Sabıklar ve Sadıklar
Veysi ERKEN
Malum söz “arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”.
Bu söz, çok şey anlatır arif olanlar
için.
Anlamayanlara zaten bir şey
anlatamazsınız.
Çünkü onlar “mermer kafa”ya dönüşmüşlerdir. Beli görevleri ve
görevlendirilmeleri icabı mermer kafaya dönüşmüşlerdir.
Cenabı Allah bu tipleri “Andolsun biz, cinler ve insanlardan,
kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen,
kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte
bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta
kendileridir. Araf-179” biçiminde tavsif etmektedir.
Bunu bir gerçeği ifade etmek için
naklediyorum.
Yıllarca beraber yol ve ülkü arkadaşlığı yaptığımız bazı
insanların savrukluğunu görünce gerçekleri ifşa etmenin gerektiğine
inanıyorum.
Bunları yapınca da ünlü Türk
büyükleri(!) rahatsız oluyorlar. Çünkü gerçeği göremeyecek kadar
savrulmuşlardır. İlke ve ülkülerinin tam zıttını savunur hale dönüşmüşlerdir.
Geçmiş ile ilgili konuşurken ben de
şöyle idim diye başlıyorlar söze. Doğru bizde sizi öyle zannediyorduk ve
sizinle yol ve ülkü arkadaşıydık.
Bugün ise siz sadece “sabık”lardansınız. Siz öyle bir
savruldunuz ki, bölücülerle, lgbt’lilerle, ezandan ve kur’an'dan rahatsız
olanlarla kol kola girdiniz, Siyonist haçlı zihniyetinin uşaklarıyla ortak
paydada buluştunuz.
Evet, sizler “sabık”sınız, “sadık “değilsiniz.
Hâlbuki cenabı Allah bizleri “sadık”larla olmaya davet ediyor. İşte
o davet: “Ey iman edenler! Allah’a karşı
gelmekten sakının (takva: doğru eylemde bulunun) ve doğrularla (sadıklar)
beraber olun. Tevbe 119”
Bütün bu ikazlara rağmen, domuz
severlerin, lgbt’lilerin, soru çalanların, halkın malını gasp edenlerin,
yalancıların, inkârcıların, milletin tepesine bomba yağdıranların safına
savruldunuz.
Geçmişte beraber olmuşuzdur. Ama
artık değiliz. Çünkü sizler “sabık”sınız,
“sadık” değil.
Bizler hala aynı yol ve ülkünün
yolcusuyuzdur.
“Çağrımız İslam’da Dirilişedir” nidaları eksik olmayacak dilimizden
inşallah. Bizler “sabık”larla değil,
“sadıklar”larla devam edeceğiz
kısmetse.
Gün ola hayır ola.
Belki bir gün tevbe edersiniz.
Hata ve yanlışlarınızın farkına
varırsınız.
“Sadıklar”
içinde yer alırsınız.
“İstiğfar”
ve “tevbe” kapısı her zaman açıktır.
Biz buna inanıyoruz.
Geliniz dönüşü olmayan yolun yolcusu
olmaktan vazgeçiniz.
Mağduriyet edebiyatı ile sizi
kandırmaya çalışan pensilvanya şeytanlarını yoldaş edinmeyiniz.
Hem kendinize hem de ülkenize zarar
vermeyiniz.
Venezüella’yı işgal etmeye çalışan “küresel haydutlar”a alkış tutup, o
haydutlardan Türkiye’nin de işgalini
bekleyen pensilvanya şeytanlarına kanmayınız.
Bu bir tebliğdir.
Aksi takdirde sizler sadece birer “sabık” ve Salman bey dostumun
ifadesiyle “zübük” ve “güdük”
olarak anılırsınız.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?