maşa”yı incelemek veya Soros’un, Rubin’in, boltonun, biden’in demeçlerini okumak yeterlidir.

“İngiliz Doğu Hindistan şirketi”nin sömürme, imha etme ve köleleştirme yöntemleri günümüzde de devam ettiriliyor. Uyanan ülkeleri ve liderleri imha etmeye çalışılıyor.

Türkiye’den birkaç örnek verelim. “Türkiye’deki mürettebatsız hava araçlarının önüne nasıl set çekildiğini ortaya çıkarıyor. Milli Savunma Bakanlığı ile Elektrik Elektronik Sistemleri Sanayii ve Ticaret A.Ş. (EES) arasında 1998 yılında imzalanan sözleşme ile İHA araştırma ve üretiminin gerçekleştirilmesi için tarihi bir adım atıldığı, ancak tuhaf gerekçelerle bu hamlenin sümenaltı edildiği öğrenildi. AVANS BULAMADIK, PROJE İPTAL! Türkiye’nin insansız hava aracı piyasasına erken dönemde girmesini sağlayabilecek 29 Temmuz 1998 tarihli “Uzun Mevzili İHA Sistemi prototipinin yurt içinde geliştirilmesi” projesinin uzun süre akim bırakıldığı, daha sonra “avans için gerekli kaynak bulunamadığı” gerekçesiyle rafa kaldırıldığı tespit edildi. https://www.haber7.com/guncel/haber/3295003-25-yil-once-siha-projesine-boyle-dokunmuslar-yok-edilen-proje-tbmm-arsivinden-cikti

Bir örnek de cep telefonları ile ilgili olsun. 1994’te aselsan’ın ürettiği cep telefonu projesi engellendi. https://www.youtube.com/watch?v=7NE9zs-jIF0 Yetmedi Raks firmasının cep telefonu imalatı da engellendi. https://www.haberturk.com/ekonomi/teknoloji/haber/247-raks-urettigi-cep-telefonlarini-sergiledi

Demek ki, Siyonist haçlı oyunu dün olduğu gibi bugün de devam ediyor. Dün Amerika’yı, Afrika’yı, Asya’yı sömüren, ekonomisini imha eden ve insanını katleden zihniyet bu yöntemlerini zamanımızda da bütün dünyada sürdürüyor. “Dünyayı ve yüzde beşini istiyor. https://dunyalilar.org/dunyayi-ve-yuzde-5ini-istiyorum.html/

Umarım ki ülkemiz uyanır ve bütün dünyayı uyandırır. Belirtileri vardır. “Dünya beşten büyüktür” ve “one minute” bunun işaretleridir.

Türkiye küresel yatırımlarını engellemeye çalışan Siyonist haçlı zihniyetini ve içerideki piyonlarını yok edecektir inşallah.

Sadece savunma sanayide değil, bütün alanlarda dünyada adaleti, paylaşmayı, dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlayacak bir düzeni ihya ve inşa edecektir biiznillah.

Engellenmeye çalışılan bütün yatırımlar ve Kanal İstanbul’un yapımı bitirilecektir inşallah.

İngiliz Doğu Hindistan Şirketi isimli çalışmayı ve benzerlerini hakikatleri anlamak için okumak gerek. Geçmişe takılmadan ileriye bakabilmek ve geleceği inşa etmek için okumak gerek.

Geçmişten geleceğe yolculuk yapmak isteyenlere tavsiye ediyorum.

Selam ve Sabırla… 19.01.2023

*İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, Taha İ. Özel, Vadi Yayınları, İstanbul-2021.

18 Ocak 2023 Çarşamba

 Dini İnanç ve Aile Değişiklikleri İçin Fiili Dua Zamanıdır

 Dini İnanç ve Aile Değişiklikleri İçin Fiili Dua Zamanıdır

Veysi ERKEN Dr.

Evet.

Şimdi “fiili dua” zamanıdır.

Bilindiği üzere dini inancın serbestliği ve ailenin kısmi de olsa yeniden ihyası için Anayasa’nın 24. Ve 41. Maddelerinde değişiklik yapılması için değişiklik tasarısı hazırlanmış ve TBMM’ye sunulmuştur.

Rabbulalemin Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Mumin-60” diyor. Demek ki, her daim dua etmemiz gerekir ki, Allah kabul etsin.

Tabii ki, dua fiile (eyleme) geçmeyi ifade eder. Eylemsiz dua, dua değil bir lakırdıdır diyebiliriz. Eylem dua ilişkisi ile ilgili bir yazı paylaşıldı. Anlamlı buldum. Beraber değerlendirelim. “Kurak geçen bir yaz mevsiminde cemaat Cuma namazını kıldıktan sonra Camii imamı ile beraber kurumaya yüz tutmuş mahsulleri kurtarma ümidiyle bozkıra yağmur duasına çıkar...

Hacet namazları kılınır, dualar edilir, kurbanlar kesilir ama gökyüzünden tek damla yağmur düşmez yeryüzüne!...

Cemaat boynu bükük tekrar kasabaya geri döner, aradan bir kaç gün geçer ve bir Allah dostlarından birinin yolu kasabaya düşer...

Kasaba halkı Allah dostunun kasabaya gelişini fırsata çevirmek ister. 

Yanına gelerek kendileri için yağmur duasına çıkmasını söyler, ancak bu velî yağmur duası yerine kasabayı beraber gezmeyi önerir halka...

Birlikte sokakları ve evleri dolaşmaya başlarlar...

3-5 evi dolaştıktan sonra damı çökük kapısı kırık bir eve rastlarlar, velî kapıdan içeri doğru seslenip hane halkını dışarıya çağırır...

İçerden orta yaşlarda üzerindeki kiyafetleri yamalıklı bir kadın ve iki kız çocuğu çıkar... Allah dostu hâl hatır sorduktan sonra evin beyinin kalp krizi geçirip erken yaşta öldüğünü ve kadının da iki yetim kızıyla yalnız başına kaldığını öğrenir...

Allah dostu kadın ile hasbihal ettikten sonra küçük kızlara kendisinden istekleri olup olmadığını sorunca; kızlardan birisi çatıları için kiremit diğeri de kendisi için yeni bir ayakkabı ister...

Allah dostu hemen yanındaki cemaate evin damı için kiremit ve diğer kız için ayakkabı alınmasını buyurur...

Kiremitler ve ayakkabılar geldikten sonra Allah dostu küçük kızlara "En çok ne için dua edersiniz, söyleyin bakalım dedenize" diye sorar!...

Kızlardan birisi, 

"Yağmur yağdığında damımız eski olduğu için evimiz ıslanmasın diye Allah'tan yağmur yağdırmamasını isterim hep" der!...

Diğer kız ise, 

"Ben de eski ayakkabım delik, ayaklarım yağmurlu havalarda ıslanıyor diye Allah'tan yağmur yağdırmamasını istiyorum hep" diye cevap verir...

Allah dostu bu sözlerden sonra yanındaki cemaate dönerek, 

"Sadece Allah'ın kudretinde olan bir duayı etmeden önce; 

kendi kudretinizle birinin duasını yerine getirmediğiniz sürece duanız kabul olmaz eyy cemaat" diyerek meseleyi özetler..."

Hem kimbilir belkide duanız; 

başka bir kulun duasını aşamıyordur...

Hadi söyleyin bakalım? 

En son ne zaman bir müşküle Hâl-Hatır sorup, bir ihtiyacını giderdiniz ?” der.

Evet, yazıda ifade edildiği gibi, değişikliğin gerçekleşmesi için fiili duaya ihtiyacımız vardır.

Haydi, hep birlikte tasarının el birliği ve tam oyla kabulü için fiili duaya, vekilleri uyarmaya ve uyandırmaya.

Bilinmelidir ki, bu tasarı bir partinin meselesi değildir.

Türkiye’deki herkesin meselesidir.

Türkiye’deki insanları rahatlatacak ve aileyi bir nebze de olsa kurtaracak bir tasarıdır.

Şimdi fiili dua zamanıdır.

Şimdi hepimizin elini dua için açmaya ve fiili olarak harekete geçme zamanıdır.

Selam ve Sabırla…18.01.2023

Türkiye’de Ehli Hakk’tan Yana Olanlar ve Düşman safında Yer Alanlar

 Türkiye’de Ehli Hakk’tan Yana Olanlar ve Düşman safında Yer Alanlar

Veysi ERKEN Dr.

Türkiye’de fitne fücur kazanları daim olarak harlanıyor.

Türkiye’de ”muhalefet” diye yutturulmaya çalışılan “Türkiye’ye muhalefet” olan bütün fasıklar, facırlar, münafıklar ve kâfirler cem edilmiş. Bir araya getirilmiş tek ayaklı masalar etrafında birbirlerine zamkla yapıştırılmış.

Bunların Türkiye’ye muhalefet olduklarını nasıl anlıyoruz.

 Gayet kolay.

Hani İmam-ı Şafi'ye atfedilen bir cevap var ya işte o mantıktan hareketle anlıyoruz fasık ve münafık tıynetlileri.

İmam-ı Şafi'ye sordular: “Fitne zamanı hakkı tutanları (ehl-i hakk) nasıl anlarız?” Dedi ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür."

İşte bunları bu şekilde anlıyoruz.

Bunlar oklarını, tanklarını, ekonomik ve kültürel yıkım ekiplerini Türkiye’ye yönelten “Bolton”lar, “Soros”lar, “Biden”ler, İsveç’ten, Almanya’dan, İngiliz’den velhasıl bütün Siyonist haçlı dünyasının safında yer tutuyorlar.

Aynı onlar gibi İHA’lara, SİHA’lara, tanklara, Yollara, Köprülere, Kanal İstanbu’a, her türlü ilmi, fikri ve harsî gelişmelere ve iyileşmelere karşı yöneltiyorlar.

Türkiye’ye muhalefet olup muhalefet diye yutturulmak istenen ekibin bir tek derdi ve gayesi vardır.

Erdoğan gitsin, Türkiye zayıflasın. Hatta mümkünse tarihten silinsin.

Bütün eylem ve söylemleri bunun üzerine kurgulanmıştır.

Esasında bunların söylem ve eylemlerini kendileri değil, sahipleri tarafından kurgulanıyor. Başrolde Siyonist haçlı zihniyetinin aparatı olan fetöizm dininin müntesipleri gelmektedir.

Bilindiği üzere fetöistler Siyonist haçlı zihniyetinin oluşturduğu gayrı Müslim bir taifedir. Hem maddi hem de manevi anlamda katiller sürüsüdür.

İşte Sorosların, Bidenlerin, Boltonların, Rubinlerin ve dahi tüm haçlı ittifakının elemanları oklarını Erdoğan ve Türkiye’ye yönetmişlerdir.

Buradan anlıyoruz ki, Erdoğan ve etrafında kümelenenler “Ehl-i hakk”a karşı olanlar düşman safında olanlardır.

Bilindiği üzere Cumhur ittifakı 2018 yılında bir bildirge yayınladı. Bildirgede açık bir şekilde “İlayı Kelimetullah” için bir nizamın tesisi hedeflendi. Bu ifade bile Sorosların, Boltonların, Bidenlerin, İngilizleri, Rubinlerin, fetöistleri, Haşhaşilerin saldırmaları için yetti. Türkiye düşmanı olanlar bu yüzden cem edildi. Türkiye düşmanları bunun için İhalara, sihalara, teknolojik gelişmelere saldırıyor, İstanbul sözleşmesini tekrar yürürlüğe koyacağız diye tepiniyor.

Bu ihanet şebekesini anlamak için 2018 yayınlanan bildirgede geçen bazı ifadeleri hatırlamakta fayda vardır: “Cumhur İttifakı'yla da millî bekayı esas alan "ahlâkî ve siyasî uzlaşma" ile somutlaşmıştır. "Cumhur İttifakı" sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir.”… “Cumhur İttifakı, Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslar arası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır. Bu kararlılık ve işbirliği ile ittifakımız Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ’la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.”… “Türkiye’yi hedef alan sistematik saldırılara karşı güçlü bir cevabın verileceği, diğer taraftan da ülkemizin ayağındaki prangaları söküp atarak, bu saldırıları kalıcı olarak bertaraf edecek ve Türkiye’yi parlak bir istikbale taşıyacak yeni hükümet sisteminin tam olarak yürürlüğe girecek seçimlerdir.” https://www.milliyet.com.tr/siyaset/cumhur-ittifaki-protokolu-nun-tam-metni-2662293

Evet.

Düşmanın oklarını takip ederek ehl-i hakk olanı ve olmayanı anlıyoruz. Bilinmelidir ki, İstanbul sözleşmesi yaşatır diyen, İhalara, sihalara, tanklara, her türlü yatırıma karşı çıkanlar düşmanın birer oku, piyonu, maşası ve uşağıdır. Süleyman Soylunun ifadesiyle bunlar “İnsansız hava araçları Türkiye’nin terörle mücadele tarihini değiştirdi. Hele Bayraktar İHA, dünyanın önünde selam durduğu oyun değiştirici bir mucizedir. Saldıranlar, ya ajandır, ya haindir, ya embesildir… Ordumuza kimyasal silah iftirası atan bir kişiye ‘Geçmiş olsun’ diyebilen, bu sıfatların hepsini üzerinde taşır. Amerika’nın çocukları, çaresiz zübükler” https://www.youtube.com/watch?v=vdB4FyVo-Fc

Şimdi “ehl-i Hakk”tan yana olmak zamanıdır.

Olmayanları safı bellidir. O saf Siyonist haçlı zihniyetinin oluşturduğu düşman saftır.

Selam ve Sabırla… 18.01.2023

17 Ocak 2023 Salı

 Dini İnanç ve Aile Düzenlemesine Karşı Çıkanlar Ya Hain Ya Ajan

 Dini İnanç ve Aile Düzenlemesine Karşı Çıkanlar Ya Hain Ya Ajan

Veysi ERKEN

Geçenlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İHA ve SİHALARA karşı çıkanlara “Hele Bayraktar İHA, dünyanın önünde selam durduğu oyun değiştirici bir mucizedir. Saldıranlar, ya ajandır, ya haindir, ya embesildir… Ordumuza kimyasal silah iftirası atan bir kişiye ‘Geçmiş olsun’ diyebilen, bu sıfatların hepsini üzerinde taşır. Amerika’nın çocukları, çaresiz zübükler.” https://www.ngazete.com/soylu-ya-ajandir-ya-haindir-ya-embesildir-148475h.htm demişti.

Bu ifadeler ve nitelendirmeler doğrudur.

Aynen katılıyorum.

Bir farkla.

Sadece İHA ve SİHA’lara karşı çıkanlar değil her türlü büyük projeye ve kültürel yozlaşmayı azaltacak düzenlemeye karşı çıkanlar da aynı niteliktedirler. Mustafa Kemal bu türler için “iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.” Demiştir.

İktidar denilirken akla güç sahipleri gelir. Her parti, dernek, vakıf, sendika, sanayici, tüccar vs. kılıkta olabilir.

Bunlar ihanet içinde olabilirler.

Ki bugün haçlı zihniyetinin organize ettiği bu tür ihanet ve ajan şebekeleri yapılar ve kişiler mevcuttur.

Buradan şunu açık bir şekilde ifade edebiliriz ki, Türkiye’nin yeryüzünde güç ve kudret sahibi olmasına katkı sağlayacak her projeye veya kültürel düzenlemeye karşı çıkanlar hain, ajan ve enbesil sınıfına girer.

Bilindiği üzere Anayasa’nın 24. Ve 41 maddelerinde değişiklik gündeme getirildi. Bu değişiklik ülkemizdeki kültürel yozlaşmayı azaltacak evsaftadır.

Elbette tam bir düzenleme olmayabilir.

Ama açıktır ki, mevcut durumdan daha iyidir.

Bu düzenlemeye ancak İHA, SİHA gibi Türkiye’nin gücüne güç kazandıran projelere karşı çıkan hainler ve ajanlar gibi olanlar karşı çıkar.

Anayasa değişikliğini meclise sunanların yapması gereken işlem şudur.

Tasarı hemen komisyonlarda görüşülmesini ve genel kurula gelmesini sağlamadır.

Böylece kimin tasarıya karşı olduğu kimin bu ülkenin sevdalısı olduğu anlaşılmış olur. Bilinmelidir ki, bu tasarı bir parti konusu değildir. Milletin tamamını ilgilendiriyor. Hatta belki başka ülkelere de örnek olacak ve sıkıntılar hafifleyecek.

Herkes bu tasarıyı;

Amasız,

Fakatsız,

Lakinsiz,

Ancaksız vs. desteklemelidir.

Bu tasarı hemen, hiç vakit kaybetmeden yasalaştırılmalı ve yürürlüğe girmelidir ki, aile düzenimiz ve dini inancını özgürce yaşamak isteyenler bir nebze de olsa düzelsin ve rahatlasın.

Görelim kim Süleyman Soylu’nun tavsifine giriyor, kim girmiyor.

Kim millet sevdalısı, kim millet düşmanı.

Hemen şimdi.

Selam ve Sabırla… 17.01.2023

16 Ocak 2023 Pazartesi

 Yuvarlak Masanın Adayı Rifkin mi?

 Yuvarlak Masanın Adayı Rifkin mi?

Veysi ERKEN

Daha önce aldığım haberlere göre 1 artı altılı masa adayını Haziran ayında açıklayacağı yönünde idi. Bunu yazmıştım.  Akabinde Deniz Baykal’ın aday gösterilmesini tavsiye etmiştim.

Bu tavsiyeme yuvarlak cevap arıyorlarmış.

Zira Deniz Baykal çok cevval, hareketli ve tecrübeli imiş. Ayak uyduramayacaklarmış. Ne de olsa her biri imza ve yetki sahibi olacakmış. Aksi takdirde kriz çıkacakmış

İbre Rifkin’e dönmüş. Jeremy Rifkin

Jeremy Rifkin kim diye merak ettim. Meğerse Amerikalı imiş. https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/jeremy-rifkin-kimdir-nereli-2008624. Bence yakışır. Nede olsa CHP ve Meralin partisi dışarıda arayışlara girmişti. Hatta aylar önce CHP’liler itiraf etmişlerdi. Adayımızı biz belirlemeyeceğiz diye.

Bilindiği üzere CHP’li Lütfü Savaş adayımızı iç ve dış güç odakları belirleyecek demişti. Anlaşılan masayı kurduranlar aday üzerinde ittifak kuramamışlar ve Haziran’ı beklemeden Jeremy Rifkin’i aday göstereceklermiş.

Aday iç ve dış odaklar tarafından belirleneceğine göre nitelikleri de bellidir. Soros’nun ifadesiyle Türkiye’yi durduracak, Biden’in emri gereğince Türkiye muhalifi olacak, Waşington Post’un ifadesiyle batılı adamların uykularını kaçırmayacak bir aday arandığına göre Jeremy Rifkin tam bu niteliklere sahip. Yakışır yuvarlak masa etrafında toplananlara.

Esasında 1 artı masadakilerin hepsi bu bağlamda aday olabilir ama herhalde dışarıdakilerin mutabakatı yok.

Yedi aday ile çıkılması uygun bulunmuyor anlaşılan.

Koordinatör mü dersiniz, koç mu dersiniz bilmem ama bir elemana ihtiyaç var ve bu da Baykal yerine rifkin olabilir.

Kılıçdaroğluna itiraz edenler her halde Rifkin’e itiraz etmezler. Kanaatime göre masadakilerin hiç biri rifkin’in adaylığına itiraz etmez, edemez.

Dış odakların desteğini alabilecek biri. Hepsinin büyüğü sayılır.

Zaten yaşça da hepsinden büyüktür,  1945 doğumlu olduğuna göre epey tecrübesi vardır. Zaten başka yerlerde de danışmanlık yapmış

Yuvarlak masanın etrafında toplaştırılanlara diyorum. Geliniz adayınızı açıklayınız ve adayımız Rifkin’dir değiniz. Bence size yakışır.

Kısaca etrafında toplandığınız yuvarlak yemek masasının en iyi adayı olur Deniz Baykal olmazsa Rifkin olur.

Geç kalmayınız.

Selam ve Sabırla…16.01.2023