Ek Parti
Veysi
ERKEN
Biraz
kafa dinlendirmek biraz da memleketin ahval ve şeraitini yakından görmek
babında birkaç vilayeti gezdim.
Genel
anlamda bir seçim havası yok.
Özellikle
Ekmel bey için yorum yapan yok denecek gibi. Gündemlerinde yok. Tabii ki
bahsettiğim manzara Güneydoğu bölgemizde.
Buradaki
halk en çok MHP’nin CHP’ye takılmasını konuşuyor. Halk bundan bir türlü haz
etmiyor.
Hatta
bu iki partinin seçimlerden önce kusurat partileriyle birlikte kendilerini
feshedip Ekmel beye uygun bir parti kurmalarını daha doğru bulmaktadır. Bu
yaklaşım partilerin kendi siyasi duruşları ile ilgili olsa gerek.
Malumu ilan etmeye
gerek yok. İki parti kendi siyasi duruşu
doğrultusunda aday göstermiş diğerleri ise buna cesaret edememişlerdir.
Halk
durumu farklı yorumlayıp Ekmel beyin
dayatıldığından bahsetmekte ve ona göre tavır takınmaktadır. Elbette ki
iletişimin bu kadar hızlandığı ve yaygınlaştığı bir Türkiye’de bu tür yorumlar
anında yankı bulur.
Bu
yorumlara istinaden ben de şahsen aday göstermeyen partilerin kendilerini
feshedip küsurat partileriyle birlikte EKMEL
partisinde toplanmalarını isterim.
Kısaca EK parti de diyebiliriz.
EK parti işe yarar mı?
Onu bilemem.
BEDELLİYİ GÜNDEMLERİNE ALMAYANLAR GÖREVDEN ALINMALI
Bilindiği üzere
BEDELLİ konusu sosyal bir travmadır. Doğrudan doğruya milyona yaklaşan genç
etkilenmiş durumdadır. Bu sayı her gün değil, her dakika artmakta ve iç
huzurumuzu tehdit eder hale dönüşmektedir.
Sorumluluk
sahibi politikacı bigâne kalamaz.
Bigane
kalanlar görevlerinden alınmalıdır diye düşünüyorum.
Özellikle
MSB Bakanı İsmet Yılmaz ve AK Parti
Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun açıklamalarını çok yadırgadım.
Cumhurbaşkanlığına
aday olan Başbakan’ın bu konuya el atmalı ve gündemimizde yok diyen bu politikacıları
görevden almalıdır.
Her
zaman yazıyor ve söylüyorum. Halk için yapılmayan politika zulüm aracına
dönüşür.
Dört
milyona yakın insanın doğrudan veya dolaylı etkilendiği BEDELLİ beklentisi
konusunun çözüme kavuşturulmaması politikanın ve politikacıların halktan
kopukluğunun bir göstergesidir.
Hayatı
sürekli gençlerle olan bir kişi olarak gençlerin dertlerini, sorunlarını dile
getirmek ve BEDELLİ gibi bir sorunlarının çözümüne katkı sağlamaya çalışmak “ahlakî bir görevdir.
Ben
bunu yapmaya çalışıyorum. Gündemimizde yok diyen politikacıların görevlerinden
alınmalarını diliyorum.
Zira
biz halk olarak siyasetin toplum için yapılmasının gerekliliğine inanıyoruz.
Toplum aldatılmadan, konuşmalara hile hurda katılmadan politika yapılmalı ve bütün
alanlarda olduğu gibi BEDELLİ konusunda çözüm üretilmelidir diyoruz.
Artık
yeter. Günler sayılı ve GENÇLİK bedelli ile ilgili düzenleme bekliyor. BEDELLİ’nin
TORBA’ya girmesini bekliyor.
Acilen
gençlerin beklentileri doğrultusunda bir düzenleme yapılmalıdır.
Gençlerin beklentisi Yaş 25 bedel 15 bin.
Benim
beklentimi sorarsanız. Yaş 21 bedel 5 bin.
Siyasetin İçindeki Cumhurbaşkanına Alışınız
Cumhurbaşkanının
siyasetin dışında olmasını dikte etmeye çalışanlar kaybetmeye mahkumdur.
Bugün dün değildir.
Zira adaylardan biri
seçilirsem mevcut yetkilerimi tam kullanacağım, günlük politikanın içinde
olacağım diyor ve toplumda bunun karşılığını buluyor.
Evet, Türkiye eski
Türkiye değildir.
Artık
cumhurbaşkanları koşturacak ve günlük politikanın içinde olacaklardır.
Daha seçim olmadan
halk buna hemen uyum sağladı.
Halk biliyor ki, mevcut
anayasa bu yetkiyi fazlasıyla veriyor. Halk sadece şu maddeyi doğru okuyor ve
yetkinin yeterli olduğunu anlıyor.
İşte halkın doğru
anladığı madde.
Cumhurbaşkanının yürütme ile ilgili
yetkilerinden biri “Gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu'na Başkanlık etmek ya da Bakanlar
Kurulu'nu Başkanlığı altında toplantıya çağırmak” tır.
Madde açık değil mi?
Anlayan için gayet
açık.
Halk zaten bunu
anlıyor ve koşturacak Cumhurbaşkanı istiyor.
Bence bu konumu sadece
Recep Tayyip Erdoğan değil, diğer adaylar da dillendirmeli ve Başbakan adayları
da buna göre kendilerini hazırlamalıdırlar.
Kısaca Türkiye’de
yeni bir dönem başlıyor.
Artık
Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık iç içe olacak.
Belki zorlukları
olacak.
Bu zorlukları aşmanın
en kestirme yolu Başkanlık sistemine geçmektir.
Ama bu düzenleme
yapılıncaya kadar Bütün partiler kendilerini koşturan ve bakanlar kuruluna her
toplantıda başkanlık eden Cumhurbaşkanına alıştırmalılar.
Buna göre konumunu
belirleyemeyen partileri halk yok edecektir.
Bizden söylemesi
Annelere Selam
Diyarbakır’da
direnen annelerin feryatları devam ediyor. Bu feryat huzuru beraberinde
getirecek inşallah.
Ancak annelerin
sitemi var.
Çığlıklarının
duyulmaması.
Bu feryatlar
karşısında politikacıların “LÂL”
kesilmesi.
Anneler feryat
ediyor. Seslerini duyurmaya çalışıyor. Ama duyan yok. Yerli zannedilen medya
gerçekler karşısında sağır ve dilsizdir. Özellikle “kartel” ve “zimmet”
medyası lâllaştı. Bunları anlıyorum. Zira ipleri dışarının elinde.
Ya diğer medya ve
politikacılar.
Onların da iplerini
tutanlar dışarıda mı?
Artık şüphe etmeye
başladım.
Yerli
zannettiklerimiz de yerli değil her halde.
Yerli zannettiklerimize sesleniyorum
Hani siz kayıp
kuzuların bulunmasını istiyordunuz?
Hani analar ağlamasın diyordunuz?
Ne oldu da lâl kesildiniz.
Biliniz ki, millet artık palavralarınıza kanmıyor.
Çözümden yana bir tavrınızın olmadığını biliyor. Kayıp çocuklar sizi ilgilendirmiyor.
Her şeye rağmen eğer hala sizlerde hissiyat, vatan sevgisi, insan sevgisi gibi
niteliklerin kırıntısı varsa kulaklarınızdaki tıkaçları, gözlerinizi örten
perdeleri ortadan kaldırınız ve annelerin feryatlarını duyunuz diyorum.
Duyunuz ki, kayıp olan, kaçırılan veya kendisinden haber alınamayan sabiler
bulunsun, anneler sevinsin ve ülkenin huzuruna katkınız olsun.
Selam
ve Sabırla. 09.07.14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?