Kastamonu’da Eşkıyalık*
Veysi ERKEN
NOT: Yazılarımı sosyal medya
hesaplarınızdan link olarak paylaşabilirsiniz.
Tarih,
”bir milletin hafızası” olduğu gibi
ibret alınması gereken olay ve olguları ifade eder.
Bunun içindir ki, “ibret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?”
denilir.
Bu anlamda tarihçilere önemli işler
düşmektedir.
Genç akademisyen tarihçilerimizden Fahri Maden Bey önemli çalışmalara imza
atmaktadır.
Şimdiye kadar 17 esere imza
atmıştır.
Benim okuduğum üç eseri oldu şimdiye
kadar.
Tasavvuf Yolunda, Seyyahların Gözüyle Kastamonu ve Kastamonu’da Eşkıyalık.
Daha önce tanıtmaya çalıştığım “Seyyahların Gözüyle Kastamonu”
kitabında Kastamonu’nun sosyal ve kültürel dokusunu seyyahların anlatımıyla
ortaya koymaya çalışmıştı.
Başarılı bir çalışmadır. Okunması
gerekir.
En son okuduğum kitap ismiyle
müsemma bir konuyu işlemektedir.
“Eşkıyalık”
İlk etapta biraz garip gelebilir bu
isim.
Ama okundukça görevlilerin
görevlerini nasıl istismar ettiklerini ve eşkıyaya nasıl dönüştüklerini daha
kolay bir şekilde anlamamızı sağlıyor.
Esasında görevlilerin eşkıyaya
dönüşümleri her zaman söz konusu olabilmektedir.
Kitapla ilgisi olmamasına rağmen günümüzde
görevini eşkıyalığa dönüştüren en tipik misal DonaldTrump’tır.
Trump ve Siyonist haçlı zihniyeti
mensubu olan avenesi zamanımızda küresel
eşkıyalığın ve haydutluğun temsilcileri durumundadırlar.
“Kastamonu’da
Eşkıyalık” kitabının girişinde tarihi süreç içinde Kastamonu’da “Türk İdaresi”, “Candaroğulları Beyliği” ve“Türkmen
İsyanı”ndan bahsedilmekte ve “Eşkıyalık” konusuna geçiş yapılmaktadır.
Kitap’ta “Suhte”, “Mültezim”, “Levent” ve “Mütesellim” görevlerinin tanımı
yapılmakta ve görevlerde bulunup görevini kötüye kullanarak “eşkıyalık” yapanlara örnekler
verilmektedir.
Esasında bizim medeniyet
anlayışımızda görevler ve makamlar birer emanettir.
Görev, mevki ve makamlar ehline
tevdi edilmelidir.
Görevler ehline tevdi edilse bile,
görevliler azabilir ve azgınlaşabilir.
Tarihte bunun örnekleri çoktur.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi
Kastamonu’da da bunun örneklerine rastlamak mümkündür.
Fahri Maden Bey de Kastamonu
mıntıkasında görevini kötüye kullanan ve eşkıyaya dönüşenleri bize tanıtmıştır.
“Kara Kayış Osman”, “Gevheroğlu
Osman”, “Altıkulaçzade Hacı Hüseyin”, Boyabat Ayanı Genç Mehmedzade Mustafa”, “Taşköprü
Ayanı Hacı Ömer”, “Tahmisçioğlu Mustafa”, “Delibaşı Kadıkıran Mehmet Ağa”, “Taşköprülü
Deli Duman”, “Sepetçioğlu Osman Efe”, “Sepetçioğlu Akkaş”, “Ovacıklı Eğri Ahmet”
ve “Dayıoğlu Hacı İbrahim” başlıca örneklerdir.
Bu
çalışma sosyal hayatın yönetim anlayışından ve yöneticinin “gücü”nü kullanma tarzından nasıl etkilendiğini ortaya koymaktadır.
Önemli
bir çalışmadır.
Özellikle toplumsal hayatı, yönetim
anlayışlarını ve yönetmede kullanılan güç
kaynaklarını anlama ve yorumlamada bu tür çalışmaların önemi büyüktür.
“Eşkıya Dünya’ya Hükümran Olmaz”
düsturunu hayata geçirebilmek için görevini ilke ve kuralların dışına taşırarak
eşkıyaya dönüşenleri iyi tahlil etmek gerekir.
Tarihi
süreç içinde Kastamonu’daki sosyal hayatı anlamamıza katkı sağlayan genç
akademisyen tarihçi Fahri Maden Beyi
bu çalışmasından dolayı tebrik ediyorum.
Önemli
bir konuya imza atmıştır.
Yönetim
bilimleri ile ilgili bir akademisyen olarak kitaptan istifade ettim.
Umarım
ki, Fahri Bey bu çalışmasıyla başta tarihçilere ve yöneticilere ufuk açmış
oldu.
Tabi
ki, ufuk sahibi olabilmek için okumak gerek.
Unutulmamalıdır
ki, bizim medeniyet anlayışımız “oku”maya
dayanır.
Vahyedilen
ilk ayet “ikra” oku ile başlar.
Okumak,
tefekkür etmek, tezekkür etmek ve taakkul etmek hatalardan ve kusurlardan
arınmanın ve medeniyet inşa etmenin başlangıcıdır.
Eşkıyalığa
son vermek için haydi okumaya.
Selam
ve Sabırla…
·
Okumak
için:
Kastamonu’da Eşkıyalık, Fahri Maden.
Kitabevi,
Yerebatan Caddesi, Nu: 33/6 Cağaloğlu-İstanbul.
Telefon: 0212 5124328
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?