Cumhur Başkanını Seçerken
Veysi
ERKEN
NOT: Bütün
vekillere ve ilgililere çağrı: Seçimden önce BEDELLİ torba kanununa girsin,
gençlik ve bütün ülke huzur bulsun. Katkı sağlamayan her vekil vebal altında
olduğunu unutmasın.
Cumhurbaşkanlığı
seçimi ile ilgili epey yazı yazdım. Herhalde bu son yazı olacak.
30
Mart seçimlerinden önce başlayan Cumhurbaşkanlığı tartışmaları tuhaflıklarla
devam ediyor.
Tuhaflık
dediğime bakmayın.
Esasında
tuhaflık yok.
Direnme
var.
Türkiye’yi
kendi mülkü ve Türkiye’de yaşayan herkesi kölesi olarak gören oligarşik çetenin
direnişi var.
Bunun
iyi ve doğru takip edilmesi gerekir.
İlk
çıkış 30 Mart seçimlerinden önce Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olamaz,
Abdullah Gül orada kalamaz Haşim Kılıç veya Meral Akşener olabilir röportajıyla
kendini gösterdi.
Tabii
ki, tezgâh önceden kurulduğu için heybedeki turp sona bırakıldı.
Oligarşik
çetenin bütün paydaşları harekete geçirildi ve seçim süreci sabote edilmeye
çalışıldı.
Her
şeye rağmen süreç devam ediyor.
Bu
süreçte “halka rağmen halk için”
zırvasını ortak payda olarak kabul etme durumunda olan ve kendi mensuplarından
aday gösteremeyenler hakarete ve aşağılamaya yeltenir oldu.
Kimi
halkın tıpış tıpış sandığa gitmesinden bahsediyor. Kimi Müslüman bir toplulukta
halka hakaret ediyor. Başka bir şeyin beklenemeyeceğini ifade ediyor.
Bir
adaya karşı olabilirsiniz anlaşılır bir şeydir.
Seçilmesini
engellemek için halkı ikna etmeye çalışırsınız. Yine anlaşılır bir durumdur.
Anlaşılmaz
ve kabul edilmez olan hakaretler, aşağılamalar ve vizyonsuzluktur.
EK
partiye dönüşmüşleri irdeleyin.
Ortaya
koyabildikleri bir şey yok.
Bir
aday hadi adını telaffuz edelim.
Recep
Tayyip Erdoğan.
Seçilirsem
Anayasanın 104. Maddesinde yer alan yetkilerimi kullanacağım. Bu maddeye göre
her bakanlar kurulu toplantısına başkanlık edebilirim. Başkanlık etmek anayasal
bir yetki ve haktır diyor.
Malum
koro hemen olmaz diye feryat figan ediyor.
Anayasada
yazılı olsa da bu hak ve yetkiyi kullanamazsın diyor. Kullanmaya kalkışırsan
hemen mazarrat çıkaracağız diye bağırıyor.
Malum
koroya göre Cumhurbaşkanı cumhurun başkanı olmamalı. Orada sadece oturan
olmalı.
Bunların
ki, ufuksuzluk ve çapsızlık diyeceğim, hafif kalır.
Bilindiği
üzere mevcut adayı muhalefet partileri değil EK parti gösterdiği için
muhalefetin yapacağı sadece itirazdır.
Görevleri
icabı sadece itiraz ve karşı çıkma söz konusudur.
Milletin
dilinde pelesenk olmuş bir söz var bilirsiniz.
Çarşı
her şeye karşı.
İşte
bunlar da sadece itiraz ediyor ve karşı çıkıyor. Adayları da seçilirsem yetkimi
kullanacağım diyemiyor.
Adayları
cumhurbaşkanı siyasetle uğraşmamalı diyor.
Çatı
adayı hem Türkiye’yi bilmiyor hem de mevcut Anayasayı okumuyor diye
düşünüyorum.
Her
neyse.
Bütün
engellemelere rağmen, bütün sabote etme girişimlerine rağmen, aday belirleme
süreci eksik ve yanlış olmasına rağmen cumhur Başkanını seçecek inşallah.
Cumhur
seçilecek başkanından başkan gibi davranmasını bekliyor.
Cumhur
dinamik, koşturan, yetkisini tam ve hakkaniyete uygun kullanan BAŞKAN istiyor.
10
Ağustos seçimleri bunun için bir başlangıçtır.
Bu
başlangıç Yasama, Yürütme, Yargı ve Denetim organlarının cumhur tarafından
seçilecek bir yönetim yapısıyla taçlandırılması gerekir.
Böyle bir taçlandırma
beklentimizdir.
Umarım
ki, adaylar bunu seçimden önce deklere ederler.
Selam
ve Sabırla. 06.08.14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?