Ahtapot ve
Kolları
Veysi ERKEN
Sabah uyanınca
gördüğüm dehşetli rüyanın etkisindeydim hala.
Siz hiç rüyanızda ahtapot gördünüz mü?
Gördüyseniz etkisinde kaldınız mı? Ben şahsen dehşetli rüyada bir ahtapot
gördüm ve ondan çok etkilendim. Zira gördüğüm ahtapotun büyüklüğü sözlüklerde
tarifi yapılandan çok fazlaydı. Mukayeseleri bile mümkün değildir. Gördüğüm
rüyayı yorumlayıp bana iletirsiniz diye sizlere aktarmak istiyorum.
Rüya bu ya! Göbeğinde milyonlarca canlının
yaşadığı bir ahtapot. Tıpkı yeryüzü gibi. Canlılar suskun.
Öbek öbek
ayrılmış canlıların yanlarına yaklaşıyorum ve suskunluklarının sebebini anlamak
istiyorum. Hiç kimse cevap vermek istemiyor. Suskunluğun nedenlerini bilmek
istiyorum. Bir canlı korkuyla fısıldayarak konuşmanın büyük tehlike nedeni
olduğunu söylüyor.
Tehlikeyi
öğrenmek istiyorum.
Canlı tehlike ceza
ve işkence demek diyor. Meğerse canlının konuşması ve sözleri ahtapotun (beyin
durumunda olanın) hoşuna gitmiyorsa ahtapot hemen bir kolunu harekete geçiriyor
ve konuşan canlıyı cezalandırıyor. Bu durum göbekte yaşayan bütün canlılar için
geçerliymiş.
Durumu
öğrenince merakım daha da arttı ve beyni tanımaya çalıştım. Beyin müthiş bir
şey. Her şeyin tek yönlendiricisi. Göbekte yaşayanlara hiç benzemiyor. Her şeyi
ile canlılara yabancı. Dönek bir aşiret imiş “beyin”.
Aşiretten
oluşan beyin “dönme”liği sayesinde
her kolu dilediği şekilde hareket ettirmekle mahir bir yaratık. Hangi kolun ne zaman ve ne şekilde
kullanılacağını yalnızca “dönme”
beynin bileceği iş. Dönme beyin kolların faaliyetlerini organize etmede o kadar
mahir ki, alışılagelenlerin dışına çıkmak onun için çok basit.
Rüyam
gerçekten çok tuhaf devam etti aziz dostlar. Beynin mahareti karşısında
kolların ne işe yaradığını sormadan edemedim. Göbekte yaşayan canlılar kolları
sen incele dediler. Tabi ki hemen incelemeye başladım.
Ahtapotun
kollarını incelediğimde hepsinin ayrı renkte ve işlevde olduğunu fark ettim ve
hayrete düştüm. Meğerse her birinin görevi farklıymış.
“Muhbirlik”
yapandan “muharrirlik” adı altında
müsveddelik yapana kadar düzinelerce görev verilmiş kollara. Biri olmayan
şeyleri varmış gibi ihbar ediyor, beyin bir başka koluyla ihbar edileni
cezalandırıyor. Olansa hep göbekte yaşayan canlılara oluyordu ne hikmetse.
Göbekteki düzen kısaca açlık, yokluk, zulüm, işkence canlılara refah ve
rahatlık vekillere, bürokratlara ve muhbirlere.
Ahtapotun
kollarını incelerken bazıları daha fazla dikkatimi çekti. Dikkatimi çeken kollardan birisi “macun”laşmış beynin parçası olan
car-tel’in şeytanları diye adlandırılanıydı. Bu kolun temel görevi göbekte
yaşayanların tefekkür etmelerini engellemek ve haklarını gasp etmekti. Bu kol
kanaletleriyle olmamışı olmuş, yanlışı doğru, ahlaksızlığı güzellik olarak
takdim ederek göbektekileri düşünemez hale getirmekteydi. Bu kolu oluşturan
şeytanlar o kadar mahirleşmişlerdi ki, göbektekiler gördüklerine mi, yoksa
car-tel şeytanlarının söylediklerine mi inanacaklarını şaşırmışlardı. Bu kolun
mahir şeytanları başında uğursuzla kırçıl gelmekteydi. Göbektekilerse
bunlara sivil muvazzaflar adını takmıştı.
İnanın aziz okuyucular ben
de en az onlar kadar bu işe şaştım. Tabi ki, rüyada.
Macunlaşmış beynin mahir kolu
bundan ibaret değildi. Bir kaç koldan daha bahsetmeliyim ki, rüyamı kolaylıkla
tabir edebilesiniz.
Ahtapotun en meşhur
kollarından birisi “düşünce” idi.
Bol bol sağa sola düştüğü için buna “düşünce”
adı takılmış. Düşünce kolunun en önemli özelliği düşünceye tahammülsüz
oluşuydu. Ben ne dersem o olur diyen despot beynin bir dediğini iki etmeyen kol
durumundaydı. Macun beyin despot olunca kolların da despot olması tabiidir.
Ancak göbektekilerin bundan haberi yoktu.
“Düşünce” kolu hep “yaşam”la
hareket ediyordu. Bağırarak çağırarak diğer kolları uyandırmak ve koldaşlarını
harekete geçirmek başlıca görevleriydi. Görevlerini yaparlarken “papo” ve “delioğlu” isimli koldaşlarından yardım almayı da ihmal
etmiyorlardı. Nede olsa bu iki kol çok yardımseverdi. Beyni mutlu etmek için
diğer kollara yardımlarını hiç esirgemiyorlardı.
Kısaca
yorumlayamadığım rüya bu...
Evet,
aziz okuyucular. Gördüğüm rüya bu minval üzere devam edip gitti. Uyandığımda
hala bu dehşetengiz rüyanın etkisindeydim ancak tabir edemedim.
Rüyaları tabir
etmesini biliyorsanız beni aydınlatmanızla mesrur olacağım.
Selam ve sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?