Satılmış Gazeteciler ve Akademisyenler
Veysi
ERKEN Dr.
Gazeteciler, Akademisyenler, sanatçılar,
sanayiciler içinde satılmışlar, fonlananlar ve bir kemik peşinde koşanlar epey
çoktur. Şimdi bunlara sosyal medya elemanları da youtuber, trol olarak eklemlendirilmiştir.
Her dönemde bilhassa seçimlerin öncesinde
veya Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğüne katkı sağlayacak projeler gündeme
geldiğinde “satılmış” gazeteciler
hemen havlamaya başlıyorlar.
Daha doğrusu sahiplerinin emirleri ve yönlendirmeleri
doğrultusunda havlıyorlar.
Gazze’de
sürdürülen
katliam, soykırım, vahşet, işgal ve tehcir karşısında ama bunu HAMAS başlattı
diyecek kadar alçalan gazeteci veya başka kılıklı itlerin havlamalarını duymayan
yok.
Özellikle milliyetçi, halkçı, liberal veya
magazinci kılığına büründürülmüşler kuduzlaşmışlar gibi kesintisiz bir şekilde
havlamaya devam ediyorlar.
Seçim döneminde bilhassa fakirlik edebiyatı
üzerinde tepinmeye ve havlamaya devam ediyorlar.
Satılmış
gazetecilere soruyorum ve diyorum ki, yahu 2023 yılında bir milyon civarında
yeni otomobil satıldı. Bunları kim aldı. Sahipleriniz mi bunların parasını
verdi.
Veya 70
kuruşluk ekmeği 650 kuruşa, şehir içi ulaşımda 2,5 liralık otobüs biletinin
fiyatını 15 liraya çıkaran, her ay suya zam yapanı, namus ve şeref sözlü
verdiği halde işçilerin görevine son verenleri neden görmüyorsunuz dediğimizde
hemen kuyrukların üzerine çöküp duymazlıktan geliyorlar.
Evet.
Bilinmelidir ki, ülkemizdeki gazeteci,
yorumcu, akademisyenlerin çoğu satılık olup, fiyatları farklıdır.
Bir kısmı 50-60 yıl öncesinden satılmış ve
mesleğin pirleri diye bizlere yutturulmaya ve bunlar vasıtasıyla algılarımızı
kirletmeye devam ediyorlar.
Gazze yanarken milletin
duyarsızlaştırılmasında “satılmış
gazeteciler ve akademisyenler”in payı büyüktür.
2015 yılında yazdığım bir yazıdan iktibasla
meramımı izaha devam ediyim. Sadece son iki ayda ülkemizin medyasını
incelediğimizde “Satılmış Gazeteciler”
kitabından hareketle satılmış “Kalemşorları”,
“yorumcuları”ı ve diğer alanlarda faaliyet gösteren”leri ortaya
koyabilirsiniz.
Bilindiği üzere 7 Haziran 20015 tarihinde bir
seçim yapıldı ve sonuçlar alındı. Bütün yönlendirmelere rağmen AK Parti %40’ın
üzerinde oy aldı.
Satılmış kalemlere hemen harekete geçti.
Toplumun %60’ı AK Partiye karşı teranesini büyük bir vecd ile dillendirmeye
başladı.
Satılmışlara soruyorsunuz. %25 oy alan CHP’ye
toplumun yüzde kaçı karşı tıs yok. %16 oyu alan MHP toplumla ne kadar
bütünleşmiş. Kem küm. Ya HDP ne kadar benimsenmiş. Hık mık.
Umarım ki, AK Parti yöneticileri
Tapınakçıların kalemşorları olan “satılmış
gazeteciler”in oyunlarını bozar. AK Parti dördüncü kez genel seçimlerde en
yüksek “oy”u almış gerçeğini topluma
izah eder ve “Recep Tayyip Erdoğan”ın
şahsında Türkiye’ye kin ve nefret duyan satılmışların oyununu bozar. “Satılmış”ların senaryolarına göre
değil, milletin tercihine göre tavır takınır ve icraat yapar.
Unutulmamalıdır ki, satılmış gazeteciler ve akademisyenler, aldıkları paralar, kendilerine
verilen villalar, ceplerine doldurulan harçlıklar, altlarına tahsis edilen son
model arabalar, zarflar vs. ile yönlendirmeler yapmaktadır.
Satılmış gazetecilerin bir ayağı yurt
dışındadır. Çünkü büyük ağababaları yurt dışındadır.
Satılmış
gazeteciler her şeyi ters yüz etmekte mahirdirler. Yüzü “astar”, astarı “yüz” gösterirler.
Satılmış gazekicilerin hiçbir değeri yoktur. “Değer”leri olmadığı için “fiyat”larına göre bilgiyi çarpıtır.
Türkiye’deki tapınakçı haşhaşi çetesinin
medyasında (Gazete, TV, İnternet Sitesi, Dergi vs.) satılmış gazeteciler mebzul
miktarda mevcuttur. Esasında “satılmış”lar
sadece “medya”da değil, her yerde karşımıza çıkmaktadır. Gazetecilerle birlikte
en tehlikelileri “dervış kılıklı”
avcılardır.
Aziz dostlar özgürlüğünüzü kaybetmek
istemiyorsanız “Satılmış Gazeteciler ve
akademisyenleri”i tanıyınız.
Onları tanımak istiyorsanız hayatlarını
inceleyiniz.
Nerede yaşadıkları, ne ile seyahat ettikleri,
kaç milyon aldıkları merak ediniz, araştırınız.
Unutmayınız ki, “satılık”lar efendilerine sadıktırlar. Efendilerinin emirlerine
göre masum ve mazlum halkı yönlendirirler. Veletlerini yurt dışında
peydahlarlar.
Satılmışların vazifesi “gönüllü kölelik” düzenine zemin hazırlamaktır.”
Gazze’yi, Doğu Türkistan’ı unutturmak ve
Türkiyede’ki gelişimi akamete uğratmaktır.
Oyunlarını “oy”larımızla bozmakla mükellefiz.
Bilinmelidir ki, Ebucehil zihniyetlilerin
peşine takılarak cennete varılmaz.
Ebucehil
zihniyetli gazeteci, parti lideri, akademisyen kılıklı “satılmış”ların algı
operasyonlarını boşa çıkarmak her Müslüman müminin görevidir.
Bilgiyle direnmesek Tapınakçıların satılmış gazetecilerinin
ve akademisyen kılıklıların oyuncağı oluruz.
Haksızlığı kabul etmiş, haksızlığın parçası
oluruz. Hz. Ali’nin (r.a.) “Haksızlık
karşısında susmayın. Haksızlık karşısında susan hem hakkını hem şerefini
kaybeder” sözünü aklımızdan hiç çıkarmayalım.
Çünkü bizler hem hakkımızı hem de şerefimizi
korumakla mükellefiz.
Okuyalım, araştıralım, direnelim,
satılmışların oyununu bozalım ve hak ve şerefimizi koruyalım.
Selam ve Sabırla… 29.01.2024