28 Şubat Üniversitesi*
Veysi
ERKEN
28
Şubat.
Zulmün
zirveleştirildiği tarih.
Firavunların bizden izin almadan nasıl rüya
görürsünüz tafralarını arttırdıkları bir gün. Namlularını halka yönelttikleri
bir zaman dilimidir Eylül fırtınasının devamı 28 Şubat.
Merdin-namerdin,
şereflinin-şerefsizin, dik duranın-durmayanın, yamulanın- yamulmayanın belli
olduğu kısaca takkenin düşüp kelin göründüğü zamanın erimediği dönem.
Hani
şair “Çaycı getir, ilaç kokulu çaydan!
Dakika düzelim,
senelik paydan!
Zindanda dakika
farksızdır aydan
Karıştır çayını
zaman erisin;
Köpük köpük,
duman duman erisin!”
diyordu ya.
28
Şubatta zaman erimiyordu. Zaman halkı eritiyordu ve boğuyordu adeta.
Halkı
boğmaya çalışanlar esasında belliydi. Onların kim olduğunu halk biliyordu.
Tamamı “Müslüman görünümlü”lerdi.
Halk
direniş bekliyordu.
Ama
iyi kabul edilenler tırsmıştı.
Erkekler(!)
meydandan çekilmiş, kanaat önderi “28
Şubat”ın demokrasiyi güçlendireceğinden dem vurarak “başörtüsü
furuattır” fetvasını çoktan vermiş, mücahitler sırra kadem basmıştı.
İşte
bu dönemde “namlusunu halka çeviren
tankı selamlamam” sesi
yankılanıyordu ülkede.
Yiğitler
bedel ödemeye hazırdı inançları uğrunda. İlayı Kelimetullah davasının
davacıları yılmadılar. Makamından, mevkilerinden, aşlarından işlerinden olma
pahasına taviz vermediler.
Bedel
bazıları için gerçekten ağır oldu.
Olsun
diyorlardı yiğitler.
Çünkü
mukafaatı cenabı Allah’tan bekliyorlardı.
İşte
bedel ödeyip de taviz vermeyenlerden birisi de Ömer Karahan beydir. Aynı
dönemde BBP Yönetiminde bulunduk.
Sıkıntı
çekti, bedel ödedi.
Onbir
yıl üniversiteden uzak kaldı.
Biz
kadere ve takdire inananlarız.
Ömer
Bey yaşadığı zulmü “28 Şubat
Üniversitesi” adıyla kitaplaştırdı.
Haksızlıklara
karşı direnişi kitaplaştırdı.
İnsanı
esas üzen dost zannedilenlerin tavrı ve tutumu.
Aynı
üzüntüyü hepimiz yaşadık.
Selamı
esirgeyen dostlar(!) gördük.
Bıyıklarını
tıraş eden, namazını bırakan, cumasını evde kılan(!) yiğitleri(!)
erkekleri(!) fetva veren anlı şanlı
hocaları(!) tanıdık.
İşte
“28 Şubat Üniversitesi” bunların
belgesi.
Kitabın
her belgesi ibretlik.
O
dönemi ve günümüzün küresel 28 Şubatçıların şeytanlıklarını öğrenmek için
okunmalı bu tür kitaplar.
Oyun
aynı.
Ellerine
fırsat geçse aynı kıyımı yine yaparlar.
Çünkü
onlar gayrı Müslim ve kendi ifadeleriyle sadece sosyolojik Müslüman.
Evet,
aziz dostlar.
İbretlik
“28 Şubat Üniversitesi”ni okuyun,
okutun ve bilim insanı(!)nın melanetini görün. Ömer Bey:
“
Milletine yabancılaşmış jakoben kafalar ülkeyi çağdaşlaştırma, cehalet ve
irtica ile mücadele adı altında halkın değerlerine saldırmıştır. Binyıl
süreceği iddiası ile ortaya çıkan 28 Şubat süreci de halka yönelik baskı ve
zulmün tırmandığı dönemlerden biridir. Süreç çok yönlü ve boyutludur. Fakat en
temel özelliği Türk milletinin en vazgeçilmez değerlerinden olan dinine
tasallutu esas almasıdır. Örnek aldığımızı iddia ettiğimiz batı toplumlarında
özürlülerden bile en üst verim elde edilmeye çalışılır. Biz de ise iyi yetişmiş
ve yetişen insanlara bile sırf inancı sebebiyle çok kolay kıyılır. Bu kıyımı 28
Şubat döneminde Türkiye’nin en üst düzeyde eğitim vermek, araştırma, ilim ve
hizmet üretmekle görevli üniversitelerinde ibretle yaşadık. Bu kurumlardaki
eğitimci ve en seçkin öğrencilere nasıl kıyıldığına şahit olduk. Ülkemizde
kahtı rical, yani iyi yetişmiş insan kıtlığına rağmen eğitimciler ve istikbalin
bilim insanları çil yavrusu gibi dağıtıldı. Özerk olduğu ifade edilen
üniversitelerimizde yazdığı kitaptan veya verdiği demeçten dolayı profesörler
üniversitelerden atıldı. Akademik kurullarda yapılan eleştirilere cezalar
yağdırıldı. Bunlar bizim evlatlarımız dedikleri öğrencilere farklı kıyafetleri
yüzünden Anayasa, Türk Ceza Yasası, YÖK Yasası ve öğrenci disiplin
yönetmeliğinde bulunmayan suçlar ve cezalar icat edildi. Olmayan veya sahte
tutanaklar ile öğretim üyelerinin işine son verildi. Yani öğrencilere ve
öğretim üyelerine ceza verebilmek için üniversitelerde sahtekârlık yapıldı. Bu
kitapta, utanç verici zulmün belgelerle sunumunu bulacaksınız” diyor.
Ne
kadar acıklı bir tespittir.
Bedel ödetenlere
bedel ödetmek için28 Şubat dönemi bilinmeli ve unutturulmamalıdır.
Esasında kitapta
zulmün ve gaddarlığın bir bölümü yer almaktadır. Bir daha zulmün yaşanmaması, zulmün
ve zalimlerin unutulmaması ve onlardan hesap sorulması temennisiyle iyi
okumalar.
Selam
ve Sabırla.
·
28
Şubat Üniversitesi, Prof. Dr. Ömer Karahan, Tebeşir Yayınları, Konya 2013,
Sahipata Mah.
Mimar Muzaffer Cad. Helvacıoğlu Apt. No. 41/1 Konya
Tel 0332
3536265-66
www.tebesiryayinlari.com
İbretlik bir çalışmaya benziyor. Kısa zamanda temin edip okuyacağım inşallah. Anladığım kadarıyla o günün zulmeden yöneticilerinin tamamı yargılanmadıkça mağduriyet giderilmiş olmaz. Ahmet Yaşar
YanıtlaSil