31 Ocak 2018 Çarşamba

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcı Doçentlik Konusunda Yanıltılıyorsunuz



Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcı Doçentlik Konusunda Yanıltılıyorsunuz

Veysi ERKEN

            NOT: Bütün akademisyenler, özellikle Yardımcı Doçentler bu konunun doğruluğunu vekillere iletiniz. Bütün vekiller “işin doğrusu”nu öğrenmeli ve yardımcı doçentlere taşeron işçiler kadar değer vermeli.

            İyi niyetle gündeme getirdiğinizi düşündüğüm “Yardımcı Doçent”lik konusunda maalesef partinizin yetkilileri sizi yanıltıyor.Hatta bazı bürokrat ve vekillerin tavırları pensilvanya şeytanlarına çanak tutma eğiliminde.
            Sayın Cumhurbaşkanı
            Sizin adil davranacağınızı ümit ediyoruz.
            Kanuni düzenlemeler yapılırken “mevcut”tan daha iyisi öngörülmelidir.
            Hele hele müktesep haklar konusunda daha kötüye gidiş asla tasvip edilemez.
            Hukukun genel mantığına aykırıdır.
            Hatta hukukta “Ma kabline şamil olmaz” diye genel bir prensip vardır.
            İhdasından beri sorun olan “Yardımcı Doçent”lik konusu ülkemizde kangrenleşmiş ve ilmi çalışmaların önünde engele dönüşmüştür.
            Bunu iyi niyetle çözmeye çalıştığınızdan şüphe etmiyorum.
            Ama sunulan tasarıya baktığımızda sorunun çözülmesini sağlamak bir yana, bilakis sorunu kördüğüme çevirecek niteliktedir.
            Tasarı bir nevi hak ve adaletin tamamen ortadan kaldırılması tasarısı durumundadır.
            Bunu bir misalle izah edeyim. Mevcut 2547 Sayılık YÖK Kanununun Tanımlar başlığını taşıyan 3. Maddesinin L bendinde öğretim elemanları tasnif edilmiş ve (m) fıkrasında öğretim üyeleri, öğretim görevlilerinden ayrı olarak tanımlanıp üç kademe olarak sıralanmıştır. Yani bu maddeye göre “Yardımcı Doçent”lik öğretim görevliliği değil, öğretim üyeliğidir.
            Kanunun ilgili bölümü aynen şöyledir:
“Tanımlar:
Madde 3–(Değişik: 17/8/1983 -2880/1 md.)
Bu Kanunda geçen kavram ve terimlerin tanımları aşağıda belirtilmiştir.

L) Öğretim Elemanları: Yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, okutmanlar ile öğretim yardımcılarıdır.
m) Öğretim Üyeleri: Yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentlerdir.
(1) Profesör: En yüksek düzeydeki akademik unvana sahip kişidir.
(2) Doçent: Doçentlik sınavını başarmış akademik unvana sahip kişidir.
(3) Yardımcı Doçent: Doktora çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta uzmanlık veya belli sanat dallarında yeterlik belge ve yetkisini kazanmış, ilk kademedeki akademik unvana sahip kişidir.”
            Teklif ile “Öğretim Üyeliği” statüsü gasp edilmektedir.
            Tabii ki, teklifteki fecaat bununla da bitmiyor. Teklif baştan sona kadar sakatlıklarla maluldür.
            Sayın Cumhurbaşkanı,
            Hak ve adaletten ayrılmayacağınızı ve vekillerinize talimat vererek bu mağduriyetin giderilmesini sağlayacağınızı umuyorum.
            Bunu okuyarak ve araştırarak talep ediyorum.
            İşte, Partiniz adına teklifi veren Mustafa Elitaş’ınTBMM Başkanlığına sunduğu tasarısında mevcut “Yardımcı Doçent”lerle ilgili ifade:Teklifin 15 maddesi “ Halihazırda ‘yardımcı doçent’ kadrolarında bulunanların bu Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte başka bir işleme gerek kalmaksızın ‘doktor öğretim görevlisi’ kadrolarına atanmış sayılması düzenlenmektedir”
            Sayın Cumhurbaşkanı
            Bu mu iyileştirme, hak ve adaleti sağlama.
            Bilmelisiniz ki, bu teklif16.01.2018 tarih ve 211 sayı ile TBMM Başkanlığına Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş tarafından verilmiş ve tasarı 17.01.2018 tarih ve 2/2074 esas numara ile Esas komisyon olan Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor komisyonuna havale edilmiştir.
            Sayın Cumhurbaşkanı
            Yükseköğretim personeli ile ilgili düzenlemeler defalarca yapılmıştır.
            Yapılan düzenlemelerin tamamında daha iyisi gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
            Mesela, 1967’de kurulan Devlet Mühendislik ve Mimarlık akademilerine atanan öğretmenlere Prof. Unvanı verilmiştir. Hem de Doktora, Uzmanlık veya Sanatta yeterlik şartı aranmaksızın.
            Yine seksenli ve doksanlı yıllarda benzer uygulamalar yapılmış ve unvan alanların ekseriyeti halen görevdedir.
            Lütfen bu uygulamaları danışmanlarınız araştırsın ve önünüze doğru bilgiler koysun.
            Mevcut teklif bir fecaattir.
            Umarım ki, tasarı alt komisyonlarda özellikle Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda tamamen değiştirilir ve başta ülkemizin tamamına katkı sağlayacak ve akademik camiaya huzur getirecek şekilde düzenlenir.
            Mesela mevcut Yardımcı Doçentlere yayınlarına, hizmet sürelerine bakılarak Doçent ve Profesör unvanı verilir.
            Veya öğretim sürecinin son raddesi olan “Doktor/Uzmanlık/Sanatta Yeterlik” esas alınarak diğer bütün unvanlar da kaldırılır (ordinaryüslük kaldırıldığı gibi).
            Sayın Cumhurbaşkanı,
            Adaletin terazisinden ayrılmayacağınızı, bu konuda gerek danışmanlarınıza gerekse vekillerinize gereken talimatı vermenizi akademik camia adına bekliyoruz.
            Aksi takdirde kangrenleşmiş olan bu konu ile ilgili ülkemin ızdırabı artacaktır.
            Selam ve Sabırla…

Ve Başta Bahçeli Olmak Üzere Bütün Vekillere Çağrı

            Sayın Bahçeli Yardımcı Doçentlerin mağduriyetlerini en iyi bilenlerden birisi olduğunuzu biliyorum.
            Umarım ki, parti olarak bu mağduriyetin hak ve adalet ölçüsünde düzeltilmesi için çaba harcarsınız.
            Tabii ki, çağrı sadece size değil, mecliste yer alan ve vekil kabul ettiğimiz herkesedir.
            Vekillere söyleyeceğimiz şudur.
            Bu konuya vakıf olmayabilirsiniz. Lütfen okuyun ve durumun vehametini fark edin.
            Partiniz, mensubiyetiniz ve aidiyetiniz ne olursa olsun bu konuda sizden adil olmanızı bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?