Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a
suikast yapılmasını isteyen alçaklara sessiz kalanlar
Veysi ERKEN
Defalarca yazdım.
Siyonist haçlı zihniyetinin
düşmanlığı, hileleri, desiseleri ve uşak kullanması hiç bitmemiştir ve
bitmeyecek.
Özellikle ne zaman Türkiye “Medeniyetimizin Coğrafyası”na liderlik
etme pozisyonuna kavuşsa veya kavuşma çabasına girişse Siyonist haçlı zihniyeti
daha da aktifleşerek piyonlarını devreye sokmakta, milyar dolarları harcamakta,
suikast planlamakta beis görmemektedir.
Son yıllarda Türkiye eski ihtişamına
girmeye başlayınca Siyonist haçlı zihniyeti piyonlarını, örgütlerini daha fazla
devreye sokar oldu.
Bilhassa “one minute”den sonra
alçaklığın zirve yaptığı görülmektedir.
Son on yıllardan bahsedecek değilim.
15
Temmuz ihaneti ve devamını inceleyin yeter.
Her türlü alçaklık had safhada
seyretmektedir.
Özellikle “halk oylaması” süreci ve bitişindeki tavırları incelemek
yeterlidir.
Siyonist haçlı zihniyeti piyonları
vasıtasıyla korkunç bir algı operasyonuna imza attı.
Kitleler “hayır”a yönlendirildi.
Kısmi başarı elde ettiler.
Cenabı Allah oyunlarını ve tuzaklarını
bozdu.
Değişiklik teklifi kabul gördü.
Siyonist haçlı zihniyeti bu sonucu
kabullenemedi, kabullenemiyor. Yeni oyunlar peşinde.
Tabii ki, hayır diyenleri kast
etmiyorum.
Açık ve net ifade ediyorum.
Kastım papanın huzuruna çıkan
çeteyle aynı safta yer alanlardır.
Zira onlar kampanyalarını bilerek ve
isteyerek yürüttüler. Kitlelerin kafalarını karıştırdılar.
Bütün faaliyetleri efendilerinin
emirleri doğrultusunda gerçekleşti.
Bunu nereden anlıyoruz.
Bakınız Fransız denilen bir insan
müsvettesi, üstelik bilim adamıymış.
Erdoğan’ı durdurmanın imkânı yok.
Bunun için Türkiye’de ya iç savaş çıkarılmalı veya Erdoğan’a suikast
düzenlenmeli diyor.
Siyonist haçlı zihniyeti artık
niyetini hiç gizlemiyor.
Medeniyetimizin
coğrafyasında her türlü alçaklığı arttırıyorlar ve medeniyetimizin ihyasına
öncülük etmeye çalışan Türkiye’nin cumhurbaşkanına suikast teklifinde bulunma alçaklığını
gösteriyorlar.
Onları zaten biliyoruz.
Her türlü alçaklığı yapıyorlar ve
yapmaya devam edecekler.
Ya içeridekiler.
Bakınız bu alçaklığa karşı
sessizliklerini devam ettiriyorlar.
Şayet duruşları yerli olsaydı hayır
kampanyasını yürütenler bu alçaklığa sessiz kalmazdı.
Tabii ki, akademik camianın da
sessizliği bizi kahrediyor.
Bilhassa akademik camiayı yönetenler
bu alçaklığa sessiz kalmamalıydılar. Zira bilim adamı kimliğini taşıyan bir
alçağın hezeyanı ile karşı karşıyayız.
Gönül ister k, hayırcılar titreyip
yerliliğe denmeleri ve bu alçaklıklara karşı yerli duruş sergilemeleridir.
Mümkün mü?
Ben bu ihtimali göremiyorum.
Çünkü onlar “tuti-i garbiyun”durlar.
Tuti-i garbiyun’un atası Tevfik
Fikret de aynı herzede bulunmuştu nitekim. Bir lahza-i taahhur (bir anlık gecikme)
şirinde tuti-i garbiyuna hedef gösteren ve sessiz kalanlara Fransız alçağı gibi
şiir diye levsiyatını kusuyordu.
İşte
o kusmukta bir kesit. Bakın
ne diyor Fikret:
“Ey şanlı avcı, dâmını
bî-hûde kurmadın!Attın… Fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!
Hâsılı kelam.
Tuti-i gaybiyunlara ve sessiz kalan
hayırsızlara rağmen Türkiye biiznillah büyüyecek ve medeniyetimizin (İslam)
coğrafyasının ihyasına, inşasına, yücelmesine öncülük edecektir.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?