20 Kasım 2021 Cumartesi

 Ekonomik Savaşı Kazanmak İçin:

Üretim, İhracat ve boykot’un yanında Fiyatlarda istikrar, Pahalılığı durdurma ve gelir durumunu düzeltmek şarttır.

 

Veysi ERKEN

               Türkiye’yi imha etmek isteyen Siyonist haçlı zihniyeti ülkemizin içindeki elemanlarını tamamen harekete geçirmiş ve ülkemizi “algı operasyonu” ile ekonomik olarak çökertme faaliyetini hızlandırmıştır.

            İçeride sıkıntı ve pahalılık yok diyen zaten mevcut değildir. Ancak sıkıntıları ve pahalılığı arttırmak için dolaplar çevrilmekte ve özellikle dün Erdoğan’ın etrafını saranlar daha fazla kullanılmaktadır.

            AK parti döneminde bakanlık, vekillik ve meclis başkanlığı yapmış kişileri takip ediniz yeter. Dün susanlar bir yerden emir almışçasına sıkıntı ve pahalılığı arttıracak faaliyetlerin içine girmiş bulunuyorlar.

            Tabii ki, Türkiye’ye karşı oluşturulan zillet ittifakının algı operasyonunu da analiz etmekte fayda var.

            Bugün ülkemiz içten ve dıştan kuşatılmış vaziyette. Elbette kuşatmayı kırmak ve yok etmek için yapılan güzel çalışmalar var. Takdire şayandır.

            Ancak ekonomik kuşatma vatandaşı derinden etkilemeye başladı ve acilen tedbir alınması gerekir.

            Özellikle fiyat istikrarını sağlamak için gerekirse “narh” konulmalıdır. Stokçuluk yapanların malları ve emtiaları müsadere edilmelidir.

            Ekonomik çökertme planları yeni değildir ve bununla ilgili savaşı kazanmak için “üretim, tasarruf ve boykot”un gerekliliğini ifade etmiştim. Bunlara ilave olarak acilen alınması gereken tedbirler vardır. Bunların başında toplumda güveni sarsan çoklu maaşlardan ve görevlendirmelerden vazgeçilmesidir. Özellikle üzerinde fazla durulmayan çift maaşlı milletvekillerinin maaşları da teke indirilmelidir.

Tabii ki, konu sadece maaşlar değil toplumsal gelir makası uygun hale getirilmelidir.

            Mesela asgari geçim ücreti ile en yüksek ücret arasındaki fark – misal olsun -beş kattan fazla olmamalıdır.

            Kısaca bir kesimin bir eli yağda bir eli balda iken toplumun ekseriyeti sefalet içinde olmamalıdır.

            Acilen üretim, tasarruf ve boykota ilave olarak gelir durumunu düzeltecek, fiyat istikrarını sağlayacak ve pahalılığı durduracak tedbirleri hemen yürürlüğe koymak gerekir.

            Aksi takdirde Türkiye’de muhalefet zannedilen Türkiye’ye muhalefet edenlerin zararları ve algı operasyonlarının sonuçları çok vahim olabilir.

            Acilen fiyat istikrarı ve pahalılığı durdurmak gerekir diyerek bu savaşı kazanmak için daha önceki görüşümü tekrarlıyorum.

“Yeryüzünü kana bulayan, kandan, kinden, nefretten ve sömürüden beslenen Siyonist haçlı zihniyetinin “Küresel Haydutları” ülkemize karşı yeni bir cephe açtılar. Sayın Başkanın ifadesiyle BODOSLAMA açılmıştır.

            Bu cephe Ekonomide açılmıştır.

            Temel hedef ülkemize diz çökertmektir.

            Küresel haydutlar biliyorlar ki, Türkiye İslam ve Mazlum coğrafyaların KALBİ ve BEYNİ durumundadır. Bu asırlardır hep bu şekilde bilinir.

            Siyonist haçlı zihniyetinin Küresel Haydutları bu coğrafyaları tamamen sömürgeleştirerek yok etmenin yolunun Türkiye’yi güçsüzleştirmek ve dağıtmaktan geçtiğini biliyorlar.

            Tabi ki, bu alçak zihniyetin tezahürleri ve saldırıları yeni değildir.

            Haçlı seferlerinin başlangıcından beri haydutların niyet ve gayeleri aynıdır.

            Osmanlı döneminin son bulmasıyla Asya ve Afrika’da oluşturulan sömürü çarkı bunun göstergesidir.

            Küresel haydutlar her şeyi istiyorlar. Bir kurgu makalenin diliyle “Dünyayı ve Yüzde Beşini istiyorlar” ( https://dunyalilar.org/dunyayi-ve-yuzde-5ini-istiyorum.html/ )

            Bunun için Türkiye’yi hedef seçmiş ve piyonlarını piyasaya sürmüş durumdadırlar.

            Unutulmamalıdır ki, bu savaş piyon, uşak ve köle örgütler ile taşeron bireylerle yürütülmektedir.

            Coğrafyamızdaki bütün vahşi ve katil örgütleri kurduran, finanse eden ve maşa olarak kullanan hep küresel haydutlar olmuşlardır.

            Birleşmiş Milletler adı ile oluşturulan çatı örgüt ve buna bağlı birimler de bu zihniyetin örgütleridir.

            “One Minute” ve “Dünya Beşten Büyüktür” çıkışı ile birlikte “ithalat- ihracatta Milli Para”nın kullanılması teklifi küresel haydutların bütün örgütlerini hoplatmış ve maşalarını piyasaya sürmelerine sebep olmuştur. Özellikle Türkiye’deki uşak ve piyon maşalar devrededir.

            Aziz dostlar, Küresel haydutlar “Hayır Diyen Bir Türkiye” ve İslam Coğrafyası istemiyorlar. Önlerinde diz çöken bir ülke ve lidercikler arzuluyorlar. Kudurmuşlukları Türkiye’nin HAYIR demesindendir.

            Ekonomik savaş bunun için devreye sokulmuş ve piyonlar piyasaya sürülmüştür.

            Bu savaşı kazanabilir miyiz?

            Elbette.

            İnanıyoruz ve cenabı Allah’a güveniyoruz.

            Biz cenabı Allah’ın emrettiği şekilde hayatımızı kurgularsak başaramayacağımız bir şey, kazanamayacağımız bir zafer yoktur.

            Cenabı Allah Say (çaba, gayret, üretim, çalışma, direnç) ediniz diyor. Çabalayın ve üretin diye yol gösteriyor.

            Şimdi üretimi arttırma, yerlileştirme, bağımsızlaştırma zamanıdır.

            Bir örnekle bunu izah edeyim.

            Elektrikli otomobil ve otobüsler hemen devreye sokulmalı.

            Test aşaması, baba yiğit gibi ifadeler bir kenara bırakılmalı ve prototipler hemen seri üretime dönüştürülmelidir.

            Hatta kısa zamanda ihracatları da yapılabilmelidir.

            Yazılımlar, yerli arama motorları, yerli kredi kartları, sosyal medya platformları devreye sokulmalıdır.

            Esasında insanımızın kısa sürede üretemeyeceği bir şey yoktur.

            1974 ambargosundan sonra kurulan ASELSAN, aspilsan, roketsan ve devamları ortadadır.

İHAlar, SİHAlar, Altaylar ve diğer yerli üretimler gururumuzdur.

            Bu üretim merkezleri yerli zannedilen işbirlikçi piyonlar marifetiyle engellenmeseydi bugün Türkiye her alandaki üretimde dünyanın merkezi olurdu.

            Mevcut yönetimden beklentimiz üretimin kısa sürede harekete geçirilmesi için engelleyici bürokratik işbirlikçilerin ve piyonların tasfiye edilmesidir.

            Üreten desteklenmeli, köstek olan tasfiye edilmelidir.

            Ekonomik savaşı kazanmak için bir diğer önemli boyut TASARRUFTUR.

            Tasarruf bütün kamu kurum ve kuruluşlarla birlikte yarı kamu kurumu niteliğinde olan bütün oda, birlik ve sendikalarda olmalıdır.

            Tasarrufu sade vatandaştan beklemenin yeterli olamayacağı bir gerçektir.

            Yukarıda belirttiğimiz alanlarda israf had safhadadır.

            Makam araçları, makam şoförleri, lojmanlar, sosyal tesisler ve sayamayacağımız kadar pek çok alanda İSRAF had safhadadır.

            Düşünün ki, bugün beş yüz bine yakın makam aracı ve şoförü vardır.

            Emekli olmuş bazı kişilere ölünceye kadar makam aracı, şoförü ve yakıtı tahsis etmenin hangi vicdan ve ahlakla bağdaşır yanı vardır.

            Evet, ekonomik savaşı kazanmak için üretim ile birlikte TASARRUF da şarttır.

            Ülkemize karşı haydutlar tarafından yürütülen bu savaşı kazanmak için bir de BOYKOT gerekir.

            Her alanda BOYKOT zamanıdır.

            Bütün mazlum coğrafyalarda yürütülen NATO operasyonları boykot edilmeli, zaruri olmayan bütün mal ve ticaretler boykot edilmelidir.

            Biiznillah, üretim ve tasarrufla birlikte BOYKOT Siyonist haçlı zihniyetinin küresel haydutlarını dize getirecek ve yeryüzünde adalete dayalı nizam-ı âlemin başlangıcı olacaktır.

            Haydi, dostlar, cenabı Allah’ın dışında kimseye eğilmeyen, secde etmeyen başlar.

            Direnişe ve dirilişe yol alalım.

            Üretim, tasarruf ve boykotla bu savaşı kazanalım.

            Bilinmelidir ki, zafer cenabı Allah’a inanan, gevşemeyen ve direnenlerindir.

            Zafer “Allah’a dayan, Say’e sarıl, hikmet’e ram ol, yol varsa budur. Bilmiyorum başka çıkar yol” diyenlerindir.

            Selam ve Sabırla…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?