2 Şubat 2013 Cumartesi

Çeşitlemeler Müzakere mi?



 Çeşitlemeler Müzakere mi?

Veysi ERKEN

Müzakere mi?
            Kemal Burkay devletin 2004 yılında silahlı 500 militanın içeride kalmasını istediği ve buna Apo'nun şaşırdığını itiraf ettiği bir zaman diliminde müzakereler başlamış.
            Bu yetmezmiş gibi başbakan Ergenekon, balyoz, sarıkız, suga, casusluk davalılarının tutuklanmalarından rahatsızlık duymaya başlamış.
            Tuhaf durum.
            Müzakere ve tutuklamalara itiraz beraber düşünüldüğünde sanki üst konumda bir elin müdahalesi görünüyor.
            Ne dersiniz Türk ve Kürt ergenekonunu idare eden yapı devreye girmiş olmasın.
            Bu işe şaşmamak mümkün mü?

Unutulan Vatandaş

            Türkiye’de vergiler hem çeşit olarak hem de miktar olarak fazla imiş. Vatandaşın gelirlerinin yüzde yetmişi vergilere gidiyormuş?
            Ben şahsen verginin olduğuna inanmıyorum. Güzel ülkemde “vergi” değil “”algı” var. Kepçe ile eskavator ile vatandaşın cebine el atıyorlar.
            Tabii ki, bunlar bizi bizden fazla düşünen(!) vekillerimiz ve bürokratların rahatı için. Onlar zaten bizim yerimize maaş alıyorlar, bizim yerimize sosyal tesislerden faydalanıyorlar, bizim yerimize makam araçlarına biniyorlar.
            Kısaca bizim yerimize yaşıyorlar.
            Büyük fedakârlık(!)
            Tevfik Fikret bizi bizden daha çok düşünen(!) bu tiplere “yiyin efendiler yiyin, bu hânı iştiha sizin, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin” tavsiyesinde bulunmuştu bir zamanlar.

            Unutulan Bedelli mi? Halkın çocukları mı?

            Bütün ülkeler profesyonel askerliğe geçtiği halde bizde hala zorunlu askerlikte direnme devam ediyor.
            Bu yetmezmiş gibi zenginlerin veletleri faydalansın diye 30000 TL karşılığında bedelli çıkardılar.
            Beş yüz bine yakın gencimiz istifade edemedi.
            Neden gençlerimiz züğürt.
            Bari yaşı ve parayı düşürün de halkın çocukları da bundan faydalansın. Nasıl olsa sınır güvenliği sivillere devrediliyor ve müzakereler başlatılıyor.

            Toplumda şiddet, fuhuş, intihar artıyor

            Artar tabii. Bundan önceki yazımın başlığı güzel bir tespit idi. Yazımı okuyanlar hatırlarlar. Yazı “Allah’a inanıyorlar, Allah yokmuş gibi yaşıyorlar” başlığı ile çıkmıştır. Bugün insanımızı bunalıma sürükleyen başlığa uygun yaşayışın hâkim olmasıdır. Üzülerek belirtmeliyiz ki, insan ilişkilerinde ve bireysel yaşantımızda “Allah yokmuş gibi yaşama” düşüncesi hâkim durumda.  Kur’anla, sünnetle irtibatımızı kesmişiz. Tabii ki, böyle bir irtibatsızlığın sonucu toplumda şiddetin artması, fuhşun çoğalması, intiharların tavan bulması ve her türlü aldatma (ailede, iş yerlerinde, alışverişlerde, arkadaşlıkta vs.)ların revaçta olması anlamına gelir.
           
            Ustalık Dönemi Halktan Kopuş Dönemi Oldu
            2011 seçimleri sonrası döneme ustalık dönemi deniliyormuş. Şayet bu dönem ustalık dönemi ise vay halimize.  Bu dönem tahlil edildiğinde şunlarla karşılaşıyoruz.
            1-Hak ve özgürlüklerde azalma
            2-Darbeci zihniyetlere teslimiyet
            3-Ücret adaletsizliğinde çoğalma
            4-Toplumsal gelirde düşüş. Kimse beni kişi başına düşen milli gelir palavrasına inandıramaz.
            Netice-i kelâm. Cenabı Allah encamımızı hayr eyleye.

            Selam ve Sabırla…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?