Anlamı Tersine Çevirme ve Tahrip Etme*
Veysi ERKEN
İslam coğrafyası tahrip edilirken ülkemizdeki çete uzantıları boş durmuyor. Conilerin ve işbirlikçilerinin katliamlarını meşru ve masum göstermek için televizyon denilen kanalizasyonları, gazete, dergi denilen mülevves kâğıtları vasıtasıyla habire kinlerini kusuyorlar.
Etrafı ve zihinleri kirletiyorlar.
Yıllardır aynı oyun oynanmakta, sadece piyonlar değişmektedir.
Bu melanet tabii ki, sadece Türkiye’de oynanmıyor. Ama coni çetesi biliyor ki, Türkiye’nin insanı zayıflatılır ve köklerinden kopartılırsa İslam coğrafyasını perişan etmek kolaylaşır.
Onun içindir ki, Türkiye’nin yeryüzü coğrafyasındaki Müslümanlarla ilgilenmesi istenmez.
Olayları doğru okumak gerekir.
Bakın çarpıtmaları ve anlamı tersine çevirme eylemini GARAUDY nasıl ortaya koyuyor. “Londra’da bir İsrailli diplomat saldırıya uğrar (bizzat Bayan Thatcher Avam Kamarası’nda saldırganın FKÖ ile alakası bulunmadığını ispat eder.) Bunun adı ‘terörizm’dir. İsrail ordusu Lübnan’ı işgal eder ve orada binlerce kişiyi katleder: Bu harekâtın adı ise ‘Galile’de Barış!’tır.
1 Ocak 1989’da, televizyonda ‘taşlı isyan’ın bilançosunu dinliyorum: Filistinliler arasında (çoğunluğunu çakıl taşları atan çocukların oluşturduğu) 327 kişi ölmüş, İsrail tarafında ise (çoğunluğunu kurşun sıkan askerlerin oluşturduğu) 8 kişi. Aynı gün bir İsrailli bakan demeç veriyor: ‘Filistinliler şiddet hareketlerinden vazgeçmedikleri sürece görüşmeler olmayacaktır’. Acaba ben mi rüya görüyorum? Yoksa bu tenkitçi ruhun uyuşturulmuş olması ortak bir kâbus mu? Anlamsızlığın zaferi!” s.202.
Oynanan oyun aynı.
Irak’ta milyonları katleden canileri alkışlayan, Afganistan’da taş üstünde taş bırakmayan zalimleri masum gösteren, Sudanı bölen gücü kutsayan, Libya’nın servetine konan melunları öven uşaklar İran’ın tahrip edilmesi için zemin hazırlamakla meşguller.
Kartel medyasını ve uşaklarını anlamak mümkün de cemaat medyası ve cemaat insanı denilen medyaya ve insanlara ne oluyor.
Bakıyoruz ve ürperti ile takip ediyoruz ki, onlar da aynı safta.
“Kişi sevdiği ile beraberdir” veya “kişi veli edindiğinin dini üzeredir” gerçeğinden hareketle diyorum ki, acaba onlardan mı oldular.
İnsanımız uyanmalı.
Fasıkların haberlerini tahlil etmeli ki, gerçeği öğrensin.
Yöneticilerimiz artık “uluslar arası toplum” teranelerinden vazgeçmelidir.
Unutulmamalıdır ki, İslam coğrafyasını kan gölüne ve ateş topuna çeviren zihniyet piyonları ve uşakları vasıtasıyla kıvılcımlarını ülkemize sıçratma ile meşgul.
Bu ateş söndürülemezse korkarım ki zayiatın telafisi mümkün olmaz.
Şimdi intibah vakti.
Selam ve Sabırla…
*Roger GARAUDY, İsrail Mitler ve Terör, Türkçesi: Cemal Aydın, Pınar Yayınları, İstanbul 2000, s.204
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?